Amerika’da Bulunan 14.000 Yıllık Dışkı, İnsana Ait Çıktı

Amerika’da yer alan bir mağarada bulunan 14.000 yıllık dışkı kalıntılarına yapılan analizler, bunların insanlara ait olduğunu doğruladı.

Paisley Mağaraları girişinin dıştan görünümü.C: John Blong

Arkeologlar için eski kemikler ve taş aletler önemli kanıtlar, ancak bazen geçmişimize dair soruların cevapları insan dışkısı yığınlarında bulunabiliyor.

2002’den 2010 yılına kadar arkeologlar, Oregon’daki Paisley Mağaralarından en eskisi 14.000 yıl öncesine tarihlenen düzinelerce koprolit ve kurumuş dışkı topladılar. Koprolitlerin genetik analizi, insanlardan geldiklerini ileri sürdü ancak bazı araştırmacılar, numunelerin olası kontaminasyonunu gerekçe göstererek bu sonucu sorguladılar. Dışkının ait olduğu soy yıllarca çözümsüz kaldı fakat yeni araştırmalar bu eski ama inanılmaz derecede önemli dışkı yığınlarına yeni bir bakış sağlıyor.

(Amerika’da En Az 30.000 Yıllık İnsan Kanıtları Bulundu)

İnsanlar Kuzey Amerika’ya ilk kez son buzul çağının sonunda, 20.000 ila 15.000 yıl önce geldiler. Söz konusu bu kanıtlar dışkılardan oluşsa dahi, bu göçün tam olarak ne zaman ve nasıl gerçekleştiğine dair daha fazla kanıt oldukça büyük bir önem taşıyor.

Koprolitler bu kadar uzun süre dayanabilmek için kurak bir ortama ihtiyaç duyar. Kuzey Amerika’nın batısında çok sayıda kuru mağara var, ancak Paisley Mağaraları, Pleistosen-Holosen geçişine kadar uzanan insan faaliyetinin kanıtlarını barındırdığı için özel.

Paisley Mağaraları’nın kamp yapılan alandan görüntüsü. C: John Blong

Bununla birlikte bu kanıtlar çok yeterli değil. İnsan dışkıları bir yana, Paisley Mağaralarında bu döneme ait diğer kanıtlar, taş aletlerin imalatından kalan ve güvenli bir şekilde tarihlendirilemeyen yongalar ve olası av hayvanlarının kemiklerinde bulunan kasaplık izleri. Fakat bu izler insan olmayan hayvanlar tarafından yapılan kemirme izleri de olabilir. İşte böyle durumlarda eski dışkılar, iskelet veya diğer kanıtların yetersiz olduğu veya hiç olmadığı anlarda yardımcı olabilme özelliğine sahip.

Yeni çalışmanın eş yazarı John Blong, “Pek çok arkeolog için en ikna edici kanıt; 14.400 ila 14.000 yıl önce bırakılmış, Amerika yerlilerinin mitokondriyal DNA’sını (mtDNA) içeren korunmuş dışkı koleksiyonuydu ve bu da onları Batı Yarımküre’de doğrudan tarihlenen en eski kalıntılar yapıyor.” diyor.

(Sibirya’da Amerika Yerlisi Soyundan 14.000 Yıllık Adam Bulundu)

“Yine de bu kanıtlar eleştirildi çünkü koprolitlerin birçoğu hem insan hem de köpek mtDNA’sı içeriyordu ve bu da insan mtDNA’sının üstteki katmanlarından gelen kirlenmenin sonucu olabileceğini düşündürüyordu. Koprolitlerin radyokarbon tarihlerinin söylediği kadar eski olduğundan kimsenin şüphesi yok, sadece insan olduklarından şüphe ediyorlardı.”

Önceki mtDNA analizlerinin eksik olması da başka bir olasılık. İnsanlar ve hayvanlar bu mağaraları binlerce yıldır paylaşıyorlar, bu nedenle bir yığın dışkıdaki genetik materyalin diğerlerine bulaşmış olması olası.

Arkeolog Lisa-Marie Shillito mağara örnekleri topluyor. C: John Blong

Blong, “Daha önce TV’de bir suç programı izlediyseniz DNA’nın her yere ulaşabileceğini, organizmaların saç, deri hücreleri, ter, tükürük vb. gibi sürekli DNA saçtığını bilirsiniz.” diyor.

Aynı zamanda DNA, suda çözünür ve ıslak ortamlarda oldukça hareketli hale gelir.

Blong, “Paisley Mağaralarının içi çok kuru olmasına rağmen, çökeltilerde ara sıra kısa süreli ıslanma olaylarının yaşandığına dair ipuçları görüyoruz. Mağaralara doğru esen şiddetli yağmurlu bir fırtına hayal edin. Yağmur, mağara çökeltilerine emilir ve bir veya iki gün sonra kurur. Bu kısa sürede bile su daha sonraki bir grup tarafından bırakılan insan DNA’sını daha önceki bir zamanı temsil eden daha derin tortulara taşıyabilir.”

Neyse ki, koprolitler belirli hayvan türlerine sabitlenebilen dışkıda lipid biyobelirteçleri içerdiğinden bilim insanları için mevcut tek ipucu DNA değildi. Dahası, lipitler – yağlar, sıvı yağlar, steroidler ve diğer biyo-belirteçleri içeren organik moleküler bileşikler- suda fazla çözünmezler bu nedenle materyaller ıslandığında mağaraların etrafında hareket etme eğiliminde değildirler. Aynı zamanda kimyasal olarak kararlıdırlar, bu nedenle uzun zaman boyunca iyi korunurlar.

