Antandros Antik Kenti, Balıkesir Edremit’in Altınoluk Mahallesi’ne 2 km uzaklıkta yer alan önemli bir Troas kenti.
İda Dağı’nın – bugünkü adıyla Kaz Dağı’nın – güney eteklerinde yer alan Antandros’un kuruluş tarihi kesin olarak bilinmiyor. Ancak, Vergilius’un Aeneas Destanı’ndan elde ettiğimiz bilgilere göre, Antandros İda Dağı’ndan elde edilen kerestelerin ihraç edildiği limanları ve gemi yapımcılığıyla ünlü tersaneleriyle, geçmişi Troia Savaşı’na kadar geriye giden bir kent.
MÖ 600’lü yıllarda Kimmerlerin Antandros’taki varlığı, antik tarihçilerin kayıtlarında yer bulsa da burada ne kadar süre kaldığına dair kesin bir bilgi mevcut değil. Bunun yanı sıra, Mytilene’li şair Alkaios, Antandros’un bir Leleg yerleşimi olduğunu belirtirken, Herodot ise kenti bir Pelasg kenti olarak tanımlıyor.
Pers İmparatorluğu döneminde Antandros stratejik bir öneme sahipti. Kserkses’in Yunanistan’a yapacağı seferin güzergahında önemli bir durak noktasıydı. Kent, Pers hakimiyetine girmiş ve Pers garnizonuna ev sahipliği yapmıştı.
Antik kaynaklarda Antandros kenti ile ilgili bilgilere çok sık rastlanmamasına karşın, kentin adı Atina ile Sparta arasında MÖ 431 yılında başlayan ve MÖ 404 yılında sona eren Peloponnesos Savaşları’nda sıkça geçiyor. Peloponnesos Savaşı’nın en hararetli yıllarında, gemi yapımcılığıyla ünlü Antandros tarihinde hiç olmadığı kadar önemli hale gelmiş.
Peloponnesos Savaşları döneminde Antandros, kendi adına sikke bastırmıştı. MÖ 350’ye kadar basılmaya devam edilen bu sikkeler, Artemis Astyrene kültüne bağlı olarak ön yüzünde Artemis, arka yüzünde keçi motiflerine sahipti. Artemis’ten sonra, kentin diğer kült tanrısı olan Apollon’a adanan sikkeler de dolaşıma girmişti. Başında defne yapraklarıyla süslenmiş Apollon başının resmedildiği sikkelerde, arka yüzde kükreyen aslan başı yer alıyordu. MÖ 250 yılına kadar basılan bu sikkelerde kentin adı genelde ANTAN olarak kısalmıştı.
Hellenistik dönemde, Antandros stratejik önemini yitirmiş olsa da ticaret kervanlarının uğrak noktası olmaya devam etti. İda Dağı’nın güneyinden geçen bu kervanlar, kentin ekonomik canlılığını sürdürmesine olanak tanıdı.
Efsanelerin ev sahibi
Vergilius’un Aeneas Destanı’na göre; Troialı kahraman Aeneas, annesinin; yani Aphrodite’nin koruması altında, babası Ankhises ve oğlu Askanius ile birlikte Troia yangınından kaçarak kurtulur. Beraberindeki Troialılar ile birlikte İda Dağı’nın eteklerindeki Antandros’a gelir. Aeneas’ın liderliğinde burada gemiler inşa ederek, 20 gemi ile Antandros kıyısından ayrılırlar. Bu anlatı, Antandros’un liman kenti olarak stratejik önemini ortaya koyuyor.
Roma şehrinin efsanevi kurucusu Aeneas’ın gemilerini inşa ettiği Antandros kenti, aynı zamanda Üç Güzeller yarışmasının da ev sahibi olarak geçiyor. Antik yazarlardan Strabon kayıtlarında, “İç kısımda Antandros bulunur, bunun da yukarısında Paris’in hakemlik ettiği söylenen Aleksandreia Dağı vardır” diyerek, dünyaca bilinen bu efsanenin Antandros’da gerçekleştiğini aktarır.
Arkeolojik buluntular
Antandros nekropolünde kazılan en erken mezar MÖ 8. yüzyıl sonlarına ait bir çocuk mezarı. Bu mezar bugüne kadar Antandros’da elde edilen en erken arkeolojik kanıt. MÖ 2. yüzyıla kadar kullanıldığı anlaşılan nekropolde, lahit mezarların yanı sıra kremasyon (ölü yakma) ve toprağa gömü şeklinde birçok gömü yapıldığı görülüyor. Bu mezarlardan çıkarılan mezar hediyeleri, Balıkesir Müzesi’nde sergileniyor.
Antandros kazı çalışmaları içerisinde en çok öne çıkan buluntulardan biri “Yamaç Ev” olarak da adlandırılan Roma villası. Toplamda 1100 m2’lik bir alanı kaplayan villa, özellikle taban mozaikleri ve freskolarıyla dikkat çekiyor. Altı oda evin ana mekanlarını oluştururken, latrina (tuvalet), mutfak, portiko, teras ve oldukça görkemli bir hamam Yamaç Ev’i oluşturan diğer önemli mekanlar. Yapılan kazı çalışmaları villanın MS 3. yüzyılın sonlarında inşa edildiğini ve MS 6-7. yüzyıllara kadar kullanıldığını ortaya koyuyor. Bu tarihte Batı Anadolu’yu etkisi altına alan Arap akınlarından kaçan halk kenti terketmiş ve günümüzde Şahinkalesi olarak adlandırılan, oldukça korunaklı doğal bir kale görünümündeki tepeye taşınmışlardı.
MS 1. yüzyıla tarihlenen ve aynı şekilde taban mozaikleri ve fresklerle süslenmiş bir zengin evi de buluntular arasında.
Antik kentin keşfi ve devam eden arkeolojik çalışmalar
İlk kez 1842 yılında Heinrich Kiepert’in, Avcılar Köyü camisinin duvarında Antandros isminin (Αντάνδρiων) geçtiği yazıtı keşfetmesiyle antik kente dair başlayan araştırmalar, 2001 yılından beri Ege Üniversitesi’nden Antandros Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Gürcan Polat gözetiminde devam ediyor.
Antandros, tarih boyunca birçok uygarlığa, olaya ve mitolojik anlatıya ev sahipliği yapmış, önemli bir antik kent. Kazı çalışmaları ve araştırmalar sayesinde, bu antik kentle ilgili yeni bilgiler gün yüzüne çıkarılmaya devam ediyor.
You must be logged in to post a comment Login