Bu Antik Yazı Bir Asrı Aşkın Süredir Çözülemedi

1908 yılında Girit’te keşfedilen Phaistos Diski, modern arkeolojinin en büyük bilmecelerinden biri olmaya devam ediyor.

MÖ 1700’e ait Phaistos Diski. Üzerindeki işaretlerin ıslak kile bir stylus kullanılarak değil, kalıplar veya mühürler kullanılarak bir tür antik dizgiyle basıldığı düşünülüyor. (C: SCALA, FLORENCE)

1908’de Girit’te bir arkeolog, üzerinde bilinmeyen semboller bulunan kilden küçük bir disk keşfetti. Günümüzde Phaistos Diski olarak bilinen bu el büyüklüğündeki antik kil disk, hala işlevi ve anlamını belirlemeye çalışan bilim insanları arasında süregelen bir tartışmayı ateşledi.

İtalyan arkeolog Federico Halbherr, öğrencisi Luigi Pernier ve ekibiyle birlikte 3 Temmuz 1908’de Girit’in güneyindeki Phaistos’ta, bir Minos sarayı alanında kazı yapıyordu. Kazı çalışmaları sırasında, kalıntıların arasında kömürleşmiş kemikler, küller ve bunların içinde kısmen gömülü altın-kahverengi bir kil disk içeren bir tabaka keşfettiler.

(İlgili: Minotaur: Antik Yunan ve Roma Mitolojisinin Canavarı)

Diski dikkatlice çıkaran Pernier, her iki tarafının da spiral bir düzende sıralanmış küçük imgelerle kaplı olduğunu fark etti. Keşiften bu yana geçen yüz yılı aşkın süre sonra bugün “Phaistos Diski” olarak adlandırılan diskteki işaretlerin anlamı hala bilinmiyor. Antik Minos uygarlığı hakkında ortaya çıkarabileceği yeni bilgilerin beklentisiyle spiral yazıyı çözmek için yapılan sayısız yenilikçi girişime rağmen, Phaistos Diski’nin önemi belirsizliğini koruyor.

Çeşitli teoriler

Şu anda Heraklion Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen disk, hem akademisyenlerin hem de meraklıların hayal gücünü beslemeye devam ediyor. Öne sürülen yorumlar, diskin anlamını çözmeye çalışanlar kadar çeşitli. Çapı 16.5 cm, kalınlığı ise 4 cm olan diski elde taşınabilir kılan boyutları, ona dair farklı teoriler geliştirilmesine yol açıyor. Kimileri bunun güneş tutulmalarını hesaplamak için kullanılan taşınabilir bir astronomik harita ya da bir tür ay-güneş takvimi olduğunu öne sürüyor.

Diskin ortaya çıkarıldığı Phaistos’taki 1908 kazıları, Federico Halbherr ve Luigi Pernier liderliğindeki bir İtalyan ekibi tarafından yürütüldü. (C: SCALA, FLORENCE)

Diskin gerçek amacıyla ilgili somut kanıtların olmaması nedeniyle, her türden teori bol miktarda mevcut. Fikirler, yılanlar ve merdivenler tarzında antik bir oyundan, dini bir ilahinin metnine kadar uzanıyor. Daha spekülatif yorumlar ise bunun Atlantis’ten kalma bir kalıntı, Minotaur’un labirentinin bir haritası, hatta uzaylılar tarafından kullanılan bir yıldızlararası navigasyon rehberi olabileceğini bile iddia ediyor.

Minoslular, deniz ticaretiyle zenginleşmiş, sarayları, büyük şehirleri ve sanatlarıyla tanınan bir Tunç Çağı uygarlığıydı. Diskin bulunduğu yer nedeniyle, MÖ 1800 ila 1600 yılları arasında yapıldığı düşünülüyor.

Girit’te kazılarından çok az sonuç alabilen Pernier için, üzerinde çözülemeyen bir yazıt bulunan bir obje sunabilmek büyük bir yankı uyandırmıştı. Ancak diskin mükemmel korunmuş durumu, antik eserler tüccarı Jerome M. Eisenberg de dahil olmak üzere bazı kişilerin, Pernier’in diski kendisinin sahte olarak ürettiğini iddia etmelerine yol açtı. Ancak arkeolojik kanıtlar, diskin gerçek olduğuna işaret ediyor: Öncelikle disk, Minoslulara özgü orijinal Linear A yazısıyla yazılmış başka bir tabletin yanında bulundu. Ayrıca, diskte yazıcı tarafından yapılmış ve sahte olup olmadığı açıklanamayacak düzeltmeler yer alıyor. İşaretlerin silindiği ve yenilerinin basıldığı birden fazla alan var.

İşaretler ve semboller

Diskte, spiral bir formda sıralanmış, 241 veya 242 karakterden oluşan ve düzenli bir dizide tekrarlanan 45 ayrı figüratif işaretten oluşan bir yazıt bulunuyor. Bu işaretler, insanlar, hayvanlar, bitkiler, aletler ve çeşitli nesneler dahil olmak üzere açıkça tanımlanabilir görüntüleri tasvir ediyor. İmgelerin hemen hemen hepsi günlük yaşamla ilişkili ve bazıları dönemin tarihi bağlamını yansıtıyor.