Blong, “Bu özellikler, mağara çökeltilerinin zaman zaman ıslandığı bir ortamda insan koprolitlerini tanımlamak için lipidleri daha güvenilir bir kaynak haline getiriyor.” diyor.

Laboratuvarda örnekler üzerinde çalışan ortak yazar Helen Whelton. C: John Blong

Bunu akılda tutarak, Blong, çalışmanın ortak yazarı Lisa-Marie Shillito ve diğer meslektaşları ile daha önce mtDNA analizi yoluyla insan kaynaklı olduğu bulunan Paisley Mağaralarından alınan 21 koprolit örneğinde bulunan lipit biyobelirteçlerini analiz ettiler. Araştırmacılar, insan dışkısını diğer hayvanlar tarafından üretilenlerden ayırt etmek için sterol ve safra içeriğini belirlemek için testler yaptılar. Araştırmacılar daha sonra bu örnekleri çevredeki tortu ile karşılaştırdılar ve koprolitler ile mağara ortamı arasında minimum sızıntı olduğunu buldular.

Analiz edilen 21 numuneden 13’ünün insanlara ait olduğu belirlendi, bunlardan ikisi daha önce 14.000 yıllık zaman dilimine tarihlendirildi. İlginç bir şekilde, bir dışkı örneği bir panter ile, diğeri ise bir vaşak ile bağlantılıydı. Bu analizin ayrıntıları Scientific Reports’ta yayımlandı.

Blong, “Çalışmamız, Paisley Mağaralarındaki en eski insan iskanı için DNA kanıtlarına yönelik ısrarlı eleştirileri ele alıyor. Dışkıda lipid biyobelirteç analizi yoluyla potansiyel DNA kontaminasyonu sorunlarını ele alıyoruz, DNA’nın insan iskancılardan daha eski mağara çökeltilerine ve koprolitlerine doğru hareket ettiğine dair kanıtlar sağlıyor, ancak aynı zamanda insanların 14.200 yıl kadar erken bir zamanda mağaralarda kamp yaptığını doğruluyoruz.” diyor.

Yeni çalışmada yazarlar ayrıca mağaralarda bulunan kültürel bir kalıntıyı da doğrudan tarihlendirdiler. Blong, bir sepet veya hasırdan alınan bir saz parçasının kabaca 14.000 yaşında olduğunu ve “en erken insan iskanını daha da doğruladığını” söylüyor.

Blong, “Amerika’ya ilk insanların ne zaman geldiklerini, nereden geldiklerini ve buraya ulaşmak için hangi yolları kullandıklarını öğrenmemiz gereken hala çok şey var.” diyor. “Çalışmamız, insanların yaygın Clovis kültüründen önce 14.000 yıldan daha uzun bir süre önce Amerika’da olduklarına dair artan kanıtlara katkıda bulunuyor.”

Nitekim yeni makale, Clovis kültürünün ve ikonik taş alet teknolojisinin ortaya çıkmasından önce insanların dünyanın bu bölgesine ulaştığına dair bir başka kanıt sağladı. Yaklaşık 11.500 ila 11.000 yıl önce ortaya çıkan Clovis halkı, bir zamanlar Kuzey Amerika’nın ilk sakinleri olarak kabul ediliyordu, ancak bu teori giderek daha fazla şüpheye düşüyor.

Blong’un işaret ettiği gibi, bu koprolitler Batı Yarımküre’deki en eski ve doğrudan tarihlenen insan kalıntıları, ancak dikkate alınması gereken başka önemli arkeolojik kanıtlar da var.

Örneğin geçen yıl yapılan bir araştırma, Kuzey Amerika’daki insanlarla ilgili en eski kanıtlardan bazılarını, özellikle Batı Idaho’daki Cooper’s Ferry arkeolojik alanındakileri ortaya çıkardı. Taş aletler, hayvan kemikleri, ateş çukurlarının izleri ve diğer insan iskanı belirtileri 16.560 ila 15.280 yıl öncesine tarihlendirildi.

Kuzey Amerika’yı Sibirya’dan ayıran devasa buz tabakasının yaklaşık 14.800 yıl önce erimeye başladığını da belirtmekte fayda var. İnsanların kısa süre sonra Oregon’daki Paisley Mağaralarında yaşıyor olması pek de şaşırtıcı değil, ama fazladan dışkı kanıtı olması iyi.

Heyecan verici bir şekilde, bu insan koprolitlerinin anlatacak daha fazla hikayesi var. Blong’un söylediği gibi, o ve meslektaşları şu anda bu öncü insanların ne yediğini anlamak için koprolitleri analiz ediyorlar.


Gizmodo. 15 Temmuz 2020.

Makale: Shillito, L. M., Whelton, H. L., Blong, J. C., Jenkins, D. L., Connolly, T. J., & Bull, I. D. (2020). Pre-Clovis occupation of the Americas identified by human fecal biomarkers in coprolites from Paisley Caves, Oregon. Science Advances, 6(29), eaba6404.

Yıldız Teknik Üniversitesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü.

You must be logged in to post a comment Login