Kendisini Tanrı İlan Eden İmparator Caligula Kimdi?

Acımasızlık ve tuhaflıklarıyla nam salmış Caligula, dört yıl boyunca Roma’da kaprisleriyle hüküm sürdü, hazineyi boşalttı, senatoyu küçük düşürdü.

Caligula büstü.

Bir çığlık yükseldi “Hoc Age! Accipe ratum! Repete!”. “Yap şunu! Olursa olsun! Tekrar!. Suetonius’a göre bu sözler MS 41 yılında, 24 Ocak’ta öğleden sonra Palatino Oyunları’nı terk eden Caligula’nın üstüne hücum eden komplocuların öfke dolu bağırışlarıydı. Tüm bunlar, kurbanlarına zamanında sadakat yemini etmiş adamlardı, ancak içlerinde kaynayan öfke nefret edilen bir imparatorun hayatına son verecek bir kararlılıkla dışarı taşmıştı.

(Dünyanın Çoğunu Fetheden Büyük İskender Kimdi?)

Durum hep böyle değildi. Gaius Julius Caesar Germanicus, veya “küçük bot” anlamına gelen çocukluk lakabıyla Caligula, bir zamanlar çokça sevilmekteydi, ancak MS 39 -40 yılları arasında karakteri değişmişti. İmparatorun iyi olmadığına dair söylentiler ağızdan ağıza dolaşmaktaydı, bazıları hastalıktan bahsediyor, diğerleri karısı Caesonia’nın ona kişiliğini değiştiren bir ilaç içirdiğine inanıyordu. Sebebi ne olursa olsun Caligula rayından çıkmıştı. Bu durumdan en çok muzdarip Roma’nın üst tabakasıydı.

Caligula ve annesi Yaşlı Agrippina’yı betimleyen cameo.

Biyografisini yazan Suetonius’a göre Caligula kendisinin bir tanrı olduğuna inanıyor ve sık sık “Unutma, herkese her şeyi yapma hakkım var” diyordu. Senatörleri tahtırevanının ardından koşturarak onlarla alay ediyor veya sırf eğlenmek için birbirleriyle dövüştürüyordu. Suetonius’un yazdığına göre konsüller doğum gününü ilan etmeyi unutunca onları görevlerinden alıyor ve üç günlüğüne tahtı terk ediyordu.

Caligula iktidarı boyunca oldukça savurgan davranmış hem projeleri hem de uçarı işlere bol bol para harcamıştı. Sınırı aşan harcamalarını karşılayacak parayı elde etmek için Her türlü hile ve kurnazlığa başvurmaktan da çekinmemişti. Halka yüksek vergiler konulmuş, miraslara el konulmuş, önde gelen zengin kimseler kendilerini mahkemede bulmuştu. Kimsenin mal varlığı güvende değildi, birçok insan Caligula’nın kaprislerinin sıradaki kurbanı olma korkusuyla yaşamaya başlamıştı.

Caligula’nın Palatino Tepesi’nde yaptırdığı değişiklikler arasında Claudius’un sarayını genişletmek ve Augustus Tapınağı’yla Capitol arasında bir köprü inşa etmek de vardı.

Durum böyleyken bile, bazıları Caligula’nın ayrıcalıklı kimselere bir baş kaldırış olarak yorumladıkları hareketlerini anlayışla karşılıyordu. Ne var ki en bayağı tabakanın bile imparatora duyduğu ilgi durmadan azalıyordu.

Olağandışı şüpheliler

Gerçek olsun olmasın, sayısız komplo ortaya atılmıştı. Bunlardan biri MS 39’da Lentulus Gaetulicus tarafından Cermanya’da, bir diğeri ise Roma’nın en zengin adamlarından biri olan Callistus’un yakın takipçileri tarafından yapıldı. Geçmişte ettiği hakaretler ve küçük düşürücü harekelerinden ötürü imparatordan intikam almak isteye çoktu ancak neredeyse herkes ya korkaklık etmiş ya da gözünden düşmüştü.  

(Firavun Tutankamon Kimdi?)

Romalı tarihçi Tacitus durumu “Gaius’a duyulan gizli melanet” anlamına gelen dramatik ifadesi “ocultae Gaium insidiae”yle mükemmel bir şekilde özetlemişti. Korkuyla karışık hayranlık maskesinin altıma gizlenen bu nefret gün geçtikçe daha da büyüyordu.

