Dişler, Son Neolitik dönemde yaşamış iki insan grubunun, sanılanın aksine farklı topluluklara ait olduklarını gösteriyor.
Araştırmacılar, yaklaşık 5.500 yıl önce Son Neolitik Avrupa’da yaşamış iki insan grubunun iki farklı topluluk olduğunun kanıtlarını buldu. Science Advances dergisinde yayımlanan çalışmalarında ekip, iki mezar alanından izotopları ve ne bulduklarını tanımlıyor.
Birkaç yıl önce, İspanya’nın Rioja Alavesa bölgesinde birbirlerine dört ila altı kilometre uzakta yaşamış Son Neolitik döneme ait iki insan grubu kalıntılarını inceleyen bilim insanları, bu iki grubun aslında tek bir grup olduğu sonucuna vardılar. Bu iki grup arasındaki mesafenin, statü ve zenginlik nedeniyle olduğunu öne sürdüler. Araştırmacılar iki grubun ölülerini gömme biçimlerinden yola çıkarak bu sonuca varmışlardı. Dağ eteklerinde yaşayanlar ölülerini gömmek için mağaraları kullanmışlardı. Vadilerde yaşayanlar ise megalitik mezarları kullanmışlardı. Bu yeni çalışmada ise araştırmacılar, bu iki grubun aslında farklı topluluklar olduğunu öne süren kanıtlar buldu.
(Avrupa’daki Megalitik Mezarlara Aileler Gömülmüş)
Yeni çalışma, mağaralara ve mezarlara gömülmüş olan 27 yetişkin insana ait azı dişlerini (veya daha spesifik olarak içerdikleri izotopları) incelemeyi içeriyor. Kemiklerin aksine dişler, izotop sinyallerini birey yaş aldıkça değiştirmiyorlar. Bu özellik, incelenen bireyin yaşam tarzının özellikle de ne yiyerek beslendiğinin izini sürmeyi sağlıyor.
Araştırmacılar bu iki grubun diyetlerinde birkaç farklılık buldular; megalitik mezarlara gömülen insanlar, mağaralara gömülenlere nazaran özellikle çocukken daha çok bitki yemişlerdi. Diğer taraftan dağ eteklerinde yaşayanlar daha fazla et yemişti.
Vadide yaşamış olanlar karbonhidrat yönünden zengin olan diyetleri dolayısıyla dişlerinde daha fazla çürüğe sahiplerdi. Ayrıca, mağara topluluğunda büyümüş çocukların dişlerinin daha fazla kalsiyum bulundurması, daha geç yaşlarda sütten kesildiklerini öne süren bilgiler veriyor.
Tüm bunlar birlikte ele alındığında, kanıtlar gruplardaki insanların hayatlarının tamamı olmasa da büyük kısmında ayrı yaşamış olduklarını gösteriyor ve bu da onları birbirinden ayrı oluşumlar yapıyor.
Araştırmacılar, yakın mesafenin büyük olasılıkla iki topluluktan insanların düzenli olarak etkileşim kurduklarını ve buna cinselliğin de dahil olduğunu öne sürüyorlar. Ayrıca, nadiren şiddetli karşılaşmaların gerçekleşmiş olmasının da muhtemel olduğu; ancak bunun koruyucu bariyerler inşa etmelerini gerektirecek kadar önemli olmadığı belirtiliyor.
Makale: Fernández-Crespo, T., Snoeck, C., Ordoño, J., de Winter, N. J., Czermak, A., Mattielli, N., … & Schulting, R. J. (2020). Multi-isotope evidence for the emergence of cultural alterity in Late Neolithic Europe. Science Advances, 6(4).
You must be logged in to post a comment Login