Andlardaki Organize Toplumlar Kışkırtıcı mı Yatıştırıcı Güç müydü?

Antropologlar arasında “uygarlığın” insanlık tarihi boyunca çatışma olasılığını ne ölçüde artırdığı veya azalttığı önemli sorulardan biri.

C: Pexels

“Uygarlığın” insanlığın tarihi boyunca çatışma olasılığını ne ölçüde artırdığı ya da azalttığı antropologlar arasında en kalıcı sorulardan biri olmaya devam ediyor. Fakat Güney Amerika’nın And Dağları bölgesine ait arkeolojik gruplar üzerinde yapılan yeni bir çalışma, merkezi olarak örgütlenmiş bir devlet toplumunun parçası olmanın denklemin sadece bir parçası olduğunu öne sürüyor.

California Üniversitesi, Antropoloji Bölümü’nde doktora adayı ve çalışmanın başyazarı Thomas J. Snyder, “Bulgularımız, bir ‘uygarlık’ içinde olmanın şiddeti azaltabileceğini, ancak yalnızca kadınlar için ve onun da sadece hafifçe olduğunu gösteriyor. Kadınlar için etki en belirgin şekilde ölümcül şiddet için ortaya çıkıyor; bu da ölümcül olmayan şiddete kıyasla savaşa daha makul bir şekilde bağlanabilir.” diyor.

“Politik organizasyon ve cinsiyet, And arkeolojik kayıtlarında şiddeti öngörür” başlıklı makale, Ulusal Bilimler Akademisi Bildirileri’nde yayımlandı.

(İlgili: And Dağlarında İklim, Siyasi Merkezileşme ve Diyet İlişkisi)

Araştırmacılar, İspanyol öncesi And bölgesinde büyük, merkezi olarak organize edilmiş devletlerde (aynı zamanda “uygarlıklar” olarak da anılır) ve daha politik olarak özerk topluluklarda yetişkinlerin deneyimlediği şiddetin türünü ve sıklığını inceledi. Peru, Ekvador, Şili ve Bolivya’daki 155 bölgeyi temsil eden 169 yayınlanmış makaleden, 3.000 yıla yayılan 8.607 yetişkin hakkındaki mevcut verileri incelediler.

Özerk topluluklarda, muhtemel ölümcül şiddet olaylarıyla karşılaşma olasılığı cinsiyetler arasında eşitti. Araştırmacılar, devletlerde bu oranın erkekler için aynı olduğunu, ancak kadınlar için azaldığını tespit etti.

Şiddet, gereken kaynaklardan eşit şekilde yararlanamama gibi üstü kapalı biçimlerde ortaya çıkabilse de, bu çalışma savaşlarda veya çatışmalarda ya da hanelerde meydana gelebilen doğrudan, kasıtlı, kişilerarası şiddete odaklandı. Özellikle, kadınların savaş zamanı şiddetinden korunmayabileceği, esir alınarak veya bazı durumlarda daha küçük topluluklarda savunma amaçlı savaşarak bu şiddete maruz kalabileceği belirtildi.

Snyder, bu çalışmada gelecekteki akademisyenlerin şiddet, toplumsal cinsiyet ve sosyopolitik değişim kavramlarıyla nasıl ilgileneceklerine dair önemli çıkarımlar olduğunu söylüyor.

“Bir bireyin cinsiyeti, travma riskini etkileme konusunda, içinde yaşadığı toplumun türü kadar ya da ondan daha önemliydi. Toplumsal cinsiyet, sadece sosyopolitik örgütlenmeden ziyade, kişiler arası çatışma deneyimi üzerinde kritik derecede önemli bir etkiye sahipti”


UC Davis. 22 Ekim 2024.

Makale: Snyder, T. J., & Arkush, E. (2024). Political organization and gender predict violence in the Andean archaeological record. Proceedings of the National Academy of Sciences, 121(44)

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Tarih bölümü mezunu. Antik Çağ Tarihinde yüksek lisans yapıyor.

You must be logged in to post a comment Login