Antik Mısır Timsah Kültü, Mumyalanmış Timsahla Ortaya Çıktı

Mumyalanmış timsahın içindeki balık kancası ve sindirilmemiş balık, Sobek kültü için nasıl tuzağa düşürülüp yakalandıklarını ortaya çıkardı.

Antik Mısırlılar bazı timsahları esaret altında yetiştirirken, bazılarını ise avlamış olabilirler. (C: Erica Ruth Neubauer/Shutterstock)

Antik Mısır’da hayat, timsahlar için vahşi bir yolculuktu. Nil Nehri’nin en ikonik yırtıcısı olan timsahlar, kendilerine tapılan, şımartılan ve kurban edilen tuhaf bir kültün odak noktasıydı. Ancak araştırmacıların, bu saygı duyulan sürüngenlerin doğal yaşam alanlarından nasıl çıkarıldıklarını anlamaları binlerce yıl sürdü.

Bu antik dini uygulamanın gizemi, İngiltere’deki bir müzede bulunan mumyalanmış bir Mısır timsahı üzerinde yapılan yeni bir analiz sayesinde nihayet çözüldü. Bir dizi tarama, hayvanın karnında sindirilmemiş bir balık ve bir olta kancasının varlığını ortaya çıkardı; bu da timsahın vahşi doğada yakalandığını ve yakalandıktan hemen sonra öldürüldüğünü gösteriyor.

“Digital Applications in Archaeology and Cultural Heritage” (Arkeoloji ve Kültürel Mirasta Dijital Uygulamalar) dergisinde yayımlanan ve mumyalanmış timsahı anlatan yeni çalışmaya göre, Eski Mısırlılar timsahlara, Nil’in Efendisi Sobek’in ve Dünya’nın yaratıldığına inandıkları ilkel bataklığın avatarları (bedensel formda tezahürü) olarak saygı duyuyorlardı. Yazarlar, Mısır genelinde “timsahlara adanmış kutsal faaliyet merkezleri”nin keşfedildiğini, bunun da bazılarının uzunluğu 6 metreye varan çok sayıda mumyalanmış timsahın varlığıyla kanıtlandığını açıklıyorlar.

(İlgili: Bu Timsahlarda Farklı Mumyalama Teknikleri Uygulanmış)

Ancak, sayısız timsah kurban edilmiş gibi görünse de, bazılarının doğal bir ölümle ölmelerine izin verilen “kült hayvanlar” olarak şımartıldığı da görülüyor. Bunların en ünlüsü Suchus’du ve Crocodilopolis’in kült merkezinde yaşıyordu.

Araştırmaya göre, Sobek’in yaşayan enkarnasyonu olduğuna inanılan Suchus’a tapınak kompleksi içinde özel bir gölet sağlanmıştı ve rahipler tarafından bol miktarda sunulan ekmek, et ve şarabın yanı sıra değerli metallerden ve mücevherlerden oluşan süsler de hediye ediliyordu. Bir kült hayvanı olarak Suchus, yeryüzündeki bir tanrıya yakışan düzeyde ilgi görüyordu.

Araştırmacıları şaşırtan şey, antik Mısırlıların dini uygulamaları için nasıl bu kadar çok dev timsah bulmayı başardıklarıydı. Medinet Madi arkeolojik alanında bulunan antik bir kuluçkahanenin keşfine dayanarak, bu hayvanların esaret altında yetiştirilmiş olabileceği öne sürüldü. Ancak, bu vahşi yaratıkların yetişkin boyutlarına ulaştıktan sonra nasıl tutulup bakıldıkları belirsiz. Yunan tarihçi Herodotos’un yazıları da dahil olmak üzere diğer kaynaklar, timsahların dövülen bir domuzun sesiyle Nil kıyılarına çekildikten sonra vahşi doğada yakalandığını gösteriyor.

Araştırmacılar, gerçekte neler olup bittiğini anlamak için, Birmingham Müzesi’nde yer alan 2.2 metre uzunluğunda mumyalanmış bir timsah üzerinde taramalar yaptı. Şaşırtıcı bir şekilde, hayvanın midesinde bronz bir balık kancası buldular; bu da timsahın esaret altında yetiştirilmediğini, “mumyalama amacıyla avlanan vahşi bir hayvan” olduğunu gösteriyordu.

Araştırmacılar ayrıca timsahın sindirim kanalında, mide sıvısı tarafından henüz parçalanmamış küçük bir balık da buldular. Bu bulgu, canlının ölmeden çok kısa bir süre önce son yemeğini yediğini gösteriyor; bu da onun yakalandıktan hemen sonra öldürülüp mumyalanmış olması gerektiği anlamına geliyor.

Balığın yenmesi ile hayvanın ölümü arasındaki sürenin kısa olması, timsahın yabani olarak yakalandığını ve öldürüldükten kısa bir süre sonra mumyalanmak üzere işlendiğini gösteriyor. Tüm bu bulgular birlikte ele alındığında, timsahın “tanrı Sobek’e bir adak olarak antik Mısırlılar tarafından yakalanıp mumyalandığı” sonucuna işaret ediyor.


IFLScience. 9 Temmuz 2024.

Makale: McKnight, L. M., Bibb, R., & Cooper, F. (2024). Seeing is believing–the application of Three-Dimensional modelling technologies to reconstruct the final hours in the life of an ancient Egyptian Crocodile. Digital Applications in Archaeology and Cultural Heritage, e00356.

You must be logged in to post a comment Login