Örneğin, bazı semboller, antik Mısır ikonografisinde tasvir edilen Deniz Kavimlerini anımsatan, tüylerle kaplı bir baş, ok, miğfer ve yuvarlak bir kalkanla tamamlanmış bir savaşçıyı gösteriyor. Ayrıca, dövmeli bir köle başı ve çıplak göğüslü bir kadın gibi antik Sümer figürlerine benzeyen imgeler de yer alıyor. Diğer işaretler güvercin, kedi, keçi, arı, kovan, papatya, asma ve zeytin ağacı gibi tarım dünyasından hayvanları ve bitkileri tasvir ediyor. İmgeler, her kutuda iki ila beş görsel olacak şekilde 61 kutucukta gruplanmış. Diskin bir yüzünde 30 kutu, diğer yüzünde 31 kutu bulunuyor. Yazının diskin kenarından başlayarak saat yönünde ilerleyip merkeze doğru spiral şeklini aldığı düşünülüyor.

Girit’te bulunan Minos dönemine ait yazıtlar, Ege hece yazısının çeşitli biçimlerine karşılık geliyor. En eskisi, bazen Mısır hiyerogliflerine benzediği için Girit hiyeroglifleri olarak adlandırılan figüratif bir Girit yazısı. Gerçekte, yazının Mısır ile hiçbir ilgisi olmayabilir ve muhtemelen yerel bir kökeni bulunuyor. Phaistos Diski’ndeki yazının, Linear A yazı sisteminin muhtemelen yaptığı gibi bu Girit yazısından türeyip türemediği belirsiz. Ne Girit hiyeroglifleri ne de Linear A henüz çözülemedi. Linear A, Minos uygarlığının çöküşüyle ​​ortadan kalktı, ancak geride iki dal bıraktı: Kıbrıs hece yazısı ve Linear B. İkisi de çözüldü. Linear B, Yunancanın bilinen en eski lehçesi. (C: National Geographic)

Araştırmacılar, diskteki 45 farklı işaretin Ege tarzı heceli bir yazı sistemine ait olduğunu ve her kutuda bulunan iki ila beş görselin kelimeleri temsil ettiğini düşünüyorlar. İşaretler Girit hiyerogliflerine ve onlardan türeyen Linear A yazı sistemine benzerlikler gösterse de, Phaistos Diski evrimleşmiş bir yazı biçimini temsil ediyor gibi görünüyor. Diskteki yazıtın kısalığı göz önüne alındığında, tam yazı sisteminin disk üzerinde kullanılan 45 işaretten daha fazla, muhtemelen 55 veya 60 farklı işaret içermesi muhtemel. Bu varsayım, Minosların Tunç Çağı’nda konuştukları kesin dilin belirsiz kalması nedeniyle yazıtın tanımlanamayan bir dilde yazıldığı fikrine dayanıyor.

Yazıtın içeriğine dair ipuçlarına gelince: Her kutunun bir kelime içerdiği varsayılırsa, diskin her iki yüzünde de yazıtın bir dizi benzer kelimeyle sona erdiği açık.

A yüzündeki birçok ifade aynı işaretlerle başlıyor ve B yüzündeki birkaç ifade benzer işaretlerle sona eriyor. Bu da diskin bir tarafında tekrarlayan ifadeler, diğer tarafında kafiyeli ifadeler olduğuna işaret ediyor. Bu nedenle bazı araştırmacılar, diskin bir şiir, bir ilahi ya da dini veya büyüye dair bir formül içerdiği teorisini öne sürüyorlar.

Diski çözme çabaları

Son yıllarda, metni çözmeye yönelik çeşitli girişimler oldu. Filolog ve arkeolog Gareth Owens, 2014 yılında diskte kullanılan dilin Hint-Avrupa kökenli olduğunu ve henüz çözülememiş olan Minos dili Linear A ile ilişkili olduğunu öne sürdü. Owens, diskin bir ana tanrıçaya adandığını ve “iqa” (büyük kadın) ve “akka” (hamile kadın) gibi bazı kelimeleri tanımladığını düşünüyor.

1935 yılında bu bronz labrys veya çift ağızlı balta Girit’teki Arkalochori mağarasında bulundu. MÖ 2. binyıla tarihlenen baltanın ortasında, bir savaşçının tüylü başı gibi Phaistos diskindekilerle benzerlikler gösteren 15 işaret var. (C: Alamy/ACI)

2008 yılında, tarihsel dilbilimci Gia Kvashilava, metnin Proto-Gürcüce (Kafkasya’daki modern Gürcistan dilinin öncüsü) olduğunu öne sürdü. Kvashilava’ya göre yazıt, Karadeniz’in doğu ucundaki antik Kolhis bölgesinden bereket tanrıçası Nana’ya adanmıştı. Ancak, özellikle de Linear A şu anda çözülememiş olduğundan, bu açıklamaların hiçbiri kesin olarak kabul görmedi.

Phaistos Diski’ni çözmeye yönelik yoğun ilgiye rağmen, Rosetta Taşı’na benzer bir buluş gerçekleşene dek diskteki spiral yazıtın anlamı gizemini koruyacak gibi görünüyor.


National Geographic. 26 Eylül 2024.

You must be logged in to post a comment Login