Pompeii’deki İsis tapınağında bulunan birçok kuşa ait kalıntılar, kuşların tanrıçaya tapınmanın önemli bir özelliği olduğunu gösteriyor.
Pompeii’deki İsis Tapınağı’nda kazı yapan arkeologlar, muhtemelen tapınağı küçültüldükten sonra tanrıçayı yatıştırmak için düzinelerce kuşun yendiği bir ritüel ziyafetin kalıntılarını keşfettiler.
International Journal of Osteoarchaeology’de yayımlanan çalışmaya göre bulgular, MS 1. yüzyılda Roma toplumunda yerleşik hale gelen bir Mısır kültü olan İsis’e tapanlar için kuşların önemini gösteriyor.
Çalışmanın ilk yazarı Chiara Corbino, “Bu ritüel, muhtemelen tapınağı biraz daha küçülten tadilatların kefaretini ödemek için üç İsis rahibi tarafından tek bir günde gerçekleştirilmişti.” diyor.
(İlgili: Güzel Konuşan Köylü Hikayesi ve Mısır Adaleti)
Pompeii, MS 79 yılında Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla yok olan zengin bir Roma kentiydi. Kalınlığı 6 metre kadar olan volkanik kül tabakasının altına gömüldü ve aşamalı olarak kazılarak Roma İmparatorluğu’nun erken dönemlerindeki yaşamın bir görüntüsünü sağladı.
Corbino, tadilatların MS 62 yılında tapınağa zarar veren bir depremin ardından yapılmış gibi göründüğünü, bunun da ziyafetin deprem ile 79 yılındaki patlama arasında gerçekleştiği anlamına geldiğini söylüyor.
Kazılarda en az sekiz tavuk, bir kaz, bir güvercin, bir domuz ve iki istiridyenin kömürleşmiş kalıntıları bulundu. Etin bir kısmı rahipler tarafından pişirilip yenmiş, geri kalanı ise İsis’e adak olarak yere serilmiş olmalıydı.
İsis genellikle kuş kanatlarıyla tasvir edilirdi ve bazı arkeologlar onun bir zamanlar şahin başlı Mısır tanrısı Horus gibi bir kuş tanrı olabileceğini düşünüyor.
Yeni bulgu, kuşların İsis kültünün merkezinde yer aldığına dair kanıtlara bir yenisini daha ekliyor. Araştırmanın yazarları, “Bu çalışma, kuş kurban etmenin İsis ritüellerinin önemli bir parçası olduğunu doğruluyor.” diyor.
İsis Kültü
İsis kültü, Mısır’dan Yunanistan’a yayıldı ve MÖ 1. yüzyılda Roma dünyasının bir parçası haline geldi.
Araştırmada yer almayan Basel Üniversitesi’nden tarihçi ve arkeolog Sabine Deschler-Erb, Roma İmparatorluğu’nda askerlerin, yöneticilerin ve tüccarların hareketliliğinin İsis kültü gibi Doğu dinlerinin yayılmasını teşvik ettiğini söylüyor.
Sabine Deschler-Erb, kült ritüellerinin gizli olduğunu ve yazıya dökülmesine izin verilmediğini, bu nedenle arkeolojinin bunları öğrenmenin tek yolu olduğunu belirtiyor. Şimdiye kadar İsis kültü söz konusu olduğunda kurban kalıntıları sadece Yunanistan, İspanya ve Almanya’da bulunmuştu.
“Pompeii çalışması, İtalya’daki bir İsis kutsal alanının ilk arkeozoolojik incelemesi.”
Hayvan Kurbanları
Araştırmada yer almayan Colorado Boulder Üniversitesi’nden tarihçi Isabel Köster, Pompeii’deki buluntuların, Almanya’nın Mainz kentindeki İsis ve Magna Mater Tapınağı gibi Roma topraklarındaki İsis tapınaklarında bulunan kuş kurbanı kalıntılarıyla benzerlik gösterdiğini belirtiyor.
Ancak araştırmada yer almayan tarihçi ve Groningen Üniversitesi’nde emeritus profesör olan Jan Bremmer, Pompeii’de sunulan tavuk ve kazların o dönemde İsis’in Roma tapınmasında önemli bir tanrı olmadığını gösterdiğini söylüyor. “Önemli tanrılar genellikle sığır gibi daha önemli hayvanları kabul ediyorlardı.”
Türleri ne olursa olsun, kurbanlık hayvanlar genellikle uygun dualar okunurken ya da söylenirken törenle öldürülürdü. Et genellikle daha sonra kömürleştirilir ve bir kısmı tanrıya sunulurdu, geri kalanı ise genellikle rahipler ve kurban için ödeme yapan kişi tarafından pişirilir ve yenirdi.
Londra Üniversitesi’nde arkeolog olan ve araştırmada yer almayan Erica Rowan, Pompeii’deki kuş sunuları ile başka yerlerde İsis’e yapılanlar arasında hem benzerlikler hem de farklılıklar olduğunu belirtiyor. Örneğin, Mainz’de ve Yunanistan’daki Delos’ta İsis’e sunulan hayvan kurbanları, önemli kalıntılar bırakmak yerine neredeyse tamamen ateşle tüketilirken, İspanya’daki Baelo Claudia bölgesinde kuşlarla birlikte sığır ve balık kalıntıları da bulunmuştu.
Live Science. 16 Mayıs 2023.
Makale: Corbino, C. A., & Demarchi, B. (2023). Birds for Isis: The evidence from Pompeii. International Journal of Osteoarchaeology.
You must be logged in to post a comment Login