Germanicus, Roma’nın bir sonraki imparatoru olmaya aday, gelecek vaat eden genç bir yetenekti ama hayatı aniden sona erdi. Ölümü halkı yasa boğdu ve kısa süre içinde cinayet ve suikast söylentileri yayıldı.
Germanicus’un genç yaşta ölmesi beklenmiyordu. İmparator Augustus’un büyük yeğeni olarak, kaderinde Roma’nın bir sonraki hükümdarı olmak vardı. Ancak siyasi kariyerinin zirvesindeyken, Roma’nın altın çocuğu aniden ve gizemli bir şekilde hayata veda etti.
Germanicus çarpıcı derecede yakışıklı, sosyal açıdan becerikli ve savaş alanında karizmatik bir liderdi. İmparator Augustus, varisi Tiberius’un Germanicus’u 19 yaşındayken resmen evlat edinmesini sağlayarak, Tiberius’un oğlu Drusus yerine Germanicus’un bir sonraki imparator olacağının işaretini vermişti.
(İlgili: Köle İsyanına Öncülük Eden Gladyatör Spartaküs Kimdi?)
MS 14 yılında Augustus öldü ve Tiberius Roma’nın bir sonraki imparatoru olarak tahta çıktı. Bazıları, belki de kötü niyetle, Germanicus’un yeteneklerinin, evlatlık oğlunun karizmasından yoksun, çalışkan bir adam olan Tiberius’u gölgede bıraktığına inanıyordu. Tiberius’un kıskançlığına dair söylentiler ve etrafında çok sayıda siyasi düşman varken, Germanicus’un ölmesini dileyebilecek çok sayıda potansiyel rakibi vardı. Germanicus 34 yaşında öldüğünde, pek çok kişi bunun sebebinin cinayet olduğuna inanıyordu.
Savaş kahramanı
Germanicus’un bir gün imparatorluğu yöneteceği ve bu rol için eğitilmesi gerektiği varsayılıyordu. Tiberius imparator olduğunda, MS 9’da Teutoburg Ormanı Muharebesi’nde Germen kabilelerinin Roma lejyonlarını yenmesinin ardından, Germanicus’a Ren Nehri’nin doğusunda Roma hâkimiyetini yeniden tesis etme görevini verdi.
O sırada Galya’da konsül olarak görev yapan genç Germanicus, Ren Nehri’ni geçerek sekiz sadık lejyonun desteğiyle Germanya’yı işgal etti. Sonunda MS 16 yılında, Weser Nehri yakınlarındaki Idistaviso Muharebesi’nde kesin bir zafer kazandı.
Tiberius, Germanicus’u bir zafer töreniyle ödüllendirdi ve Roma’ya dönmesini istedi. MS 1. ve 2. yüzyıl tarihçisi Tacitus, Tiberius’un evlatlık oğlunu nasıl övdüğünü şöyle kaydetmişti: “Doğu’daki kargaşa ancak Germanicus’un bilgeliğiyle yatıştırılabilirdi: çünkü onun yılları sonbaharına yaklaşırken, Drusus’un yılları henüz olgunlaşmamıştı.”
İmparatorun Germanicus’un askeri başarılarına duyduğu kıskançlık hakkındaki kötü niyetli söylentilere rağmen, Tiberius MS 17’de Yunanistan’ın doğusundaki işleri halletmesi için ona özel bir yetki verdi. Bu eyaletleri tanımak ve yönetmek, gelecekteki imparatorların eğitiminde vazgeçilmez bir adımdı.
Ancak Tiberius bazıları için kafa karıştırıcı bir karar verdi. Germanicus’a doğunun başkomutanlığını verirken, devlet adamı Gnaeus Calpurnius Piso’yu da Suriye valisi olarak atadı. Suriye eyaleti önemliydi çünkü Roma’nın o dönemdeki başlıca düşmanı olan Part İmparatorluğu’na karşı tehlikeli sınırı koruyan lejyonlar Suriye’nin başkenti Antakya’da konuşlanmıştı.