Tarihçi Cassius Dio, Caligula’nın sarayında istisnasız herkesin imparatorun ölmesini istediğini yazmıştı. Fiilen komplo kurmayanlar bile sessiz kalmış ve malvarlıklarına dair sinir bozucu belirsizliğin sona ermesi ve gaddar, kaprisli bir imparatorun iki dudağının arasında yaşamaktan kurtulma umuduyla suikast çabalarına müsaade etmişti.

Yahudi tarihçi Flavius Josephus Yahudiler’in antik tarihini anlattığı eserinde Caligula’ın her yönden düşmanlıkla karşı karşıya olduğunu yazmıştı. Flavius’a göre Caligula’nın ölümüyle sonuçlanan suikastta üç farklı komplocu gurubun parmağı vardı. Bunlardan biri hakkında çok az şey bilinen Emilius Regulus tarafından yönetiliyordu. Diğer grubun önderi olan Annius Vinicianus’un MS 39’da bastırılan ayaklanmayla apaçık bir bağlantısı vardı.

Üçüncü grubu yöneten ise imparatora en yakın birlikler olan Praetorian Muhafızları’ndan Cassius Chaerea’ydı. Caligula’nın kendisini halkın önünde küçük düşürdüğü ve acımasız şakalar yaptığı Chaerea’yı bu komploya iten kişisel sebeplerdi. İntikam istemişti ancak destek bulmak için diğerlerine yöneldi. Şahsi nefretini saklayarak, Caligula’yı baskıcı ilan etmede kendilerine katılmaya ikna etmeye çalıştı. Aldığı desteği koruyamamıştı, ancak planlarını güvendiği bir meslektaşı olan Cornelius Sabinus’a açmıştı. İmparatorun hayatına son verecek komplonun baş aktörleri de bu ikili oldu.

Caligula’nın suikastçilerinden bazıları imparatoru korumak için özel yetiştirilen Praetorian Muhafızları’ndadı.

Praetorian Komplosu

İmparatora karşı yazılı kaynaklarda bahsedilenlerden çok daha fazla komplo kurulduğu neredeyse kesin. Caligula’nın sarayından kimselerin de işe karışmış olması kendisine yaklaşan tehlikeyi hiç fark etmemiş olmasını açıklıyor. Ancak, verilen destek ve ele geçen büyük fırsatlara rağmen, komplocular iş icraata geldiğinde çekingen davranmıştı.  Diğer tüm seçenekleri denedikten sonra nihayetinde ölümcül darbeyi, her yıl ocak ayında Roma’nın ilk imparatoru Augustus’un onuruna düzenlenen bir dizi etkinlik olan Palatino Oyunları sırasında vurmaya karar verdiler.

(Mısır’ın En Güçlü Kadın Firavunu Hatşepsut Kimdi?)

Başlangıçta, saldırının oyunların ilk günü olması planlanmıştı, ancak karışıklıklar ve kararsızlık sebebiyle son güne sarkıtıldı. Bu işi biraz daha geciktirecek sabırları kalmamıştı. İnsanlar yapılacakları açık açık konuşuyordu. İmparator ise görece daha güvenli olan İskenderiye’ye gitmek üzereydi. O sırada kahinler Caligula’yı adım adım yaklaşan sonu hakkında uyarıyordu. Portunus Tapınağı’daki kahin onu Chaerea’dan uzak durması hususunda özellikle uyarmıştı; matematikçi astrolog Sulla ise imparatoru korkunç bir son beklediğini önceden haber vermişti.

Caligula, Castor ve Pollux Tapınağı’nı inşa ettirdiğinde kendi adına hali hazırda iki tapınak yaptırmıştı.

Ölmek için güzel bir gün

Oyunların son gününde, güneş yükseldiğinde Chaerea diğer komplocularla buluşarak sabahın erken saatlerinde saraya yol aldı. O sırada kalabalık Antik Roma’nın ana caddesi olna Kutsal Yol boyunca birbirlerini ite kalka Palatino Tepesi’ne ilerlemeye başladı.  Şafağın yarı karanlığında, oyunlar için inşa edilen, Caligula’nın bir gösteriye katılacağı tiyatronun etrafında toplanmışlardı. Bu özel günde, en iyi koltuklar tutulmamıştı. Gösteri yeri açıldığında kadın erkek, vatandaş köle bir sürü insan bağırış çağırışlarla içeriye hücum etti.

