Antalya’da Kara Büyü Olabilecek Antik Kurşun Obje Bulundu

Antalya’da Myra Antik Kenti ve limanı Andriake’de yürütülen kazı çalışmalarında, kurşun kapta ve bronz telle bağlanmış ‘kara büyü’ objesi bulundu.

Obje kurşun olduğu için x ışınlarını geçirmiyor.

İçinde kurşundan zarf saklanan ve dört yerinden delinerek, bronz telle sıkıca dikilen kurşun kap, ‘x’ ışınlarını geçirmiyor. Henüz içi görülemeyen kurşun kabın, ebediyen açılmamak üzere yapıldığı ve tehlikeli bir kara büyü sakladığı tahmin ediliyor.

(Atina’da Tavernacıları Lanetleyen 2400 Yıllık Tabletler Bulundu)

Demre ilçesindeki Myra Antik Kenti ve limanı Andriake’deki kazı çalışmalarını yürüten Kazı Başkanı Prof. Dr. Nevzat Çevik, 2019 kazılarında heyecan verici ve şaşırtıcı kurşun bir obje bulduklarını söylüyor.

Kurşun obje hiç açılmaması için bronz bir telle bağlanmış.

Ebediyen açılmamak üzere yapılmış

Anadolu’da yapılan kazı çalışmalarında büyü ve tılsımla ilgili bazı bulguların ortaya çıktığını ancak Myra Andriake’de bulunan kurşun kabın benzerinin olmadığını belirten Prof. Dr. Çevik,

“5.5 santim çapındaki kurşun kabın içinde, yine kurşundan bir zarf saklanmış. Bu kurşun kap, dört yerinden delinerek bronz telle sıkıca dikilmiş. Zarar göreceği için açamadığımız bu kap, kurşundan yapılmış olması nedeniyle ‘x’ ışınlarını da geçirmiyor. Bu nedenle içi henüz görülemiyor. Yapısından dolayı ebediyen açılmamak üzere yapıldığı anlaşılan bu ünik objenin olasılıkla tehlikeli bir kara büyü sakladığını, kurşun zarfın görünmeyen iç yüzünde ise bir yazı olması gerektiğini düşünüyoruz.”

(Sırbistan’da Büyü ve Lanet Yazılı 2000 Yıllık Altın Rulolar Bulundu)

“Kurşun olduğu için içini açamıyoruz, yandan kırık bir yeri var, oradan içini görüyoruz. İçinde kurşundan bir zarf yapmışlar, sanki bir büyü gibi, dışarıya çıkmasın diye kurşunla sarmışlar, bronz telle bağlamışlar. İçini açmayacağız, kurşun dağılır ve bir daha toplayamayız, tahrip edebiliriz. Bu yüzden hiç dokunmadan onu anlamamız gerekiyor. Tabii ne olduğunu öğreneceğiz.”

Tahrip olmaması için kurşun objenin içi açılamıyor.

Kara büyü olmalı

Kurşun kabın kırık tarafından görülen kadarıyla yorum yapabildiklerini vurgulayan Prof. Dr. Çevik,

“Bu kurşun kabın tehlikeli bir şey sakladığını düşünüyoruz. İçinde ebedi hapsedilmek üzere bir şey var. Bu da bugün de toplumlarda devam eden büyü ve tılsımla ilgili bir şey olmalı. İçinde büyük ihtimalle ‘kara büyü’ gibi bir şey vardı ki hiçbir zaman açılmasın ve sahibine zarar vermesin diye böyle sıkıca kapatıldı.”

Myra-Andriake’de buldukları bu kabın benzerinin Anadolu’daki kazılarda daha önce bulunmadığını söyleyen Prof. Dr. Çevik, antik toplumlarda farklı inançlar bulunduğunu ve dinin sosyal hayatta çok egemen olduğunu ifade etti. Bu tip bulguların bir arkeolog için çok heyecan verici olduğunu belirten Prof. Dr. Çevik, arkeoloğun anlayamadığı şeylerde daha fazla heyecan duyduğunu, anlamak için çırpındığında da heyecan katsayısının arttığını söyledi.

Myra-Andriake kazıları Antalya’da yürütülüyor.

“Arkeoloji objenin değil hikayenin peşindedir”

Arkeolojinin geçmiş zamanlara ait üst üste binmiş, pek çok kültürün hayatlarını anlamaya çalışan bir bilim dalı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Çevik, arkeologların ise objelerin tercümanlığını yaptığını söyledi.

Arkeologların objelerin değil, hikayelerinin peşinde olduklarını vurgulayan Prof. Dr. Çevik, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Arkeoloji için objeler anlama aracıdır, bahanedir. Objeler, taşıdıkları hikaye ve bilgi yükü kadar değerliler. Arkeoloji objelerin tercümanlığını yapıyor. O objeler kendilerine ait küçük parçacıklarıyla hayatın bütün hikayesini diğer bulgular yardımıyla tamamlamaya ve anlamaya çalışır. Arkeologlar bu objeleri buldukça hikaye tümlenmeye başlıyor. Ancak tüm hikayeler hala yarım. Hatta yarım bile değil, çok eksik. Hala geçmişte çok karanlık yerler olduğu gibi varlığını hiç bilmediklerimiz de var. Belki de bizim doğru bildiğimizi sandığımız ama yanlış anladığımız şeyler de var.”

“Gelecekte bilim bunu ayıklayacak ve doğrular kalacak. ve o doğruların üstüne yeni doğrular eklenecek. Böylece arkeoloji bugünden önceki bütün hayata ilişkin verileri toplayarak, geçmiş zamandaki bütün o hayat formlarını ortaya çıkarmış olacak. Arkeologlar bunun peşinde. Amaçları bu. Kazıları, yüzey araştırmalarını, müzelerdeki araştırmaları, arkeometrik analizleri yürütmekte olan eski çağ bilimleri ordusu bunun peşinde. Yeni bulgu ve bilgiler eskilere eklenerek karanlıkları aydınlatmaya ve anlamayı çoğaltmaya devam ediyor.”


DHA

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login