Ani’deki Caminin İbadete Açılması için Hazırlıklar Tamamlandı

Kars’ta, Ani Ören Yeri’nde yer alan Ebul Menuçehr (Menuçihr) Camisi’ne cam kapı ve pencereler takılarak ibadete açılması için hazırlandı.

İsmail Saymaz’ın haberine göre, Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu’nun Kars Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün onayı doğrultusunda altı-yedi ay önce iç restorasyonu yapılan, yarısı göçmüş vaziyetteki caminin girişine cam kapı takıldı. Pencerelerine camlar yerleştirildi. Zemine 25 santimetre kalınlığında ahşap döşeme yerleştirildi. Döşemenin üzerine yeşil halı serildi. Ayakkabılık konuldu. Minareye demir kapı, hoparlör ve lambalar takıldı. Elektrik panosu yerleştirildi. Panodan minareye kablo çekilip elektrik verildi.

Caminin ibadete açılması için Diyanet İşleri Başkanlığı’nın protokolü onaylaması ve imam ataması bekleniyor.

(Ani’deki Cami Restore Edilerek İbadete Açılacak)

Caminin fazla ziyaretçi alabilecek durumda olmadığını belirten Pamukkale Üniversitesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Fahriye Bayram, “Temelde boşluklar var, taşlar boşalmış. Çatı örtüsü uygun değil. Temel boşlukları düzgün şekilde onarılmadan, alttan su alma problemi çözümlenmeden… Müze haline çevirmek için kemerlerinin içi doldurulmuş, o ayrıca bir yük veriyor yapıya; onların kaldırılması, örtü sisteminin onarılması gerekiyor. Ciddi onarımdan sonra olabilirdi. Şu koşullarda ibadete açılması uygun değil.” diyor.

Yüzyıllardır birçok uygarlığa ev sahipliği yapan ve birçok savaşa tanıklık eden Ani, bir zamanlar bölgenin önemli bir merkeziydi. “1001 Kilise Şehri” olarak da anılan Ani’de, bugüne kadar 40 kilise, şapel ve anıt mezar tespit edildi. Ani Ören Yeri, 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kaydedilmişti.

Kars’a 48 kilometre uzaklıkta, Türkiye-Ermenistan sınırına yakın Arpaçay nehri kenarında bulunan kent, Ermeni Bagratuni Hanedanlığı döneminde önemli bir güç ve kültür merkezi olmuştu. Ani’yi çevreleyen surların iç kısmında, tarihi şehrin geniş bir alana yayılmış Bagratuni Ermenilerinden Bizanslılara, Selçuklulardan Gürcülere ve Osmanlılara kadar birçok kalıntıyı görmek mümkün.

Ani 1319’daki depremde ağır hasar görmüş, daha sonra Timur tarafından ele geçirilerek tahrip edilmişti. Buna rağmen 1535 Osmanlı-İran savaşında tamamen terk edilinceye dek, kentte küçük bir nüfusun barındığı tahmin ediliyor.

Menuçehr (Menuçihr) Camisi

Ani Ören Yeri’nde iç kaleye çıkan yolun güneyinde bulunan plato üzerine inşa edilen Menuçehr (Menuçihr) Camisi, planı bilinen ve günümüze sağlam bir şekilde ulaşan en eski Selçuklu  Dönemi eserlerinden biri. Ani şehrinin Selçuklular tarafından fethedilmesinden sonra 11. yüzyılda Ebû’l Menuçehr Bey tarafından yaptırıldı.

Tamamen tüf taşı kullanılarak inşa edilen cami, dikdörtgen planlı harim, beş sütunla üç sahına ayrılmış. Sahınların içindeki her bir bölüm kare planlı. Bu bölümlerin üzeri farklı şekilde tasarlanmış tonozlarla kapatılmış. Yapıya kuzeybatı köşede bulunan kapıdan geçilerek giriliyor. Yapının kuzey cephesinde ikinci bir girişi daha bulunuyor. Burası minareye açılan bir kapı. Bu cephenin bitişiğinde bulunan minare sekizgen planlı olarak yapılmış. Minarenin gövdesi üzerinde bir kitabe panosuna da yer verilmiş.

Yapıya ait olan kitabede yapının inşa tarihiyle ilgili şu bilgiler yer alıyor:

“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Bu mescid ve minarenin yapılması büyük emir Savr oğlu Şücauddevle Ebu Suca Manuçehr tarafından Efendimiz, Ulu Sultan, Büyük Sehinsah Doğunun ve Batının Sultanı Fetih babası Alparslan oğlu Melik Şah’ın zamanında emredildi.”

Yapının minaresi sekizgen planlı. İçten spiral merdivenle yukarı çıkılıyor. Minarenin tepesinde şerefe bölümüne çıkılıyor. Doğuda bulunan ikinci bir sıra ile yapının içindeki sultan mahfiline çıkılıyor.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login