Bergama’daki Kızıl Avlu çevresindeki kazılarda, milattan sonra 2. ila 3. yüzyıllarda yapılmış geometrik desenli taban mozaiği bulundu.
Kızıl Avlu çevresinde dini bir alana ait olduğu tahmin edilen yapıda taban mozaiği keşfedildi. Oldukça sağlam durumda bulunan mozaiklerin milattan önce 2. ila 3. yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor.
Geometrik desenlerle bezeli mozaikler, Bergama Müze Müdürlüğü uzmanlarının ayrıntılı çalışmasının ardından koruma altına alındı.
Bergama Müze Müdürü Nilgün Ustura, SİT alanlarında sondaj çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini ayrıca yeni müze projesi için Topçu Kışlası olarak adlandırılan arkeolojik bölgede de sondaj yaptıklarını söylüyor.
(İlgili: 2000 Yıl Önce Bergamalı Kadınlar 30, Erkekler 40 Yıl Yaşıyordu)
Araştırmacılar, bu çalışmalar sırasında etrafı sütunlu galerilerle çevrili, avlulu yapı kompleksi ortaya çıkardı. Kalıntıların, mozaik tabanlı çeşitli ana mekan ve etrafındaki yan mekanlarla büyük bir yapı kompleksine ait olduğunu düşünülüyor.
Müze Müdürü Nilgün Ustura, “Birim bazında yaptığımız arkeolojik verilerle aslında Pergamon Antik Kenti’nin yukarı ve aşağı bölümünün hangi dönemde, ne kadar genişlediğini, her kültür döneminde nasıl geliştiğini görebiliyoruz. Bu da bizim için çok önemli kaynak.” diyor.
Kızıl Avlu’nun etrafında dini amaçlı yapı kompleksleri
Buldukları yapı kompleksinin, dinsel içerikli, dini karakteri olan bir yapı kompleksi olduğunu tahmin ettiklerini belirten Ustura, şöyle devam ediyor:
“Geometrik desenli mozaikler korunmuş, günümüze kadar tam gelmiş. Kızıl Avlu’nun etrafında, bir Roma tapınağının etrafında dinsel amaçlı çeşitli yapı komplekslerinin olduğunu görüyoruz. Çünkü daha önceki yıllarda yaptığımız sondajlarda da aynı bölgede yine geç antik dönemli yapı komplekslerini açığa çıkardık. Dini nitelikli olabilecek kompleksler. Dolayısıyla ayrı parsellerde yapmış olsak da bütün olarak değerlendirdiğimizde Pergamon Antik Kenti’nde Aşağı Şehir’de Kızıl Avlu’nun etrafında farklı bir mimari programın uygulandığını görüyoruz. Yeni müze projesi kapsamında da açığa çıkardığımız bu arkeolojik buluntu bizim için son derece önemli.”
Ustura, bölgedeki arkeolojik çalışmaların daha da ilerleyeceğini, antik yapı kompleksi çerçevesinde farklı yapı kalıntılarına da rastlamayı umut ettiklerini belirtiyor.
Uluslararası platformda geniş bir üne sahip Bergama Antik Kenti’ndeki son buluntulara ilişkin bilimsel yayın yapacaklarını belirten Ustura, son bulguları dünyaya duyurmak için kazının tamamlanmasını beklediklerini söylüyor.
Serapion Tapınağı (Kızıl Avlu)
Kızıl Avlu olarak da bilinen Serapion Tapınağı, Antik Pergamon’un ovada kalan en gösterişli yapısı olma özelliğini taşıyor. Gerek tasarımı, gerekse dev boyutları ile hayranlık uyandıran eser, kült ve sanat tarihi verilerine göre Roma İmparatoru Hadrianus zamanında (MS 117-138) Mısır Tanrısı Serapis’e ithaf edilmişti.
Tapınak, MS 5. yüzyılın ortalarında Erken Bizans döneminde ana binanın içine iki sıra sütun ilave edilerek üç nefli, bazilikal planlı bir kilise haline getirilerek Aziz Johannes’e adandı. İncil’de adı geçen Anadolu’nun ilk Yedi Kilise’sinden biri olma ünvanına sahip.
Tapınağın kuzeyinde kalan kule biçimli yuvarlak yapı Osmanlılar döneminde cami olarak kullanılmaya başlandı ve halen Kurtuluş Camisi olarak hizmet veriyor. Çok tanrılı Antik Çağ inanışları yanında üç ilahi dine de ev sahipliği yapan tapınak, inanç turizmi açısından son derece önem taşıyor.
You must be logged in to post a comment Login