Köklü bir aileden gelen Roma senatörü Piso, sertliğiyle tanınıyordu. Germanicus’un onun atanmasına karşı çıktığı anlaşılıyor. Söylentiler, İmparator Tiberius’un Piso’yu, annesi İmparatoriçe Livia’nın isteğiyle, Germanicus’u gizlice kontrol etmek için atadığı yönündeydi. Suriye’de Livia’nın yakın arkadaşı olan eşi Plancina’nın eşliğinde olan Piso, antik tarihçilere göre, Germanicus ve eşi Agrippina’ya karşı düşmanlık ve sindirme kampanyası yürütmekle görevlendirilmişti. Tacitus, “Annales” adlı eserinde, “Piso’nun Tiberius’tan gizli talimatlar aldığına inanılıyordu; Plancina’nın da kadınsı bir kıskançlıkla Agrippina’ya zulmetmeye kararlı olan eski imparatoriçeden öğütler aldığına kuşku yoktu.” diye belirtiyor.
Öngörülen gelecek
Germanicus’un doğuya yaptığı yolculuk, pek çok açıdan, bir güç konsolidasyonuydu. İlk durağı, Augustus’un Actium yakınlarında kurduğu bir şehir olan Nicopolis’ti. Oradan, kendisi ve ailesinin sıcak bir şekilde karşılandığı ve onurlandırıldığı Atina’ya gitti. Ancak doğuya giden yolun da sıkıntıları vardı. Germanicus Asya eyaletine vardığında, rahiplerin Apollon’un iradesini şiir yoluyla aktardığı, Kolophon yakınlarındaki Klaros’ta bulunan ünlü kehanet merkezini ziyaret etti. Beklentilerin aksine, kahinin mesajı uğursuzdu ve Germanicus’un zamansız ölümünü öngörüyordu.
Germanicus doğudaki görevlerini etkin bir şekilde yerine getirdi. Ermenistan’ın yeni kralının taç giymesini sağladı ve Part İmparatorluğu ve müttefik krallıklarıyla diplomatik ilişkileri geliştirdi. Ancak Piso’nun gözünde, Germanicus’un dostane diplomasisi Roma’nın konumunu zayıflatıyordu. Germanicus’a karşı bir karalama kampanyası başlatan Piso, Germanicus’u zayıflatmak için sadakatlerini satın alarak lejyonları yozlaştırdı. Germanicus’un Mısır’ı ziyaret etmeye karar vermesiyle ikili arasındaki gerilim daha da tırmandı.
Mısır’da övgüyle karşılandı
Mısır’ın Oxyrhynchus kentinde bulunan bir papirüse göre, Germanicus İskenderiye’ye vardığında halk onu büyük bir coşkuyla karşılamıştı. Halkın karşısına çıktığında ona desteklerini haykırıyorlardı. Belki de bu sıcak karşılamadan cesaret alan Germanicus, Roma şehrinin başlıca buğday kaynağı olan imparatorluk tahıl ambarlarını açarak eyaletteki tahıl sıkıntısını gidermeye çalıştı. Bu eylem imparatorluğun başkentine yapılan buğday sevkiyatını etkileyerek yiyecek kıtlığı korkularını tetikledi.
Germanicus’un dikkatsizliği Tiberius’u huzursuz ediyordu. Piso’nun olumsuz raporları da bu duyguyu pekiştiriyordu. Tiberius ve Germanicus arasındaki gerilim tırmanarak aralarının açılmasına yol açtı. Germanicus Mısır’dan Antakya’ya döndüğünde, Piso ile olan düşmanlığı zaten herkes tarafından biliniyordu.
Daha sonra Germanicus aniden hastalandı. Antik çağda, herhangi bir hastalığın nedenini belirlemek zordu. Önemli sorumluluklar üstlenmeye hazır 34 yaşındaki sağlıklı bir adamın, hiçbir uyarı ya da açık bir neden olmaksızın aniden ciddi şekilde hastalanabileceğini kabul etmek kolay değildi. Başka sebepler arayan arkadaşları ve ailesi, Germanicus’un baş düşmanı Piso’nun kendisine karşı bir komplo düzenlediğinden şüpheleniyordu. Germanicus da aynı fikirdeydi.
Kısa süre sonra Germanicus’a yakın olanlar, sarayda generalin kötü niyetli büyü uygulamalarına maruz kaldığına dair kanıtlar bulduklarını iddia ettiler. Büyüler ve lanetlerle birlikte yakılmış insan kalıntıları bulduklarını bildirdiler. Lanet tabletleri, üzerine büyüler yazılmış ince kurşun levhalardı.