Nihayetinde tiyatroya ulaşan Caligula şenlikleri Augustus’a bir kurban adayarak başlattı. Gerçekte Caligula o gün iyi günüdeydi: oldukça konuşkan, kibar ve sevecen davranıyordu. Tiyatronun sağ tarafındaki koltuğuna yerleşti, etrafı yakın ailesi ve arkadaşlarıyla çevriliydi. O sırada tetikte olan Chaerea diğer komplocuların da içeride ve binanın dışında pozisyon aldıklarından emin olarak Caligula’nın yakınına oturdu.

Günün gösterisi Catullus’un sevilen pandomimi Laureolus’tu. Gösteri, en sonunda yakalanıp çarmıha gerilene kadar en vahim durumlardan bile paçayı kurtarmaya başarmış Laureolus önderliğinde bir grup haydudun hikâyesini anlatıyordu. Laureolus’u Cinyras adlı bir trajedi izledi. Her iki oyunu da büyük aktör Mnester oynamıştı.   Mısırlı ve Habeşlilerin Romalıların tasavvuruna göre ölüler dünyasından sahneler oynayacağı, savaş dansları ve dini gizemlere dair ilahilerle renklendirilecek bir gece gösterisi de planlanmıştı.

Kanlı Son

Sonraki güne sarkan gösteriler bitmemişti. Caligula öğleden sonra bir banyo yapıp yemek yemek istedi, ardından gösterilere geri dönecekti.  Önceki günlere benzer bir ayarlama yaptı. Komplocular sabırsızdı, halkın Sezar’ın gittiğini ilan eden ani haykırışları ortalığı karıştırmıştı. Tören alayının ardından tiyatro Claudius ve Valerius Asiaticus gibi ileri gelenlere kalmıştı derken Caligula hayati bir karar aldı. Her zaman geçtiği, iyi korunan, tören alayının çoktan ilerlemeye başladığı yolundan saparak karanlık, dar ve ıssız bir kestirmeye yöneldi.  Suetonius’a göre burası, Tiberius ve Nero’nun evleri arasında uzanan bir “kript”ti.

Chaerea Caligula’yı iştem tam bu noktada yakaladı. Kinle kılıcını kaldırarak köprücük kemiği ve boynu arasında kalan yere koca bir kesik attı. Caligula kaçmaya çalışmış ancak pusuya yatan Sabinus bir kılıç darbesi daha indirerek imparatoru yere sermişti. Suetonius’a göre Cassius Chaerea ve Cornelius Sabinus imparatora saldırdıktan sonra onu 30 kez bıçaklamış, hatta öldürdükten sonra da bıçaklamaya devam etmişti. Cassidius Dio etini bile yediklerini iddia etmişti. Meşru bir varis ihtimalini ortadan kaldırmak için Caligula’nın eşi ve kızı da öldürüldü.

Suikasttan sonra, senato Capitol Tepesi’nde toplandı. Saturninus ve Secundus olmak üzere iki konsül tarafından yönetilen senato Roma’nın geleceğine karar vermek zorundaydı. Önde gelen senatörlerden yen, bir imparator seçilebilirdi, birçoklarıysa Augustus’tan öncesi gibi cumhuriyete dönmek istiyordu. Hatta daha önceki sistem olan monarşiye bile dönülebilirdi. Ancak kibirli tartışmalar ordunun üstün gelmesiyle yarıda kesildi. Praetorian Muhafızları katledilen imparatorun amcası olan Claudius’u saklanırken yakaladı. Kendileri için çokça faydası olan imparatorluk düzenini tercih edilince, korkudan pusmuş senatör imparator ilan edilmek üzere karargâha götürüldü. İlerleyen günlerde Roma’nın geleceği muallakta kaldı, çok az kişi Caligula’nın yasındaydı.


National Geographic. 

Ege Üniversitesi Mütercim Tercümanlık bölümü mezunu. Arkeoloji ve özellikle sanat tarihini çok seviyor.

You must be logged in to post a comment Login