Artık İskoçya’dan getirildiğini bildiğimiz Stonehenge’teki Sunak Taşı, bir hediye ya da siyasi bir ittifağın işareti olabilir.
Stonehenge’in ilk anıtının inşa edilmesinden beş bin yıl sonra, bu eski yapı hâlâ yeni bilgiler ortaya çıkarıyor. Bu yılın başlarında yapılan “şok edici” bir keşif, Stonehenge’in merkezinde yer alan sunak taşının İskoçya’nın kuzeyinden, Salisbury Ovası’na 700 kilometreden daha fazla bir mesafeden taşındığını ortaya koydu.
Stonehenge’in devasa sarsen taşlarının 20 kilometreden fazla uzaklıktaki bir bölgeden, “mavi taşlar” olarak bilinen diğer taşlarının ise Galler’den geldiği bir asırdan fazla süredir biliniyordu. Ancak merkezdeki sunak taşının İskoçya’ya ait olduğu keşfi, arkeolojik bir sansasyon yarattı ve dünya çapında manşetlere taşındı.
(İlgili: Stonehenge’in Altı Tonluk Sunak Taşı İskoçya’dan Getirilmiş)
Şimdi ise Stonehenge konusunda önde gelen bir arkeolog, bu taşların neden böylesine inanılmaz uzaklıklardan taşındığına dair çarpıcı bir açıklama öne sürüyor.
University College London’da Britanya’nın geç tarihöncesi üzerine çalışan Profesör Mike Parker Pearson, Stonehenge’in, Britanya adasındaki erken çiftçi topluluklarını kültürel bir stres döneminde birleştirmek amacıyla dikilmiş olabileceğini savunuyor. Pearson’a göre sunak taşı, İskoçya’daki uzak bir anıttan bir hediye ya da siyasi bir ittifakın işareti olarak alınmış olabilir.
Parker Pearson’ın Archaeology International dergisinde yayımlanacak bir makalesine göre, Stonehenge birçok açıdan benzersiz bir yapı — taşlarının titizlikle yontulması ve kirişler kullanılması gibi özelliklerinin yanı sıra, Britanya ya da İrlanda’daki hiçbir başka anıt, böylesine büyük mesafelerden taşınmış taşlar içermiyor. “Stonehenge, Britanya Adaları’nın tamamını maddi ve anıtsal bir mikrokozmos olarak yansıtıyor.”
Bu nedenle Parker Pearson, Stonehenge’in dini bir anıt olmasının yanı sıra siyasi bir anıt olarak da değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. “Bu bir tapınak değil — bu, yüzyıllardır büyük bir yanlış anlamaydı. Ne bir takvim ne de bir gözlemevi.” Yapının kış ve yaz gündönümlerine hizalanmış olması, İrlanda’daki Boyne Vadisi’nde bulunan Newgrange gibi daha önceki yapıları çağrıştırıyor, ancak bu hizalanmanın Stonehenge’in ana amacı olmayabileceğini belirtiyor.
“Stonehenge’i doğru bir şekilde değerlendiremiyoruz çünkü ona yeterince geniş bir perspektiften bakmıyoruz. İnsanlar, dünyalarının belirli yönlerinin kalıcılığını ifade eden bir anıt inşa ediyorlardı.”
Sunak Taşının Gizemi
Ziyaretçiler genellikle sunak taşını gözden kaçırıyor çünkü bu taş yatay bir şekilde duruyor ve dev bir sarsen taşının bir kısmıyla örtülmüş durumda. Parker Pearson, taşın devrildiğinin varsayıldığını belirtiyor. Ancak, İskoçya’nın kuzeydoğusunda, taşların bilerek yatay olarak yerleştirildiği çok sayıda taş çember bulunduğunu söylüyor.
“Şimdi taşın nereden geldiğini bildiğimize göre, bunun bilerek yatay bir taş olarak yerleştirildiği daha olası görünüyor” diyor ve sunak taşının muhtemelen İskoçya’daki eski bir anıtın parçası olduğunu ekliyor. “Bu taşlar herhangi bir yerden rastgele alınmış değil.”
Orkney’in olası bir köken yeri olarak dışlandığını ve diğer potansiyel yerlerin araştırıldığını belirten Parker Pearson, “Bu oldukça heyecan verici” diyor.
Arkeologlar, sunak taşının yaklaşık MÖ 2.500’de, Stonehenge’in orijinal biçiminden yeniden düzenlendiği dönemde yerleştirildiğine inanıyor. Bu dönem, Avrupa ana karasından yeni göçmenlerin gelmesiyle Britanya’da kültürel değişimlerin yaşandığı bir zaman dilimiydi.
Parker Pearson, “Bu dönemde açıkça bir etkileşim var — buna ilk temas diyebilirsiniz” diyor. “Bu, Stonehenge’in inşa edildiği an. Ve bu temas anının, Stonehenge’in bu etkileyici ikinci aşamasını harekete geçiren bir katalizör olarak hizmet edip etmediğini merak ediyorum. Bu, bir birlik iddiası gibi görünüyor; belki de yeni gelenleri entegre etme girişimi — ya da etmeme girişimi”
Ancak, genetik araştırmalar yeni gelen beaker kültürü insanlarının önceki Neolitik nüfusları büyük ölçüde yerinden ettiğini gösterdiğinden, “bu girişim sonunda başarılı olmuyor”. Yine de Parker Pearson, Stonehenge’in bu yeni nüfus tarafından bir anıt olarak benimsendiğini ve bu nüfusun Britanya’nın baskın topluluğu haline geldiğini söylüyor.
“Dolayısıyla nüfustaki değişime rağmen, Stonehenge geniş dünyadaki önemini sürdürmeye devam ediyor.”
The Guardian. 20 Aralık 2024.
You must be logged in to post a comment Login