Lanet tabletleri arasında, yeraltı tanrılarına yakarışlarla çevrili “Germanicus” adının yazılı olduğu bir tablet de vardı. Germanicus’un destekçileri, bunu Piso’nun düzenlediğini düşünerek faili aramaya başladılar. Piso’nun eşi Plancina’nın, zehir ve karanlık sanatları kullanmasıyla ün salmış bir kadını işe alması şüpheleri daha da artırdı. Piso’ya karşı kanıtlar birikmeye başlamıştı.
Germanicus’un suçlamalarının farkında olan Piso, Suriye’den ayrılıp Roma’ya gitmeye karar verdi. Ancak yoldayken Germanicus’un iyileşmekte olduğu haberini aldı. Bu haber Roma’ya da ulaştı ve geniş çaplı bir sevinç yarattı. Meşalelerle donanmış bir kalabalık gece yarısı sokaklara döküldü, kurbanlık hayvanları taşıdılar ve “Salva Roma, salva patria, salvus est Germanicus—Roma güvende, vatan güvende, Germanicus güvende” diye sloganlar attılar. Ne yazık ki bu kutlamaları kısa sürdü.
Kısa bir süre sonra Germanicus Antakya’da öldü ve ölmeden önce hem Piso’yu hem de Plancina’yı açıkça cinayetle suçladı. Tacitus’a göre, Germanicus, “Şimdi gerçekten sizden Piso ve eşi Plancina’nın kötülüğü yüzünden ayrıldım ve dualarımı kalbinizde bırakıyorum.” demişti.
Doktorlar, zehir belirtisi olup olmadığını görmek için vücudunu dikkatlice incelediler ancak hiçbir şey bulamadılar. Antakya’daki cenaze töreni basitti, ancak Tacitus yas tutanların “onun erdemlerine dair anılar” sunduğunu aktarıyor.” Ölümünü Büyük İskender’in ölümüyle kıyaslayanlar vardı.”
Piso yargılanıyor
Germanicus’un cesedi yakıldı ve külleri Roma’ya geri götürülmek üzere dul eşine verildi. Çocuklarının eşliğinde, kederli Agrippina bu yolculuğu hem ölen kocasını onurlandırmak hem de ölümünden sorumlu olduğuna inandığı kişileri suçlamak için kullandı. İtalya’nın güney kıyısındaki Brindisi’ye vardığında, Agrippina halkın büyük keder gösterileriyle karşılandı. Ancak Germanicus için Roma’da sadece mütevazı törenlere izin veren Tiberius’un orada olmaması dikkat çekiciydi.
Halkın tuttuğu yastan rahatsız olan Tiberius dikkatini Germanicus’un ölümünden sonra Suriye’ye dönen Piso’ya çevirdi. Piso Senato önünde yargılandı ve Germanicus’u öldürmekten, itaatsizlikten ve Germanicus’un ölümünden sonra Suriye’de iç savaşı kışkırtmaktan suçlu bulundu. Vali ölüme mahkûm edildi, ancak cezası infaz edilemeden intihar etti. Piso’nun ölümünden sonra, Senato ona altı ölüm sonrası ceza verdi; bunlar arasında kamusal yas tutmayı yasaklamak, portrelerini ve heykellerini kaldırmak ve mallarına el koymak vardı.
Piso’nun mahkumiyetine rağmen, Germanicus’un ölümüyle ilgili tartışmalar devam ediyor. Bilim insanları onun doğal sebeplerden ölmüş olabileceğini öne sürüyor fakat kesin bir kanıt yok. Eğer öldürüldüyse, Piso baş şüpheli olmaya devam ediyor, ancak Tiberius da şüpheyle karşılanıyor. Sonraki yıllarında Tiberius, Agrippina ve Germanicus’un iki oğlu da dahil olmak üzere siyasi rakiplerini hedef aldı. Ancak gelecekteki tarihçiler için işleri daha da karmaşık hale getirmek için Tiberius, Germanicus’un hayatta kalan ve bir sonraki imparator olacak olan oğlu Gaius Julius Caesar Germanicus’u evlat edindi.
Tarih onu daha çok Caligula olarak tanıyor.
National Geographic. 31 Temmuz 2024.
You must be logged in to post a comment Login