Antik Yunan’ın Kültürel Yükselişi Düşünülenden Bir Asır Önce Başladı

Yeni araştırmaya göre, karanlık çağdan sonra Antik Yunan’ın kültürel yükselişi aslında daha önce düşünülenden bir asır önce başlamıştı.

British Museum’daki protogeometrik amfora. C: Wikimedia Commons

Antik Yunan, antik çağların en iyi bilinen medeniyetlerinden biri olmasına rağmen, MÖ 1.200 ile 760 yılları arasındaki olayları kapsayan tarihi anlatılar günümüze ulaşmadı. Bu dönem, Akdeniz’in büyük bir bölümünün toplumsal ve siyasi bir çöküş yaşadığı bir dönem olduğu için genellikle “karanlık çağ” olarak adlandırılıyor.

Bu dönemde Yunan Demir Çağı vardı. Ancak belge eksikliği nedeniyle, tarihçiler şimdiye kadar Atina’daki seramik tarzlarını temel alan bir zaman çizelgesiyle çalışıyorlardı. 1950’ler ve 60’larda tarihçiler Nicolas Coldstream ve Vincent Desborough tarafından geliştirilen bu zaman çizelgesine göre, Demir Çağı’nın MÖ 1025’te başladığı ve MÖ 700’de sona erdiği kabul ediliyordu.

MÖ 760 ile 700 yılları arasında gerçekleşen “Yunan Rönesansı”, Demir Çağı’nın son dönemi olan Geç Geometrik dönem sırasında ortaya çıkmıştı. Bu dönem, alfabenin benimsenmesi, Yunan şehir devletlerinin ortaya çıkışı, panhelenik tapınakların inşası ve Yunan kolonilerinin yurtdışında kurulması gibi hızlı ekonomik ve demografik büyüme ile karakterize ediliyor.

(İlgili: Rakip Şehirler Atina ve Sparta Hem Dost Hem Düşman Mıydı?)

Bu kadar büyük ilerlemenin yalnızca 60 yılda gerçekleşmesi, bu dönemin olağanüstü olarak değerlendirilmesine neden oldu. Ancak, kuzey Yunanistan’daki Assiros ve Sindos’tan ve Andros Kiklad adasındaki Zagora’dan gelen yeni araştırmalar, Yunan demir çağının bu zaman çizelgesinin yanlış olduğunu öne sürüyor. Arkeolog Trevor Van Damme’ın arkeolog Bartłomiej Lis ile Eleon sahasındaki protogeometrik çanak çömlek üzerinde yaptığı son çalışma bu görüşü destekliyor.

Araştırma, Yunan karanlık çağlarının daha kısa ve Yunan rönesansının daha önce düşünülenden çok daha uzun olabileceğini gösteriyor. Bu bulgular, Yunan toplumunun Demir Çağı’ndan önceki toplumsal çöküşe karşı düşünülenden daha dayanıklı olduğunu ortaya koyuyor.

Metinde belirtilen önemli yerleri gösteren Yunanistan haritası. C: Van Damme, T., & Lis, B. (2024).

Yeni Seramik Örnekleri

Çalışma, 2013 yılında Boeotia Antik Eserler Müdürlüğü ve Kanada Yunanistan Enstitüsü’nden bir arkeolog ekibi tarafından Eleon’un antik kentindeki bir tapınakta bulunan bir kap üzerine odaklanıyor. Bu kap, MÖ 12. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen tapınağın zemininde kırılmış halde bulundu. Kap, yüzeyinde merkezi bir eksen etrafında dönen eşmerkezli daireler barındırıyor. Böyle bir çömleğin Orta Yunanistan’da bu kadar erken bir bağlamda keşfedilmesi bir ilk.

Kap üzerindeki eşmerkezli daireler, Coldstream ve Desborough’un protogeometrik tarzın MÖ 11. yüzyılın ikinci yarısında Atina’da ortaya çıktığını öne sürdüğü stili karakterize ediyor.

Coldstream ve Desborough, Yunan Demir Çağı için tarihleri, Yakın Doğu’daki Yunan seramik parçalarının titizlikle belgelenmesiyle belirlemişti. Bu parçalar, tarihsel olarak belgelenmiş savaşlar sırasında yok edilen yerlerde bulunmuştu.

