Vikingler Neden Kuzey Amerika’yı Kolonileştirmedi?

Vikingler, MS 1000 yılı civarında günümüz Kanada’sındaki Newfoundland’a ulaştılar. Peki neden diğer Avrupalıların yüzyıllar sonra yaptığı gibi bölgeyi kolonileştirmediler?

Kanada, Newfoundland’daki L’anse Aux Meadows’da İskandinav konutlarının rekonstrüksiyonu. C: Wikimedia Commons

Christopher Columbus’un 1492’de Atlantik’i ilk kez geçmesinin ardından İspanya ve diğer Avrupa ülkeleri, Batı Yarımküre’nin büyük bir kısmını kolonileştiren geniş çaplı sömürgecilik faaliyetlerine girişti. Ancak Kuzey Amerika’ya ulaşan ilk Avrupalılar onlar değildi.

Vikingler, MS 9. ve 10. yüzyıllarda İzlanda ve Grönland’ta yerleşimler kurduktan sonra MS 1.000 civarında günümüz Kanada’sının Newfoundland bölgesine ulaştılar. L’Anse aux Meadows’da bir ileri karakol kurdular ve bu karakolu Kuzey Amerika’nın kuzeydoğusundaki diğer bölgeleri keşfetmek için kullandılar. Tarihi kayıtlara göre, “Hop” adında başka bir karakol da kurdular; bu karakolun bugünkü New Brunswick eyaletinde olduğu düşünülüyor.

(İlgili: Vikinglerle Amerika Yerlileri Arasındaki Ticaretin Kanıtları Bulundu)

Ancak Vikingler, 1.492 sonrası Avrupalılarla kıyaslandığında Kuzey Amerika’yı geniş ölçekte kolonileştirmediler. Peki, Vikingler Kuzey Amerika’yı neden kolonileştirmedi?

Kısacası, Vikinglerin ileri karakollarını kolonilere dönüştürmek isteyip istemediği belirsiz ve Vikinglerin karakolları, yerli Amerikalılarla karşılaştıklarında seyrek nüfusluydu, bu da onları bölgeden ayrılmaya zorladı. Bunun yanı sıra zorlu deniz rotası ve o dönemde Avrupa ile Kuzey Amerika’daki kentleşme düzeyi gibi diğer faktörler de bu duruma etki etti.

Vikingler Kuzey Amerika’yı kolonileştirmekle ilgili miydi?

Kuzey Amerika’da Vikingler üzerine geniş araştırmalar yapan Parks Canada’dan emekli kıdemli arkeolog Birgitta Wallace’a göre, Vikingler Kuzey Amerika’yı kolonileştirmekle pek ilgilenmiyorlardı. “İskandinavlar o dönemde Kuzey Amerika’yı kolonileştirmekle ilgilenmiyorlardı çünkü Grönland kolonisi yeniydi ve genişliyordu ama yine de çok küçüktü.”

Vikingler, Newfoundland’ın güneyinde “Vínland” (şarap diyarı) adını verdikleri bir bölgeyi keşfettiklerinde, asıl ilgileri bu yeni Grönland kolonisini destekleyebilecek doğal kaynakları bulmaktı. Wallace, “Vinland’a, keşfedildiği ve potansiyel kaynaklar sunduğu için yerleşildi” diyor.

Smithsonian Enstitüsü’nde Vikingler üzerine araştırmalar yapan Kevin P. Smith ise biraz farklı bir görüşe sahipti. Smith’e göre, İskandinav metinleri, MS 11. yüzyılın ilk on yıllarında Vínland’da bir koloni kurma yönünde bir ilgi olduğunu gösteriyor. Metinler, bazı Vikinglerin bu bölgenin “Grönland kolonisini kuran şeflerin ‘ikinci oğulları’ için lider olabilecekleri kendi bölgelerini yaratabilecekleri fırsatlar sunduğunu” düşündüklerini gösteriyor.

Vikingler üzerine geniş araştırmalar yapmış Christopher Crocker ise, Vikinglerin Kuzey Amerika’da kalıcı yerleşimler kurma niyeti olup olmadığına dair yeterli kanıt bulunmadığını belirtiyor. “Orada uzun vadeli/kalıcı yerleşimler kurmak ve bölge üzerinde bir tür ekonomik ve politik kontrol sağlamak istediler mi, sahip olduğumuz kanıtlar ışığında pek açık değil”

Kuzey Amerika’daki yenilgi

Smith, Orta Çağ İskandinav sagalarının, Vikinglerin Vínland’da koloni kurma girişiminden vazgeçmelerinin sebebinin, bölgenin zaten İskandinavların beraberinde getirdiğinden çok daha fazla nüfusa sahip olduğunu net bir şekilde belirttiğini söylüyor. Vikingler, Kuzey Amerika’daki yerli halklarla karşılaştığında, çatışma hızla patlak verdi.

