Son araştırmalar, bu acı biberin kökenlerini, evcilleştirilme hikâyesini ve insanlık için taşıdığı kültürel önemi yeniden şekillendiriyor.
Alabama Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nden Dr. Katherine Chiou, acı biberin tarihinin, bir anlamda, Amerika kıtalarındaki insanlığın tarihi olduğunu söylüyor.
Bir paleoetnobotanist olan Chiou, arkeolojik kalıntılar aracılığıyla insanlar ve bitkiler arasındaki uzun vadeli ilişkileri inceliyor. Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan bir makalede Chiou, ticari olarak en yaygın biber türlerinden biri olan Capsicum annum var. annum‘un evcilleştirilmesinin daha önce düşünüldüğünden farklı bir Meksika bölgesinde gerçekleştiğine dair kanıtlar sunuyor.
“Genelde Meksika’da korunmuş olan şeyler, örneğin mağara gibi yüksek ve kuru alanlarda, olağanüstü koruma koşullarına sahip yerlerde bulunuyor” diyor Chiou.
Evcilleştirme araştırmalarında, bir türün evcilleştirilmesinin kökeninin en yüksek çeşitliliğin bulunduğu bölge olduğu varsayılıyor. Dolayısıyla Meksika’nın Tamaulipas bölgesindeki korunan mağara alanları ve acı biber türlerinin çeşitliliği, bize jalapeno, poblano, dolmalık biber, Tay biberleri ve diğer ticari olarak yetiştirilen acı biber çeşitlerini veren tür olan Capsicum annum’un kökeninin burası olduğu varsayımına yol açtı.
(İlgili: Mucizevi Antik Bitki, 2.000 Yıl Sonra Hasan Dağı’nda Bulundu)
Chiou ve Meksika’daki işbirlikçileri, çok disiplinli bir yaklaşım kullanarak, yetiştirilen acı biberlerin muhtemel doğum yeri hakkında yeni bir anlayış geliştirdiler. Birincil veri kümelerinden biri, modern acı biber türlerinden ve çeşitlerinden gelen tohumların kapsamlı bir koleksiyonunun yanı sıra bunların çevrelerinin ve yetiştirme gereksinimlerinin ayrıntılı açıklamalarıydı.
Bu modern kültürel ve botanik bilgiler, arkeolojik tohumların elektron mikroskobu görüntüleri, 20.000 yıl öncesine uzanan ekolojik modeller ve Meksika hükümetinin izniyle ülkedeki tüm kayıtlı arkeolojik alanlardan gelen bilgilerle katmanlandırıldı. Araştırmacılar, çok sayıda kanıtla, artık tüm dünyada yetiştirilen ve yenen bir acı biberin kökenlerine dair farklı bir hikaye ortaya çıkardılar.
İki önemli sonuç ortaya çıktı. Birincisi, Capsicum türünün kökeni olduğu varsayılan Tamaulipas bölgesi, Holosen Çağı’nda—evcilleştirmenin başladığı dönem—vahşi acı biber yetişmesini destekleyecek koşullara sahip değildi. Veriler, Yucatán Yarımadası yakınlarındaki alçak bölgeler ve Guerrero’nun güney kıyılarının, yabani Capsicum ile erken insanlar arasındaki ilk etkileşimler için daha olası adaylar olduğunu gösteriyor.
İkincisi ve belki de daha ilginci, acı biber evcilleştirilmesinin net bir sınır çizgisine sahip olmaması. Dr. Chiou, “Evcilleştirmenin yaklaşık 10.000 yıl önce ya da daha önce gerçekleştiğini düşünüyoruz” diyor. “Ancak Postklasik Maya dönemine kadar—bölgenin kültürel tarihinde nispeten geç bir dönem—vahşi ve evcil biberler arasında bir süreklilik görüyoruz.”
Genellikle evcilleştirilmiş bitkiler yabani atalarından ayrı tutulur, ancak acı biberler, yakın geçmişe kadar sürekli olarak yabani çeşitlerle melezlenmiş görünüyor. Bugün bile chiltepin gibi bazı yabani türler güneybatı ABD’de tüketilmeye devam ediyor ve Meksika’daki yerli halklar tarafından birçok tür özenle korunuyor. Bu karmaşık bir hikâye, ancak bu kötü bir şey olmayabilir.
“Bu belirsizlikle yüzleşmemiz gerektiğini söylüyoruz” diyor Chiou. “Belirsizlik aslında bize bir şey anlatıyor.”
Modern evcil acı biber, birçok iklime uyum sağlayabilen ve farklı şekillerde, renklerde ve tatlarda yetiştirilebilen bir esnekliğe sahip. Chiou, gıda arkeolojisi dersinde, yemeğin bir tarih taşıdığını ve her öğünün insan deneyiminin bir mikrokozmosu olduğunu öğretiyor.
Günümüz bağlamında hikâyenin bir kısmı, tarımsal çeşitliliğin alarm verici bir hızla kayboluyor olması. Monokültür ve ekonomik nedenlerle ticari çeşitlere olan tercih, özellikle iklim değişkenliğinin olduğu dönemlerde gıda tedarikimizi savunmasız hale getiriyor.
“Çiftçiler eskiden tohumları kenara ayırırdı” diyor Chiou. Acı biberler de dahil olmak üzere evcilleştirilmiş bitkilerle, çiftçiler bir zamanlar kendi tohum bankalarını tutardı. Örneğin bir çeşit, kuraklığa daha dayanıklı olabilir ve çiftçiler koşullara uyum sağlama yeteneğine sahip olurdu.
Çeşitlilikleri korumak, bir yedek plana sahip olmayı sağlar. Ticari tarım, çiftçilerin bir zamanlar bildiği bazı dersleri yeniden öğrenmek zorunda kalabilir. Chiou, “Gıda arkeolojisi üzerine ders verirken, bugün gördüklerimizi geçmişte olanlarla sürekli olarak ilişkilendiriyorum” diyor.
Chiou, acı biberlerin, araştırmacıların eski insanlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için kullandığı diğer besinlerden farklı olduğunu söylüyor. Örneğin, neredeyse hiç besin değerleri yok. İnsanlar acı biberi kalori almak ya da vitamin eksikliğini gidermek için yemiyor.
Biz acı biberi yaşattığı deneyim için yiyoruz.
“Terliyorsunuz ve duyularınız saldırı altında” diyor Chiou. “Ve bunun sonucunda vücudunuz endorfin salgılıyor ve neredeyse bir zindelik hissi yaşıyorsunuz.” Chiou, çocukken, bir teyzesinin acı yemek yerken hem ağlayıp hem güldüğünü izlediğini anlatıyor. “Acı biberler bu sevgi ve hayranlığı tetikliyor. İnsanların adeta derisinin altına işleyen bir bitki.”
University of Alabama in Tuscaloosa. 20 Kasım 2024.
Makale: Chiou, K. L., Lira-Noriega, A., Gallaga, E., Hastorf, C. A., & Aguilar-Meléndez, A. (2024). Interdisciplinary insights into the cultural and chronological context of chili pepper (Capsicum annuum var. annuum L.) domestication in Mexico. Proceedings of the National Academy of Sciences, 121(47), e2413764121.
You must be logged in to post a comment Login