2023 Haziran Ayında Öne Çıkan 10 Arkeoloji Haberi

Kaçırmış olanlar için 2023 yılının Haziran ayında, Türkiye’de ve dünyada dikkat çeken arkeolojik keşifleri bu listede derledik.

10- İnsan Türlerindeki En Eski Yamyamlık Kanıtları

Modern insanın bir akrabasına ait bacak kemiği üzerindeki kesik izleri taş aletlerle yapılmıştı ve yamyamlığın en eski kanıtı olabilir.

Belirgin et çıkarma işaretlerine sahip bir hominin kaval kemiği. C: Jennifer Clark

Yaklaşık 1.45 milyon yıl öncesine tarihlenen kaval kemiği (tibia), kemiğe dik bir dizi küçük kesik izine sahipti. Kaval kemiğinin hangi insan türüne ait olduğu kesin değil ama bize ait olmadığı kesin, çünkü Homo sapiens birkaç yüz bin yıl daha ortaya çıkmayacaktı. Yeni araştırma makalesinde, bizimle ilişkili bir türün, bizimle ilgili başka bir türden et dilimlemesiyle tutarlı olarak kemik boyunca birkaç kesik izini tanımlandı. 

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

9- İsrail’de Kuş Kemiğinden 12.000 Yıllık Flütler

Araştırmacılar, İsrail’in kuzeyindeki bir kuş gözlem alanında bulunan küçük kuş kemiklerinin 12.000 yıllık flütler olduğunu söylüyor.

Flütler, yırtıcı kuşların ötmesine benzeyen sesler çıkardı. C: Yoli Shwartz / IAA

Arkeologlar, İsrail’deki tarih öncesi bir bölgede kuş kemiklerinden oyulmuş 12.000 yıllık flüt koleksiyonunu ortaya çıkardılar. Enstrümanlar çalındığında belirli yırtıcı kuşların çağrılarını taklit ediyor. Eynan-Mallaha (Ain Mallaha olarak da bilinir) olarak adlandırılan bölge, bir zamanlar doğu Akdeniz çevresindeki toprakları kapsayan bir bölge olan Levant’taki son avcı-toplayıcılardan oluşan kültürel bir grup olan Natufianlar tarafından iskan ediliyordu.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

8- Antik Roma’da Kullanılan Parfümler Paçuli Kokuyordu

Bir araştırma ekibi, Carmona’da küçük bir merhem kabının keşfi sayesinde ilk kez 2.000 yıldan daha eski bir Roma parfümünün bileşimini belirledi.

C: Cordoba Üniversitesi

2.000 yıl önce, Sevilla eyaletindeki Roma şehri Carmo’da (bugünkü Carmona), birisi bir cenaze urnesine bir kap merhem koydu. Yirmi yüzyıl sonra, Cordoba Üniversitesi’nde Organik Kimya Profesörü José Rafael Ruiz Arrebola liderliğindeki bir araştırma ekibi, Carmona Şehri ile işbirliği içinde, MS 1. yüzyıldan kalma bir parfümün bileşenlerini kimyasal olarak tanımlayabildi. Kimyasal analiz sonuçlarına göre Roma, modern parfümeride yaygın olarak kullanılan ve Roma döneminde kullanımı bilinmeyen Hint kökenli Pogostemon cablin bitkisinden elde edilen uçucu bir yağ olan paçuli (silhat) kokuyordu.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

7- Norveç’te 20 Metre Uzunluğunda Viking Gemisi

20 metrelik Viking gemisi, daha önce içi boş olduğu düşünülen bir tümülüste, jeoradar kullanılması sayesinde keşfedildi.