“Erik the Red’in Sagası” adlı metin, Vikingler ile yerli halklar arasında yaşanan bir çatışmadan bahseder. Çatışma, birkaç Viking’in öldüğü ve Vikinglerin gemilerine çekilmek zorunda kaldığı bir yenilgiyle sonuçlanır. Metinde, yerli halklarla çatışan Viking grubunun, “bu toprakların güzel ve elverişli olmasına rağmen, her zaman kendilerinden önce orada yaşayanlardan dolayı savaş ve dehşetin üzerlerinde dolaşacağı” düşüncesine kapıldığı ve bu nedenle “kendi ülkelerine [Grönland’a] geri dönmeye karar verdikleri” yazılı (John Sephton çevirisi).

Smith, “Kuzey Amerika’da koloni kurmaya çalışan Vikingler yenilgiye uğradılar, geri çekildiler ve kolonileştirme girişimlerinden vazgeçtiler” diyor.

Yeterince Viking yoktu

Bilim insanları, Grönland’da yaşayan Viking sayısının az olduğunu ve hatta toplam Viking nüfusunun bile nispeten küçük olduğunu belirtiyor. Oslo Üniversitesi Kültürel Tarih Müzesi’ndeki Viking gemisi koleksiyonunun küratörü Jan Bill, “Viking Çağı’nın sonlarında İskandinav ülkelerinin toplam nüfusu muhtemelen bir milyondan azdı” diyor. Wallace ise Grönland’ın “sadece 400-500 kişilik başlangıç nüfusu” olduğunu belirtiyor. “MS 1.300 civarında zirveye ulaştığında bile maksimum nüfus muhtemelen 2000 ila 3000’di.”

Vikinglerin ziyaret ettiği dönemde Vínland’ın toplam yerli nüfusunun nasıl belirsiz, fakat muhtemelen çok daha fazlaydı. 2010 yılında American Antiquity dergisinde yayınlanan bir makale, 1.500 yılı civarında Kuzey Amerika’nın doğusundaki yerli nüfusun 500.000 ile 2,6 milyon arasında olduğunu tahmin ediyor.

Vikinglerin kullandığı Kuzey Atlantik rotası da bir engeldi. “Görece olarak bakıldığında, Kuzey Atlantik’in soğukları ve fırtınaları, daha güneydeki daha elverişli koşullara kıyasla bu denizi daha büyük bir engel haline getiriyordu” diyor Bill.

Vínland ile Grönland arasındaki mesafe de Vikingler için büyük bir sorun teşkil etti. Newfoundland ve Labrador eyaletindeki Rooms Provincial Müzesi’nin küratörü Kevin McAleese, “Grönland’dan malları pazara [Avrupa’ya] ulaştırmak haftalar sürüyordu ve bu durum ticaret ağı operasyonlarını zorlaştırıyordu” diyor.

Ayrıca, Viking Çağı’nda İskandinavya, Colombus’un seferlerinden sonraki dönemde Avrupa’nın olduğu kadar kentleşmemişti ve Vikinglerin yönettiği devletler daha az gelişmişti. Bill, 15. yüzyılda devlet oluşumunun 11. yüzyıla göre çok daha ileri olduğunu, özellikle İskandinavya’nın İber Yarımadası ile karşılaştırıldığında, daha ileri devletlerin Danimarka, Norveç ve İsveç gibi çok genç devletlerden daha fazla sömürgeleştirmeye yatırım yapabileceğini belirtiyor.

Kolonileşmeyi zorlaştıran diğer faktörler

Colombus’un yolculuklarından sonra, Batı Yarımküre’de birçok salgın hastalık yerli nüfusu büyük ölçüde azalttı ve bu durum Avrupalı sömürgecilerin toprakları ve doğal kaynakları ele geçirmelerini kolaylaştırdı. 2009 yılında Dr. William Agger ve Herbert Maschner, “The Northern World: A.D. 900-1400” (University of Utah Press, 2009) adlı kitapta, Vikinglerden kaynaklanan hastalıkların Arktik’teki bir halk arasında salgına neden olabileceğini öne sürdüler, ancak bu salgın Kuzey Amerika’ya geniş çapta yayılmadı.

Ayrıca, tarihsel kayıtlara göre Kuzey Amerika’ya giden Vikingler arasında da iç anlaşmazlıklar vardı. McAleese, Erik the Red’in sagasında din, hangi yöne seyahat edileceği ve yerli halklarla savaşırken hangi taktiklerin kullanılacağı konusundaki tartışmalardan bahsedildiğini belirtiyor. Karşılaştıkları tüm bu sorunlar nedeniyle, Vikingler L’Anse Aux Meadows’dan yaklaşık yirmi yıl sonra ayrılmış olabilirler.


Live Science. 20 Ekim 2024.

Anadolu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü mezunu. İstanbul Üniversitesi Prehistorya Bölümü Yüksek Lisans mezunu. Aynı üniversitede Doktora adayı. İletişim: ermanbu@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login