“Yeraltı astronotları”, 2013 yılında Homo naledi adlı bilinmeyen bir insan türünü keşfetmek üzere karmaşık bir mağaranın derinliklerine ulaştı.
Rising Star mağara sistemi, dünyadaki bilinen en zengin fosil hominin alanlarından biri olan Güney Afrika’da İnsanlığın Beşiği’nde yer alan bir tüneller kompleksi. 2013 yılında, mağaradaki dar geçitleri araştıran araştırmacılar, mağaranın Dragon’s Back olarak bilinen bir bölgesinde bir mezar odası olduğuna inandıkları bir şeye rastladılar.
Arkeolojide mezar odaları bilinmeyen bir şey değildi, ama erken insanların mezarlar ve resimler yapmaya başladığına inanılandan tarihten binlerce yıl önce, günümüzden yaklaşık 250.000 yıl önce yaşamış bir grup mini hominin tarafından yapılmış bir mezar odası? Bu kesinlikle önemli bir şeydi.
Yeni tür Homo naledi, 2015 yılında Witwatersrand Üniversitesi’nden Profesör Lee Berger liderliğindeki bir ekip tarafından Rising Star Mağarası’nda 15 şaşırtıcı bireyin keşfedilmesinin ardından duyuruldu. Tür, Homo sapiens ile zaman olarak örtüşüyordu ve bize benzer el ve ayaklara sahip, ancak bir şempanzeninkine benzer beyinlere sahip, ilkel ve modern özelliklerin şaşırtıcı bir karışımına sahipti.
Bununla birlikte, Homo naledi’nin iki ayak üzerinde yürüyen atalarımız arasında öbür dünya kavramının başlangıcına işaret edip etmediği hararetli bir tartışma konusu haline geldi. Bazıları için kendi atalarımızın bile olmadığı bir zamanda cenaze törenleri uyguladıkları fikri, bazıları için pek inandırıcı değilken, diğerleri burada bulunan “oymaların” kayada çatlaklar oluşturan jeolojik süreçlerin sonucu olabileceğini öne sürüyor.
Yeni yayınlanan bir Netflix belgeselinin yıldızı olarak, Homo naledi mezar odası tartışması yeniden canlandı – ancak Rising Star Mağarası’nın ünlü olduğu tek şey bu değil. Bu önemli arkeolojik alan, Güney Afrika’nın Gauteng eyaletindeki Krugersdorp kasabasının yakınında yer alıyor. Burası, dünyanın en derin madenlerine ev sahipliği yapan ve derin mağara sistemlerine yabancı olmayan bir nokta.
Ancak madencileri yerin 4 kilometre altına taşımak için asansör benzeri kuyulara dayanan Mponeng altın madeninin aksine, Rising Star Mağarası’na erişim çok daha zor. 17,5 santimetrelik boşluklardan karanlığa kafa üstü tırmanma hikayeleri oldukça zorlu görünse de, “yer altı astronotlarından” oluşan bir ekip, kalıntıları bulmak için 200 metrelik tehlikeli tırmanışa başarıyla başladı.
En nihayetinde en az 15 bireye ait 1500 fosil, kemiklerin üst üste olması yüzünden “yapboz kutusu” adı verilen küçücük bir alandan çıkarıldı. Berger ve meslektaşları, ilk haftalarının sonunda, tüm erken insanlık tarihi boyunca bilinen insan türlerine dair hiç olmadığı kadar çok bireye sahipti.
The Rising Star mağarasında yapılan çok sayıdaki keşfin ışığında, bazıları bu homininlerin gömme uygulamalarına ilişkin kamuoyundaki spekülasyonların sitenin gerçek değerini düşürdüğünü düşünüyor.
Londra Doğa Tarihi Müzesi’nden Prof Chris Stringer, “Rising Star o kadar harika bir arkeolojik alan ve naledi malzemesi o kadar harika ki abartmaya gerçekten gerek yoktu. Gelecekte güvenilirlik sorunlarına neden olacak, bu da daha fazla iş için fon sağlamayı bile etkileyebilir.” diyor.
Dar geçitler ağını araştıran araştırmacılar, mağara sisteminin derinliklerinde, yanmış hayvan kemiği ve kömür yığınlarının olduğu ateşlere dair kanıtlar da buldular. Bunların Homo naledi tarafından mı yoksa daha sonraki bir tür tarafından mı yapıldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, onların veya daha sonraki insan atalarının bu kadar karanlık ve erişimi zor bir habitatta nasıl gezindiklerinin bir açıklaması olabilir.
Homo naledi ve The Rising Star mağarasını çevreleyen tartışmalar alevlenirken, dolambaçlı mağara sistemine yönelik keşifler de aynı şekilde devam ediyor.
Sadece bu mağara sisteminden bilinen Homo naledi adlı insan türüne dair keşifler önümüzdeki yıllarda bizleri şaşırtmaya devam edecek gibi duruyor. Homo naledi hakkında daha fazlasını okumak için daha önce yayınladığımız bu yazılara da göz atabilirsiniz:
(İlgili: Homo naledi, Bizden Çok Önce Ölülerini Gömüyordu!)
(İlgili: Homo naledi, 236.000 Yıl Önce Ateş Yakmış Olabilir)
You must be logged in to post a comment Login