Yakın Doğu ve Mısır’daki bu olayların tarihsel kayıtlarını kullanarak ve seramik parçalarındaki belirli stilleri tanımlayarak, Coldstream ve Desborough, bu parçalara kesin tarihler atamışlardı: Protogeometrik (MÖ 1025-900), Erken Geometrik (MÖ 900-850), Orta Geometrik (MÖ 850-760) ve Geç Geometrik (MÖ 760-700). Bu son dönem Yunan Rönesansı’na denk geliyor.

Yeni araştırma ise, bu zaman çizelgesine meydan okuyor ve Protogeometrik tarzın MÖ 12. yüzyılda Kuzey Yunanistan’da ortaya çıktığını ve Demir Çağı’nın başlangıç tarihinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini öneriyor.

Eleon kazı alanından bir görüntü. C: Van Damme, T., & Lis, B. (2024).

Bu argüman, seramiğin mikroskobik incelemeler ve kimyasal analizlerle yapılan petrografik çalışmalarla destekleniyor Analizler, kabın Alt Axios Vadisi’nden ithal edildiğini kesin olarak gösteriyor. Bu bölge, 2000’li ve 2020’li yıllar arasında yapılan diğer iki çalışmada da Erken Demir Çağı kronolojisini sorgulayan sonuçlar elde edilen bir bölge.

Yeni araştırma, revize edilmiş zaman çizelgesini desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda Eleon’da bulunan kabın MÖ 12. yüzyıla tarihlenen bir Miken seramik tabakasının içinde yer almasıyla tartışmaya yeni bir boyut katıyor.

Geleneksel kronolojiye göre, Miken tarzı seramikler MÖ 16. yüzyıldan MÖ 11. yüzyıla kadar üretildi ve ardından MÖ 11. yüzyılın sonlarına doğru protogeometrik tarza geçiş yapıldı. Atina’nın protogeometrik stilin ortaya çıktığı merkez olduğu düşünüldüğünden, bu tarzın örneklerinin MÖ 11. yüzyılın sonlarından önceki bağlamlarda bulunmaması gerekiyordu.

Ancak Eleon’daki buluntu, protogeometrik ve Miken tarzlarının birbiri ardına değil, yaklaşık 100 yıl boyunca birlikte var olduğunu gösteriyor. Bu durum, Yunan karanlık çağlarının önceki düşüncelerden çok daha kısa sürebileceği anlamına geliyor çünkü geç geometrik dönem — ve dolayısıyla alfabenin ortaya çıktığı Yunan Rönesansı — 100 yıldan daha erken başlamış oluyor.

Yeni çalışmadan ortaya çıkan revize edilmiş kronoloji, Demir Çağı dönemleri için yeni tarihler öneriyor. Buna göre çoğu dönemin başlangıcı, önceki varsayımlardan yaklaşık 100 yıl daha erken alınmalı. Örneğin, protogeometrik dönem MÖ 1.025’te başlayıp MÖ 900’de bitmek yerine MÖ 1.150 civarında başlamalı ve MÖ 1.050 civarında bitmeli. Daha önceki dönemlerin tüm başlangıç ​​tarihlerini ileriye taşıyarak, geç geometrik dönem MÖ 760 yerine MÖ 870 civarında başlayacağı için çok daha uzun hale geliyor.

Dolayısıyla, Yunan Rönesansı’nın başlangıç tarihi MÖ 870 ve sabit son tarihi MÖ 700 olduğunda, bu dönem neredeyse 200 yıla yayılmış oluyor. Bu bağlamda, bu dönemde gerçekleşen ilerlemelerin 40 yıl yerine iki yüzyılda gerçekleştiğini düşünmek, dönemi daha az olağanüstü kılıyor.


The Conversation. Trevor Van Damme. 11 Kasım 2024.

Makale: Van Damme, T., & Lis, B. (2024). The origin of the Protogeometric style in northern Greece and its relevance for the absolute chronology of the Early Iron Age. Antiquity, 98(401), 1271-1289.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login