Antik Mısır Ölüm Tanrısı’na Adanan Mezarlıkta 8 Milyon Köpek Mumyası

Yeni bir araştırmaya göre, antik Mısır’ın çakal-kafalı ölüm tanrısı Anubis’in kutsal tapınağının yanındaki yeraltı mezarında, bir zamanlar 8 milyon mumyalanmış köpek ve köpek yavrusu bulunuyordu. Mısırlılar için bu hayvan kültü o kadar önemliydi ki, sadece mumyalanmaları için köpekler yetiştiriliyor ve bu köpekler mumyalandıklarında sadece birkaç saat önce doğmuş olabiliyordu.

antik mısır hayvan kültü

Yeraltı mezarının tavanında 48 milyon yıllık bir deniz omurgalısı fosili keşfedildi. Fakat araştırmacılar Mısırlılarım mezarı inşa ederken fosilin farkında olup olmadıklarının bilinemeyeceğini bildirdi.

Mumyaların çoğu o zamandan beri parçalandı, ya da mezar soyguncuları ve mumyaları büyük ihtimalle gübre olarak kullanan sanayiciler tarafından bozuldu. Buna rağmen arkeologlar, Anubis hayvan kültünün, antik Mısır ekonomisinin büyük bir parçası olduğunu öne süren kanıtlar bulmayı başardı.

Antik Mısırlılar, başkent Memphis’teki mezarlık alanı olan Saqqara’da Anubis adına bir tapınak ve yeraltı mezarlığı inşa etti. Arkeologlar, Mısırlıların başka hayvan tanrılara da taptığını akla getiren kelaynak, babun, boğa ve şahin gibi başka hayvanların mumyalanmış kalıntılarının bulunduğu yeraltı mezarları da keşfetti.

Mezarlıktaki bir tahta tabutun kalıntıları. Mumyanın parçaları da hala içinde duruyor

Mezarlıktaki bir tahta tabutun kalıntıları. Mumyanın parçaları da hala içinde duruyor

Araştırmayı yöneten Nicholson, Mısır’ın Geç Dönemi olan MÖ 747-332 yılları arasında Saqqara’yı ziyaret eden bir kişinin tapınaklar, tanrıların bronz heykellerini satan tüccarlar, ayin yöneten rahipler, tur rehberleri ve rüya yorumcularıyla karşılaşacağını belirtiyor. Büyük ihtimalle hayvan yetiştiriciler de, daha sonra tanrılar adına mumyalamak için köpek ve başka hayvanlar yetiştiriyordu.

Köpek Mezarlığı

19. yüzyılın sonunda Mısır’da çalışan Fransız arkeolog De Morgan iki farklı köpek mezarlığı olduğunu gösteren çizimler yapmış olsa da, yer değiştiren kum ve 1992’de yaşanan bir deprem daha küçük olan mezarlığı erişime kapadı. Nicholson ve ekibi de daha büyük olan yeraltı mezarlığını, mezarın taştan duvarlarını ve mumyalanmış kalıntıları ayrıntılarıyla inceliyor.

Nicholson “Mezarlık bir dizi karanlık tünelden oluşuyor. Yeraltı mezarlığının ön tarafına gittiğinizde hiç doğal ışık kalmıyor” diyor.

Mezarlığın bir bölümündeki tüm köpek mumyası

Mezarlığın bir bölümündeki tüm köpek mumyası

Yeraltı mezarlığı orta koridordan 173 metre kadar aşağıya iniyor, ve bütün yan koridorlarıyla birlikte 140 m genişliğe ulaşıyor. Mezarlıktaki kalıntıların %92’si köpeklere ait olsa da, çakal, tilki, kedi, firavunfaresi ve doğan gibi hayvanların da mumyaları bulundu. Bu diğer hayvanların neden bu mezarlığa gömüldüğü bilinemiyor. “Fakat köpek benzeri yaratıkların birbirinin yerine geçebilir olması mümkün. Özellikle bu hayvanların seçiminde mitolojik nedenler etkili olmuş olmalı” diyor araştırmacılar Antiquity dergisinde yayınlanan makalede.

köpek5

“Saqqara’yı ziyaret eden hacılar büyük ihtimalle mumyaların teşhir edilmesini, tanrıların takdir edeceği bir eylem olarak görüyordu” diyor Nicholson. Köpeklerin çoğu mumyalandıları zaman birkaç saatlik ya da birkaç günlüktü. Tapınaklarda yaşamış olabilecek daha yaşlı olan bazı köpeklerin daha özenli mezarları vardı. Fakat “daha genç olan köpekler büyük ihtimalle bu kült için yetiştiriliyordu.”

Bu köpek yavruları olasılıkla annelerinden ayırıldıktan sonra susuzluk ya da açlıktan ölüyordu. Nicholson “Büyük ihtimalle fiziksel bir eylemle öldürülmemişlerdi, çünkü kedi gömütlerinde görülen, boynu kırılmış hayvanlara rastlamadık” diyor.

Mısır’da hayvan kültleri MÖ 747’den MÖ 30 yılına kadar popülerliğini korudu, fakat Roma istilası sırasında önemini yitirdi. Kültler olasılıkla tamamen Mısır’a özgün olduğu için büyük bir destek görmüştü. Araştırmacılar, “Mısır’ın Libyalılar ve Persler gibi diğer milletler tarafından işgal edildiği zamanlarda bu hayvan kültleri, Mısır milli kimliğinin bir sembolü olmuş olabilir” diyor.

Mezarlığın ana koridoru

Mezarlığın ana koridoru


Livescience, fotoğraflar: P.T. Nicholson

Robert Kolej’de okuduktan sonra, Kanada-McGill Üniversitesi’nde Antropoloji ve Klasik Tarih bölümlerini bitirdi. Koç Üniversitesi’nde Tarihöncesi Arkeoloji alanında yüksek lisans yaptı. 2015-2017 yılları arasında İstanbul’daki Pera Müzesi’nde koleksiyon sorumlusu olarak görev yaptı. Şu anda A.B.D.’deki Notre Dame Üniversitesi’nde doktora yapıyor.

You must be logged in to post a comment Login