İngiltere’de bilinen ilk tüberküloz vakası olan Demir Çağı insanının incelenmesi, bu kişinin göçmen olduğunu gösteriyor.
1967-1985 yılları arasında Dorset’deki Tarrant Hinton’da yapılan kazılar, Demir Çağı ve Roma dönemi arasında tarihlenen yerleşimlerden çeşitli kalıntıları ortaya çıkardı. Bu buluntulardan muhtemelen en önemlisi, omurgasında tüberküloz belirtileri bulunan bir Demir Çağı insanının iskeletiydi. MÖ 400-230 yılları arasında öldüğü düşünülen kişi, aslında Britanya’da bulunan en erken tüberküloz vakası.
East Dorset Müzesi için Southampton Üniversitesi tarafından yapılan yeni bir çalışmada, kişinin kemiklerinin ve dişlerinin kimyasal analizi, sonunda onun kökenine ilişkin kilit öneme sahip soruya yanıt verdi. Sonuç, adamın sekiz yaşlarında, yani henüz bir çocukken Dorset’e ulaştığını gösterdi. Ailesi, Britanya dışından, güneyde veya batıda bir yerde bulunan Karbonifer Kireç taşı bölgesinden geliyordu. İskelet şu anda Wimborne’daki henüz yenilenmiş East Dorset Müzesi’nde kalıcı olarak sergileniyor.
(Kamp Ateşi Tüberkülozun Ortaya Çıkmasına Neden Olmuş Olabilir)
Southampton Üniversitesi’nde Arkeoloji Bilimleri profesörü olan Alistair Pike, kararlı izotop oranlarını araştırmak için kütle spektroskopisini kullanarak, adamın bir resmini oluşturmaya yardımcı oldu. Bu tür analizler, herkesin kemik ve dişlerinin aynı kimyasal öğelerden oluştuğu ilkesine göre çalışır. Bu kesin öğelerin içerisindeki farklılıklar, kişinin diyeti ve ayrıca çocukken dişleri şekillendiğinde içtiği suyun kaynağına dair bilgi sağlayabilir. Üç azı dişinin diş minesinden örnekler alınırken, kaburga ve uzun kemik parçalarından kolajen çıkarıldı.
Karbon ve nitrojen izotoplarının gösterdiği üzere, incelenen adam, protein ihtiyacını sığır ve koyundan karşılarken, kireçli topraklarda yetişen bitkilerden – tahıllar ve diğer sebzeler- oluşan karışık bir diyeti tüketiyordu. Deniz veya tatlı su balığı ile domuz kanıtı olmadığı için beslenme şekli diğer Demir Çağı insanlarından daha az çeşitlilik gösteriyordu. Stronsiyum izotopları, adamın üçüncü azı dişinin geliştiği sırada sekiz ila on dört yaşları arasında, İngiltere’nin güneyinde, kireçli topraklarda yaşadığını gösterdi. Ancak, diğer erken iki azı dişindeki oksijen değerleri, katı yiyecekler için sütten kesilmeden önce yerel olmayan bir köken öneriyordu.
Birleşik stronsiyum ve oksijen izotop analizleri, adamın erken çocukluğunu İngiltere’nin batısındaki Karbonifer kireç taşı bölgesinde geçirme olasılığının yüksek olduğunu gösteriyor. Bu tipte bir jeoloji, Güney veya Batı İrlanda’da, Güneybatı Fransa’nın Atlantik kıyılarında ve Kuzey İspanya’nın Cantabria Dağları’nda bulunur.
Historic England’da İnsan İskeleti Biyoloğu olan Dr. Simon Mays: “DNA kanıtlarından bu kişinin tüberkülozu enfekte et veya sütten ziyade başka bir kişiden kaptığını biliyoruz. İnsandan insana bulaşma, kalabalık şehir yaşamında yaygın görülür ancak bu erken tarihte tüberkülozu bulmamız, bize, hastalığın tarih öncesindeki geçmişinde, oldukça seyrek insan popülasyonlarında hâlâ hayatta kalabileceğini gösteriyor. Kıta Avrupası’ndaki hastalıklı iskeletlerin bulguları, bize, Tarrant Hinton adamının doğmadan önce, tüberkülozun binlerce yıldır var olduğunu söylüyor. Bu izotop kanıtları umutlandırıcı. Belki de bu kişi, hastalığa kıta Avrupası’nda yakalandı. Ancak aynı derecede eşit bir olasılık olarak, hastalık buraya Demir Çağı’nda yerleşmiş olabilir. Kemiklerde çok fazla görülmez ve bu döneme ait çok fazla iskelete sahip değiliz.” diyor.
Profesör Alistair Pike şunları ekliyor: “Son küresel Koronavirüs salgını, insanların uzun mesafeli hareketlerinin hastalığı nasıl hızlı yayabildiğini gösterdi ve bu geçmişte de farklı değildi. Tarih öncesi insanların kökenlerini izlemek için izotopları kullanarak, zamanın hastalıklarının ne zaman, nerede ve ne kadar yayıldığını belirlemeyi umuyoruz.”
Müze direktörü vekili James Webb: “Demir Çağı adamının küçük bir çiftçi yerleşim yerinde yaşadığını ve öldüğünde 30-40 yaşları arasında olduğunu biliyoruz. Omurgasında ilerlemiş tüberküloz (Pott hastalığı olarak da bilinir) vardı, bu yüzden ciddi bir ağrı çekiyor olmalıydı. Omurgasındaki değişikliklerin gelişmesi birkaç yıl alacaktı. Hareketliliği ve günlük işleyişi aksamış olmalıydı. Hastalığına rağmen bu kadar uzun süre yaşamış olmasının sebebi, içinde yaşadığı toplumun ona değer vermiş olması gibi görünüyor. Sonuçlar Demir Çağı toplumuna daha fazla ışık tuttu. Ayrıca yerel halkın, Avrupa’nın kıyı topluluklarını birbirine bağlayan Atlantik deniz yollarına erişimi olduğu da görülüyor. Edinilen bilgiler, Doğu Dorset Müzesi’nin şu anda yenilenmiş müzede kalıcı olarak sergilenen Demir Çağı iskeleti etrafında yeni eğitim oturumları ve kaynakları geliştirmesine yardımcı olacak. “
University of Southampton. 9 Kasım 2020.
You must be logged in to post a comment Login