‘Arkaik’ Özelliklere Sahip Kızıl Geyik Mağarası İnsanları Kimdi?

Kızıl Geyik Mağarası İnsanları, son 20.000 yıl içinde Dünya’da yaşamış en sıradışı ve gizemli insan gruplarından biri olabilir.

Güney Çin’in Yunnan kentindeki Kızıl Geyik Mağarası’nda bulunan homininlerin çene kemikleri. C: Curnoe et al., 2012

Yaklaşık 14.000 yıl önce yaşamış olmalarına rağmen (insan evrimi açısından son derece yakın bir tarih), günümüze ulaşan fosilleri, bu insanların aile ağacımızdaki daha uzak akrabalara özgü birçok “arkaik” insan özelliği taşıdıklarını gösteriyor.

Buzul Çağı’nın sonuna kadar hayatta kalmış eski bir insan kalıntısı mıydılar, yoksa Neandertaller ve Denisovalılarla ilişkili, belki de benzersiz bir melez nüfus muydu? Alternatif olarak, belki de Homo sapiens’in tarih boyunca son derece çeşitli olduğunu gösteriyor olabilirler.

(İlgili: Son Buzul Çağı, Doğu Asya’daki İnsanları Yok Etti)

İnsan kalıntıları ilk olarak 1989 yılında Çin’in güneyindeki Yunnan’da, yerel olarak Maludong olarak bilinen bir mağarada gün yüzüne çıkarıldı. Mağara, daha sonra dev kızıl geyik fosillerinin keşfi nedeniyle Kızıl Geyik Mağarası olarak bilinir hale geldi, bu da orada yaşayan insanların bu hayvanları pişirip yediklerini düşündürüyordu.

2012 yılına kadar bilim insanları, mağaradaki bireylerin yeni bir insan türünü temsil edip etmediğini sorgulamaya başlamadı. Çeneleri ve dişleri üzerine yapılan incelemeler sonucunda, bu homininlerin kalın kafatasları, düz yüzleri, geniş burunları, küçük çeneleri, büyük azı dişleri ve belirgin kaş çıkıntıları olduğu kaydedildi. “Orta” boyutta bir beyne sahip olmalarına rağmen, bu özellikler genellikle insan aile ağacındaki daha eski, uzun süre önce yok olmuş üyelerle ilişkiliydi.

New South Wales Üniversitesi’nden evrim biyoloğu Darren Curnoe, “Yüz binlerce yıl önceki atalarımızda görülen ilkel özelliklerin olağan dışı bir mozaiğine sahip yeni bir tarihöncesi insan topluluğu keşfettik” diyor.

“Kısacası, insan evrimi ağacındaki tüm üyeler arasında anatomik olarak benzersizler” diye ekliyor Curnoe.

Çin’in güneyindeki Yunnan eyaletindeki Maludong (Kızıl Geyik Mağarası) kazı alanı. C: Xueping Ji

2015’te, Kızıl Geyik Mağarası’nda keşfedilen bir uyluk kemiği, bu gizemi daha da derinleştirdi. Bu kemiğin, Homo erectus veya Homo habilis gibi yaklaşık 1,5 milyon yıl önce yok olmuş erken insan türleriyle bazı ortak anatomik özellikler taşıdığı öne sürüldü.

Bu bulgu, insan evrimiyle ilgili yaygın kabul gören zaman çizelgesine tam olarak uymuyordu. Uyluk kemiği sadece 14.000 yıl öncesine tarihlendirildi — bu, Homo sapiens’in tarımı geliştirmesinden ve karmaşık medeniyetlerin doğmasına neden olan kültürel evrimden birkaç bin yıl öncesine denk geliyor.

“Bu genç yaş, ilkel görünümlü insanların evrimimizde çok geç bir döneme kadar hayatta kalmış olabileceği olasılığını gösteriyor, ancak dikkatli olmalıyız çünkü elimizde sadece bir kemik var” diyor Yunnan Kültür Kalıntıları ve Arkeoloji Enstitüsü’nden Profesör Ji Xueping.

Curnoe, “Bu yeni bulgu, modern insanlarla Doğu Asya anakarasında zaman içinde örtüşen modern öncesi bir türün var olabileceğine işaret ediyor, fakat bu durumu daha fazla kemik keşfi ile yavaş yavaş desteklemek gerekiyor” diyor.

2022 yılına gelindiğinde, Antik DNA alanındaki ilerlemeler, araştırmacıların Kızıl Geyik Mağarası homininlerinin genetiklerini incelemelerine olanak tanıdı ve kökenleri hakkında net bir içgörü sağladı. Bu analiz, onların teknik olarak Homo sapiens, yani bizim gibi modern insanlar olduğunu doğruladı. Aslında, bu insanların modern Doğu Asyalılar ve Doğu Asyalılarla aynı gruplardan türeyen Amerika yerlileriyle önemli bir genetik bağlantısı olduğu ortaya çıktı.

Başka bir deyişle, Kızıl Geyik Mağarası İnsanları, başlangıçta düşünüldüğü kadar sıra dışı değildi. Bununla birlikte, küçük bir popülasyonun modern insanlarda görülmeyen bazı özelliklere sahip olduğu açıkça ortada. Bu durumun neden böyle olduğu konusunda net bir açıklama yok, ancak bu durum, Buzul Çağı’nın sonlarına doğru yaşayan insanların, günümüzde dünyanın dört bir yanındaki insanlardan bile daha çeşitli olduğunu gösterebilir.


IFL Science. 15 Ekim 2024.

Anadolu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü mezunu. İstanbul Üniversitesi Prehistorya Bölümü Yüksek Lisans mezunu. Aynı üniversitede Doktora adayı. İletişim: ermanbu@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login