Eğitim binlerce yıldır insanoğlunun yarattığı düzenin vazgeçilmez bir parçası. Öyle ki antik çağda yaşamış düşünürlerden bazılarının eserleri ya da düşünceleri günümüzde hala etkisini sürdürmekte.
Antik çağ yazarı Homeros’un İlyada destanında ana karakterlerinden ve en bilindik mitolojik figürlerden Akhilleus’un öğretmeni olan Phoiniks, asil bir aileye mensuptu. Ancak babası ile anlaşamayarak evini terk eden Phoiniks, Akhilleus’un babası Peleus’un evine sığındı ve Akhilleus’un eğitimini üstlendi. Phoiniks, ünlü Troia savaşında Akhilleus’un yanından ayrılmadı ve o meşhur öfkesi Akhilleus’u sardığında ona öğütler vererek sakinleştirmeye, doğru olanı yaptırmaya çalıştı.
Homeros Phoiniks’ten bahsettiği bölümlerin bir diğer kısmında ise onun iyi bir konuşmacı olduğundan ve bu bilgilerini Akhilleus’a da aktardığından bahseder. Akhilleus öğretmenine büyük bir saygı besler ve güvenir, öyle ki ona sevgisinin ve saygısının bir göstergesi olabilecek şekilde “yaşlı baba” diye seslenir.
Sofistliğin en önemli temsilcisi sayılan Protagoras’un eğitim hakkındaki fikirlerini Platon’un diyalogları içerisinde geçen konuşmalardan biliyoruz. Protagoras’a öğrencilerine ne öğrettiği sorulduğunda, onlara bilimi öğrettiğini ve aktardığı bilgilerin onlara kent-devletinin işleyişinde en iyi şekilde konuşup, davranmalarını sağladığını söyler. Protagoras’a göre eğitim belli bir zümreye ait olmamalıdır. Herkesin kavrayabileceği ve bu bilgilere göre hareket edebileceği bir eğitim olmalıdır. Eğitimin ana konusu ise, şiir yapıtlarını anlamaktır. Yani eğitim alan bir kişi şairin ne dediğini değerlendirerek hakkında karar verebilmelidir: Neyi yerinde neyi yersiz söylediğini, şiiri analiz etmeyi, yapıtıyla ilgili sorulara cevap verebilmelidir.
Protagoras öğrencilerine iyi birer vatandaş olmayı öğretmeyi hedeflemiştir ve bunun yolunun da edebiyat ve toplum önünde konuşma yapabilmekten geçtiğine inanmıştır.
Her ne kadar eğitimin bir zümreye ait olmaması gerektiğini savunsa da, Protagoras’ın eğitim ücreti oldukça fazladır. Amerikalı yazar ve tarihçi Will Durant’ın bu miktarı günümüzde yüz bin dolara denk geldiğini belirtiyor.
Birçok alanda bilgi sahibi olan sofist Demokritos’un eğitim ile ilgili görüşlerini şu cümlesi ile özetlemek mümkündür: “Eğitilmişlerin umutları, hiçbir zaman öğrenmeyenlerin zenginliğinden güçlüdür.”
Demokritos’a göre yasa ve baskı yoluyla kimse erdemli olamaz, erdemli olmak ancak eğitim yoluyla olur. Çünkü haksızlık yapmaktan sadece yasa ve baskılarla alıkoyulan bir kişi gizlice suç işleyeceği tahmin edilebilir, buna karşılık iyilikle ikna edilerek, ödevlerini yerine getirme yoluna sokulan kimse ne gizli ne de açık bir haksızlıkta bulunacaktır.
“Hayvanlar için önemli olan beden güçlülüğüdür, insanlar için ise karakter inceliğidir” diyen Demokritos eğitimle, doğayı birbirine benzetir ve eğitimin de doğa gibi insanı değiştirdiğini, bu değişimle insanın ikinci bir doğa yarattığını savunur. Demokritos, bir kişinin erdemli ve karakter sahibi olmasının yolunun eğitimden geçtiğini savunur.
Yaşadığı dönemde hakikatleri söyleyen Sokrates, bu yönü ile kendisini haklı bulan bir kitle tarafından desteklenirken, diğer taraftan karşısına aldığı belli bir zümre tarafından yargılanır ve ölüme mahkum edilir. Sokrates tarihin en önemli filozofları arasında kabul edilmesine rağmen hiçbir yazılı eseri yoktur. Herhangi bir eser kaleme almamasını nedeni onun eğitim anlayışıdır. Çünkü Sokrates’in eğitiminin temelinde konuşmak vardır ve kesin suretle ders kitaplarına karşı çıkar. Herhangi bir biçim ve tören ile ders vermeye karşıdır. Sokrates, sokakta, pazar yerlerinde veya gymnasiumda karşısına çıkan insanlarla hayat ve belli başlı meseleler üzerine konuşarak eğitim verir. İnsanlar konular üzerine ciddi ve disiplinli bir şekilde düşünüp tartıştığında bir sonuç alınabileceğine inanır.