779 yılındaki muhtemel görünümüyle Storhaug Gemisi. C: Eva Gjerde (c) Museum of Archaeology, University of Stavanger

Arkeolog Håkon Reiersen keşifle ilgili, “Bu, ilk Viking krallarına ışık tutacak muhteşem bir keşif.” diyor. “Jeoradar sinyalleri açıkça 20 metre uzunluğundaki bir geminin şeklini gösteriyor. Oldukça geniş ve Oseberg Gemisi’ni andırıyor.” Dahası, gemi şeklindeki sinyaller tam da cenaze gemisinin gömülmesi gereken yerde, yani tümülüsün kalbinde konumlanıyor. Geminin konumunun en muhtemel açıklaması bir cenaze gemisi olduğu yönünde.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

6- Homo sapiens, 86.000 Yıl Önce Güneydoğu Asya’daydı

Laos’taki mağarada, atalarımızın 86.000 yıl önce Avustralya’ya giderken Güneydoğu Asya’dan geçtiklerine dair bilinen en eski kanıtlar bulundu.

Mağara tabanından Tam Pà Ling mağarasının girişine bakış. Kazı çukuru buranın solunda. C: Kira Westaway (Macquarie Üniversitesi)

Erken Homo sapiens atalarımız, Afrika’dan Avustralya’ya giderken Güneydoğu Asya’ya ilk geldiklerinde, bir mağaranın derinliklerinde, binlerce yıl boyunca birikmiş insan fosilleri biçiminde varlıklarının kanıtlarını bıraktılar. Kuzey Laos’taki Tam Pà Ling mağarasında bir araştırmacı ekibi tarafından ortaya çıkarılan en son kanıtlar, modern insanların Afrika’dan çıkarak Arabistan üzerinden Asya’ya düşünülenden çok daha önce yayıldığını şüpheye yer bırakmayacak şekilde gösteriyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

5- Pompeii’deki Freskte Muhtemelen Pizzanın Atası Bulundu

Antik Roma kenti Pompeii’deki arkeologlar, İtalyan pizzasının öncüsü olabilecek bir tasviri içeren fresk ortaya çıkardılar.

Yeni ortaya çıkarılan fresk, Pompeii’deki bir evin koridorundaki bir duvarda bulundu. C: Italian Culture Ministry

İtalya kültür bakanlığı, 2.000 yıllık freskte tasvir edilen düz ekmek, modern pizzanın uzak bir atası olabilir diyor. Ancak teknik olarak bir pizza olarak kabul edilecek klasik malzemelerden yoksun. Antik Pompeii kalıntıları arasında pizzayı andıran çarpıcı bir fresk bulundu, ancak pizzanın iki temel malzemeden (domates ve mozzarella) yoksun olduğu ve şüpheli bir şekilde ananas gibi görünen bir öğe içerdiği görülüyor. Bununla birlikte, tabaktaki “ananasın” muhtemelen tamamen farklı bir şey olması gerekiyor, çünkü bu meyveyle ilk karşılaşan Avrupalı, 1493’te Guadeloupe’de Christopher Columbus oldu.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

4- Fransa’da 75.000 Yıllık Neandertal Gravürleri

Neandertaller muhtemelen 75.000 ila 57.000 yıl kadar önce, Fransa’daki bir mağarada Avrupa’nın bilinen en eski gravürlerini yaptı.

Roche-Cotard mağarasında bulunan gravür örnekleri. Solda “dairesel panel” (soğan şeklindeki izler) ve sağda “dalgalı panel” (kıvrımlı çizgiler oluşturan iki bitişik iz). C: Jean-Claude Marquet

Son yıllarda yapılan araştırmalar, Neandertallerin kültürel karmaşıklığı hakkında çok şey ortaya çıkardı. Bununla birlikte, sembolik veya sanatsal ifadeleri hakkında nispeten az şey biliniyor. Neandertallere çok az sembolik üretim atfediliyor ve bunların yorumlanması genellikle tartışma konusu. Yeni çalışmada Marquet ve meslektaşları, Fransa’daki bir mağara duvarındaki işaretlerin bilinen en eski Neandertal gravürleri olduğunu belirlediler.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

3- Zeytinyağı Kabında Vergilius Şiirinden Alıntı

Vergilius tarafından kaleme alınan Georgics adlı eserden yapılan alıntı, 1.800 yıllık bir zeytinyağı kabının üzerine kazınmış.

