And Dağları’nda Türünün İlk Örneği Kuvars Ok Uçları Keşfedildi

And Dağları’nda keşfedilen kuvars ok uçları, bölgenin eski sakinleri hakkındaki daha önceki teorilere şüphe düşürüyor.

Bu kuvars ok uçları, bir zamanlar And Dağları’nda yaşayan insanlara dair anlayışımızı değiştiriyor. C: Egea et al. 2023.

Arkeologlar, İspanyol öncesi Güney Amerika’da yay ve okların nasıl geliştirilip kullanıldığına dair anlayışımızı değiştiren 14 ok ucunu ortaya çıkardı. Araştırma, yalnızca bu avlanma ve savaş aletlerinin nasıl kullanıldığına dair yeni bilgiler sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bunların bölge için sembolik öneminin ortaya çıkarılmasına da yardımcı oluyor.

Benzersiz bir keşif

Araştırmacılar bir süredir İspanyol öncesi Güney Amerika’daki yaylar ve oklar konusuyla ilgileniyorlar. Bunun bir dizi çok temel nedeni var. İlk olarak, arkeologlar bu aletlerin bu bölgede ilk kez ne zaman geliştirildiğinden emin değiller ve bu silahın benimsenmesine neyin sebep olduğunu ve fırlatılan mızraklar gibi diğer silahların yerini nasıl aldığını da bilmiyorlar. Üstelik Güney Amerika’da bu tür teknolojileri ilk geliştirenlerin kim olduğu ve bunların diğer nüfuslara nasıl aktarıldığı bile belli değil.

Bu durum özellikle arkeolojik kayıtlarda yay ve ok kanıtlarının bulunmadığı kuzeybatı Arjantin bölgesi El Alto-Ancasti Sıradağları için geçerli.

(İlgili: And Dağlarında İklim, Siyasi Merkezileşme ve Diyet İlişkisi)

Dr. Débora Egea ve meslektaşları, diğer arkeoloji ekipleriyle birlikte 15 yıldır bu dağlık bölgede araştırmalar yürütüyor. Bu süre zarfında, insanların bölgede büyük hayvanları avladığına dair kanıtlar bulunmasına rağmen, bunları yapabilecek hiçbir fırlatma silahı veya taş alet bulamadılar. Bunun açıklamalarından biri, yerel halkın birçok aletin yapımında kuvars kullanması gerçeğiyle ilgili olabilir. Bu malzemenin etkili ok uçları haline getirilmesinin oldukça zor olduğu biliniyor (kuvars çok kolay kırılıyor).

Arkeolojik kayıtlarda ok ve yay olmamasına rağmen, El Alto-Ancasti dağlarında yer alan Oyola arkeolojik sit alanındaki mağaraların duvarlarında okçu tasvirleri bulunuyor. Özellikle Oyola 7, yaydan gökyüzüne ok atan bir karakteri gösteriyor. Birey ayrıca sırtında muhtemelen bir avcının avını temsil eden bir hayvan bedeniyle tasvir edilmiş.

Arkeologlar uzun bir süre boyunca bu mağaralardaki çeşitli resimleri, İspanyolların 16. yüzyılda kıtayı işgal etmesinden birkaç yüzyıl önce, MS 600-900 yılları arasında var olan La Aguanda kültürüne bağladılar. Ancak okçunun varlığı bu fikri karıştırıyor, çünkü bu dağlarda yaşayan insanların yay kullandığına dair hiçbir kanıt yok.

Bu nedenle araştırmacılar, tasvirin doğudaki düzlüklerden gelmiş olabilecek ve diğer popülasyonlarla çatışmalarında yay kullandığı düşünülen bir avcı-toplayıcı kabilenin üyesini tasvir ettiğini varsaydılar. Alternatif olarak bu tasvir, bu silahların bölgede daha yaygın olduğu daha sonraki bir tarihte çizilmiş olabilir.

Ancak Dr Egea ve meslektaşları yakın zamanda Oyola bölgesinde bu bakış açısını değiştiren 14 silah ucu keşfetti.

Yeni bir bakış açısı

Uzmanlara göre silah uçlarının çoğunluğu kuvarstan oluşuyor ve üçgen biçimli. Bu da bunların eskiden ok ucu olarak kullanıldığını akla getiriyor. Yazarlar, Oyola 7’deki en aktif iskanlar sırasında yapılmış saplı ve sapsız üçgen silah uçlarının varlığının, o dönemlerde ok tabanlı silahların önemini ortaya koyduğunu belirtiyorlar. Önceki inanışların aksine, Oyola bölgelerinde ve çevresinde yaşayan insanlar, bu malzemenin sunduğu sınırlamalara rağmen kuvarstan nasıl ok ucu yapılacağını biliyormuş gibi görünüyor. 

“Bu nedenle Oyola 7’de kuvars silah uçlarının varlığı, bu bireylerin bu özel hammaddeyi etkili bir şekilde kullanmak için gerekli bilgi ve tekniklere sahip olduklarını gösteriyor. Burada sunulan sonuçlar, bu parçaların çoğunluğunun muhtemelen yay ve ok düzeneğinin bir parçası olarak kullanıldığını gösteriyor.”

Bu gelişmeler göz önüne alındığında araştırmacılar, Arjantin tarihinin bu bölümündeki ok ve yay anlatımına yeni bir yorum öneriyorlar.

Egea ve meslektaşları, düşman işgalci kabileler tarafından bölgeye ithal edilen nesneler olmaktan ziyade, bölgedeki İspanyol öncesi insanlara ilişkin sömürgeci anlatılardan yola çıkılarak, çeşitli kabileler arasında sosyal ve kültürel bir örtüşme tarihi öne sürüyor.

Araştırmacılar özellikle doğu halklarından gelen ok ve yaylara sahip ziyaretçilerin, yerel törenlere katılırken bunları ritüel amaçlarla kullanmış olabileceğine inanıyorlar. Bu şekilde nesneler, avlanma veya savaş araçları olmaktan çok daha büyük bir öneme sahip olmuştu.

“Silahların ritüel uygulamalarla bağlantılı olduğu yorumu daha önce başka yazarlar tarafından çeşitli bağlamlarda öne sürülmüştü.”

“Kuvars silah uçları bu çevrelerde yaşayan veya burayı ziyaret eden insanlar tarafından üretildi. Bu nedenle teknik sınırlamalar tek başına bu taş aletlerin diğer arkeolojik alanlarda bulunmamasını açıklayamaz. Bu nedenle, ok ve yayın önemini yalnızca avcılık veya savaş için işlevsel araçlar olarak değil, aynı zamanda geçmiş bölgelerin sosyal inşasıyla ilgili ritüel uygulamalarda yer alan eserler olarak da düşünmek makul hale geliyor.” 


IFL Science. 18 Eylül 2023.

Makale: Egea, D., Clauss, S., & Moreno, E. (2023). Bow and arrow in the eastern Andes: The case of El Alto-Ancasti mountain range (Catamarca, Argentina) during the 1st millennium CE. Quaternary International.

Ankara Üniversitesi, Tarih Öncesi Arkeolojisi bölümünden mezun.

You must be logged in to post a comment Login