Sokrates dersler karşılığında para aldıkları için sofistlere karşıdır. Sokrates öğrencileri arasında ayrım yapmaz. Öyle ki soylu biri olan öğrenci Platon ile bir diğer öğrencisi köle Antisthenes’e birlikte eğitim verir ve Platon’un aktardığına göre şu cümleyi söyler; “Zengin ya da fakir herkes bana soru sorup cevap verebilir, söylediklerimi dinleyebilir.” Sokrates’i sofistlerden ayıran bir diğer özellik ise hitabet sanatına çok önem vermez. Konuşmasını süslemek yerine bilgiyi doğrudan öğrencisine aktarır ve en önemlisi kesin ve net sorular sorar.
Sokrates’in eğitim metodu soru sormak üzerine kuruludur. Derslerinde ya ortaya bir soru atar ya da derse katılanlardan emin oldukları bir bilgiyi söylemelerini ister ve bu bilgi üzerine sorular sorarak bilgilerin temelini arar. Sokrates kendisini bir öğretmen olarak tanımlamaz hatta derslerinde kendisini bir öğrenci olarak görür ve yapılan tartışmalardan bir şeyler öğreneceğini söyler.
Sokrates’in öğrencisi olan Platon, aristokrat bir ailede doğmuş ve dönemin zengin ailelerinin çocukları gibi tam teşekküllü bir eğitim aldı. Müzik, gramer, beden eğitimlerinin yanı sıra hitabet dersleri ve felsefe eğitimi de alan Platon 20 yaşında Sokrates ile tanışması hayatında bir dönüm noktasıydı. Tanıştıkları dönemden Sokrates’in idamına kadar onun öğrencisi olarak kalan Platon, daha sonra kendisi gibi tehlikede olan Sokrates’in bazı öğrencileri ile Atina’yı terk etmek zorunda kaldı. 40 yaşında Atina’ya tekrar dönen Platon burada “Akademia” adında bir okul açtı. Bu okul Antik Yunan dünyasının yatakhanesi, sınıfları, müzesi ve kütüphanesi olan ilk okuldur. Derslerin başlangıcı ve sonu günümüz okul zillerine benzer bir şekilde bir düdüğün öttürülmesi sayesinde düzenleniyordu.
Platon’un aklındaki eğitim modeli onun “Devlet” modeli ile iç içedir. Platon’un devlet modelinin gerçekleşmesinin ve kalıcılığının yolu eğitimden geçer. “Yurttaşların kafası bir kere eğitimle aydınlanırsa bütün meseleleri kolayca çözerler” diyen Platon’a göre eğitim muhakkak devlet tarafından verilmelidir. Çünkü onun hedefi ideal insan ve vatandaşı yetiştirmektir.
Platon’un fikrine göre halk ana hatları ile ikiye ayrılır; yönetilen ve yöneten. Ve yine bu fikre göre eğitilecek kesim yönetici kesimdir. Yönetici sınıf (Platon’un deyimiyle bekçiler ve koruyucular) çok disiplinli bir programla özenle eğitilecektir. Platon aynı zamanda kadınların da eğitim alması gerektiğini söyler. Kadınlar ve erkeklerin farklılığı kadınların yönetimde ve savaşlarda bulunmalarına bir engel değildir. Toplumda kadının görmezden gelinmesi toplumu meydana getiren insan gücünün yarısını yok saymak demektir. Bu yüzden Platon’a göre kadınlarda erkekler gibi beden ve müzik dersi almalıdır.
Platon, Devlet kitabında eğitimin zorla verilmemesi gerektiğin altını çizer. Bu durumu şu şekilde aktarır; “…Hür insan hiçbir şeyi köle gibi öğrenmemeli. Bedene zorla yaptırılan şeyin ona bir kötülüğü olmasa bile, kafaya zorla sokulan şey akılda kalmaz, eğitimin onlar için bir oyun olması sağlanmalıdır.”
Sena Çosğun (2011) ‘’Eski Yunan’da Çocukların ve Gençlerin Eğitimi’’ Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi.
en.wikipedia.org
You must be logged in to post a comment Login