Vergilius’tan alıntı yapılan çömlek parçası. C: Cordoba Üniversitesi

MÖ 70 ila 19 yılları arasında yaşayan Publius Vergilius Maro (Virgil), en çok ulusal destanı Aeneas ile tanınan Romalı bir şairdi.  Bir zamanlar, günümüzde güney İspanya’da üretilen zeytinyağı içeren bir Roma çömleğinin küçük bir parçası, arkeologları hem sevindirdi hem şaşırttı. Çünkü 1.800 yıllık çömlek parçası üzerinde, bilinmeyen bir kişi tarafından kazınmış satırlar yer alıyordu ve bu satırlar, antik şair Vergilius’tan bir alıntı taşıyordu. İlk kez bir Roma amforasında edebi bir alıntının keşfedildiği düşünülen oldukça sıra dışı buluntu, Endülüs’ün Córdoba eyaletindeki Hornachuelos kasabasında arkeolojik kazı yapan araştırmacılar tarafından ortaya çıkarıldı.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

2- Homo naledi, Bizden Çok Önce Ölülerini Gömüyordu!

Yeni bulgulara göre, küçük beyinli soyu tükenmiş akrabamız Homo naledi ölülerini gömüyordu ve mağaraya gravürler çiziyordu.

Güney Afrika’daki yeraltı mağaralarından elde edilen tartışmalı kanıtlar, ölülerin gömülmesinin bilinen en eski kanıtlarının soyu tükenmiş, küçük beyinli hominidler arasında meydana geldiğini gösteriyor. C: Berger et al. 2023.

Yeni araştırmalara göre, Homo naledi olarak bilinen soyu tükenmiş, küçük beyinli bir hominid, Homo sapiens veya Neandertallerin kasıtlı olarak ölülerini gömdüğüne dair en eski kanıtlardan 160.000 yıl veya daha uzun süre önce, ölülerini kasıtlı olarak iki yeraltı mağara odasına gömdü. Güney Afrika’da yaklaşık 335.000 ila 236.000 yıl önce yaşamış olan Homo naledi, ayrıca bitişik mağara odalarını birbirine bağlayan bir koridor ve giriş yolunun kenarına da işaretler kazımıştı. Birçok gravür, çapraz taramalar, kareler, üçgenler, çarpılar ve X şekilleri oluşturan çizgilerden ve diğerlerinden ayrı duran çizgilerden oluşuyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

1- Almanya’da 3.000 Yıllık İyi Korunmuş Bir Kılıç Bulundu

Arkeologlar, Almanya’nın Bavyera eyaletinin Nördlingen kasabasında oldukça iyi korunmuş bir Tunç Çağı kılıcı buldu.

Kemiklerin arasında kılıcı ve bazı ok uçlarını da görebilirsiniz. C: Bavarian State Office for the Preservation of Monuments

Söz konusu kılıç, bir erkek, kadın ve çocuğun kalıntılarının yanında, diğer mezar eşyaları ve silahların arasında bulundu. Kılıç, kabzasının şekli nedeniyle “sekizgen” olarak tanımlanmış olmasına rağmen, sapın bıçağın üzerine bindirilmesiyle yapılan sağlam bir kabza kullanması bakımından “Bronz D tipi Rixheim” kılıçlarına benziyor. Kabza oldukça detaylı bir şekilde dekore edilmişti, bıçakta ise darbe izleri tespit edilemedi. Bu durum, kılıcın törensel bir işlevi olduğunu veya yüksek statünün bir sembolü olduğuna işaret ediyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

BONUS

İstanbul’daki Polieuktos Kazılarında Pan Heykeli Bulundu

C: İBB Miras
Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login