Karahantepe’de Ritüellere Dair Yeni Bulgular Ortaya Çıkarıldı

Şanlıurfa’da yer alan Karahantepe’de yürütülen kazı çalışmalarında, çok sayıda kurt çenesi, leopar, akbaba ve tilki kemikleri bulundu.

Karahantepe’de bulunan taş kaplar.

Türkiye’nin önemli Neolitik yerleşimlerinden Karahantepe’de gerçekleştirilen kazılarda, leopar, kurt, akbaba ve tilki gibi çeşitli hayvan kemikleri keşfedildi. Arkeologlar, aynı zamanda bu eski yapılarda çok sayıda ocak tespit ederek, toplumsal yaşam ve ritüeller hakkında yeni ipuçlarına ulaştı.

Karahantepe kazı başkanı Profesör Dr. Necmi Karul, 2024 kazı sezonunun sona erdiğini ve bu dönemde sit alanının Neolitik dönem açısından önemini derinleştiren buluntuların açığa çıkarıldığını söylüyor. Binlerce yıl öncesine dayanan karmaşık yapıları ve 250’den fazla dikili T şeklindeki anıtlarıyla Karahantepe, dünya çapında ilgi topluyor.

(İlgili: Göbeklitepe ve Karahantepe’de Gerçek Boyutlu Heykeller Bulundu)

Göbeklitepe ve çevresindeki 11 arkeolojik alan, Anadolu’nun ve Yukarı Mezopotamya’nın yerleşik hayata geçen en eski topluluklarına ev sahipliği yapıyor. 200 kilometrelik bir alana yayılmış vaziyetteki ‘Taş Tepeler’in’ insanlık tarihi için az bilinen bir dönemi aydınlatması bekleniyor. Taş Tepeler, Göbeklitepe ile çağdaş olan ve benzer özellikler taşıyan başka yerler de olduğunu gösteriyor. Karahantepe de bu Taş Tepeler’den biri.

Karahantepe’de zeminde bulunan boğa kafatası.

Karahantepe’de bu yılki arkeolojik çalışmalar hakkında açıklama yapan Prof. Dr. Karul, önceden belirlenen önemli bir kamu kompleksindeki çalışmalarına devam ettiklerini, merkezi yapılar ile kamusal kullanıma yönelik daha küçük yapılar bulduklarını söylüyor.

Karul, “Bir yapıda zemin seviyesine ulaştık ve dikili taşlarla bölünmüş bir odayla karşılaştık. Bu alan, kırmızı steril toprakla doluydu ve içinde geometrik ve hayvan motifleriyle süslenmiş siyah klorit taşından yapılmış taş kaplar ve tabaklar yer alıyordu” diyor.

Buluntular arasında kurt çeneleri, leopar, akbaba ve tilki kemikleri gibi çeşitli hayvan kalıntıları da bulundu. Kanıtlar, bu alanlara ritüel ya da sembolik anlam taşıyan tilki derilerinin bırakılmış olabileceğini düşündürüyor.

Neolitil yerleşimdeki bulgular arasında tilki, akbaba ve leopar kemikleri yer alıyor.

Kazılarda boncuk ve baton şeklinde taş aletler gibi nesneler de bulundu, bu da bölgedeki Neolitik döneme ait yaşamı canlı bir şekilde gözler önüne seriyor.

Karahantepe’nin en dikkat çekici özelliklerinden biri ise çok sayıda ocağın varlığıydı; bu durum, yapının toplumsal buluşmalara ev sahipliği yapan ve pişirme amaçlı kullanılan bir mekan olabileceğine işaret ediyor. Profesör Karul, “Çok sayıdaki ocak, zemine yerleştirilen büyük boğa boynuzları ve kafataslarıyla birlikte, bu alanın yemek pişirme amacıyla kullanıldığını ve topluluk yaşamında önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Yapının içinde fırın olabileceğini düşündüğümüz izlere de rastladık” diye belirtiyor.

Karahantepe’de bulunan yabani eşek figürü.

Karahantepe’de bulunan bu çok sayıda ocak, erken toplumsal alanların düzeni ve işlevine dair yeni bilgiler sunarak, olası ritüel veya yemek pişirme uygulamaları hakkında ipuçları veriyor.

Karahantepe’deki buluntular, bölgenin önemini bir kez daha vurgularken, araştırmacılara eski günlük yaşam ve ritüel davranışlara dair önemli bilgiler sağlıyor.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login