Tayland’daki Tunç Çağı insanları, uyanıklıklarını artırmak, beden ve zihinlerini gevşetmek için psikoaktif areka cevizlerini kullanıyordu.
Günümüzde ülkenin kentsel bölgelerinde yasaklanan bu doğal uyarıcı, kırsal bölgelerde hâlâ ritüel ve eğlence amaçlı tüketilmeye devam ediliyor ve bu, 4.000 yıl önce dini uygulamalarda da rol oynamış olabilir.
Palmiye ailesine ait olan areka cevizi (betel nuts) ağacı, Güneydoğu Asya ve Pasifik adalarında yaygın olarak yetişiyor. Genellikle ceviz, yapraklar ve kireç taşından yapılan bir macunla birlikte çiğnenir; bu karışım, sürekli tükürmeyi gerektiren bol miktarda kırmızı tükürük üretir.
(İlgili: Arabistan’da 2.700 Yıl Önce Psikoaktif Üzerlik Otu Kullanılmış)
Bölgedeki arkeolojik alanlarda areka cevizi kabuklarına rastlanırken, bazı iskeletler uzun süreli areka cevizi çiğneme alışkanlığını gösteren kahverengi ya da siyaha çalan diş lekeleriyle bulundu. Ancak yeni bir araştırma, bu lekelerin olmadığı durumlarda bile insanların areka cevizi kullanmış olabileceğini ortaya koydu.
Yeni çalışmanın yazarları, Tayland’ın merkezindeki Nong Ratchawat adlı Tunç Çağı yerleşiminde, altı iskeletin ağızlarından alınan diş plağı örneklerini inceleyerek areka cevizi tüketiminin bilinen en eski kanıtını ortaya çıkardı. Bu bireylerin hiçbiri, uyarıcının çiğnenmesine özgü tipik izleri taşımıyordu.
Yaklaşık 4.000 yıl önce yaşamış bir kadın bireyin diş taşında, areka cevizinin temel psikoaktif bileşenleri olan arekolin ve arekaidin kalıntılarına rastlandı. Günümüzde bu maddeyi kullananlarla yapılan etnografik görüşmelere dayanarak, araştırmacılar antik Güneydoğu Asya toplumlarının areka cevizi çiğneme konusunda çeşitli geleneksel inançlara sahip olabileceğini öne sürüyor.
Örneğin, “bazı topluluklar törensel kullanımın metal yaralanmalarını (örneğin çivi batması) ve hayvan saldırılarından kaynaklanan yaraları iyileştirdiğine inanıyor” ifadelerine yer verilirken, cevizlerin tarım ritüellerinde de kullanıldığına dair bulgular var. Çalışmanın yazarı Piyawit Moonkham, “İnsanlar areka cevizlerini, özellikle hasat mevsiminde, pirinç ekimi ve tarlalar için tanrılardan yardım dilemek amacıyla ruhlara adak olarak sunuyordu” diye açıklıyor.
Moonkham ayrıca şu ifadeleri ekliyor: “Geleneksel bitki kullanımının kültürel bağlamını anlamak, ön plana çıkarmak istediğimiz daha büyük bir tema — psikoaktif, tıbbi ve törensel bitkiler çoğu zaman sadece ‘uyuşturucu’ olarak etiketleniyor, ancak bunlar binlerce yıllık kültürel bilgi, manevi uygulama ve toplumsal kimliğin birer yansıması.”
Areka cevizinin psikoaktif etkilerine gelince, Moonkham, “Ben de denedim ve bazı duyuları uyarırken tüm bedeni rahatlatıyor… Kahve içtiğimizde veya tütün içtiğimizde yaşadığımız reaksiyonla benzer olduğunu düşünüyorum” diyor. Ancak bitkinin ağız sağlığına olumsuz etkileri nedeniyle, 1940’ların başından bu yana kamusal alanlarda tüketimi yasaklandı. Bu da Tayland’ın kalabalık bölgelerinde geleneksel uygulama ve inançların kaybına yol açtı.
“Thai hükümeti areka cevizi çiğnemeyi yasakladığından bu yana, araştırmaların çoğu bitkinin olumsuz etkilerine odaklandı” diyor Moonkham. “Oysa öncesinde bu bitkinin toplumsal, kültürel ve dini açıdan büyük önemi vardı.”
“Bu yeni çalışmadaki bilgiler, geçmişten günümüze insan-bitki etkileşimlerini anlamamıza yardımcı olabilir ve özellikle psikoaktif bitkilerle olan ilişkimizi yeniden düşünmemizi sağlayabilir.”
IFL Science. 31 Temmuz 2025.
Makale: Moonkham, P., Tushingham, S., Zimmermann, M., Berim, A., Brownstein, K. J., Devanwaropakorn, C., … & Gang, D. R. 2025. Earliest Direct Evidence of Bronze Age Betel Nut Use: Biomolecular Analysis of Dental Calculus from Nong Ratchawat, Thailand. Frontiers in Environmental Archaeology, 4, 1622935.
You must be logged in to post a comment Login