Sibirya’da El Ele Tutuşmuş Bronz Çağı Çiftinin Mezarı Bulundu

Sibirya’daki Baykal Gölü yakınlarında, Bronz Çağı’na ait, el ele tutuşan bir erkek ve kadının mezarı bulundu. Erkek iskeletinin başında geyik dişi süslemeleri, göz boşluğunun içinde yeşim taşından bir halka, dizlerinin arasında ise bir deri kese ortaya çıkarıldı.

Uzmanlar el ele tutuşur şekilde gömülmüş çiftin yaşlıca bir erkek ve eşi ya da cariyesi olabileceğini düşünüyor. Çiftin, Tunguzlar’a ait bir arkeolojik kültür olan Glazkov kültürüne mensup olduğu düşünülüyor.

bay2

F: Dmitry Kichigin

Tunguzlar Türkler ve Moğollarla etnik olarak yakın olduğu düşünülen bir halktı. Glazkov kültürü ise özellikle MÖ 2. binyılda, Baykal Gölü kenarındaki Angara nehrinin kaynağına yakın yaşayan Tunguzların sahip olduğu kültürdü.

Bulunan erkek iskeletinin göz boşluğunda, nadir olarak bulunan beyaz yeşim taşından yapılma bir halka bulundu. Adamın göğsü üzerinde de yine beyaz yeşimden 3 halka daha bulundu. Arkeolog Dmitry Kichigin “Bu eserler büyük ihtimalle bu insanların öteki dünya hakkındaki fikirleriyle ilgiliydi” diyor.

bay3

Erkek iskeletinin göğsünde yeşimden halkalar görülüyor. F: Dmitry Kichigin

Çiftin kemiklerinden örnekler radyokarbon tarihlendirmesi için Kanada’ya gönderildi. Kazıyı yapan Rus ekip ise çiftin 4,500-5,000 yıl öncesinde yaşadığını düşünüyor.

Kichigin “Mezarda sırtüstü yatan ve el ele tutuşmuş olan, başları batıya dönük bir erkek ve bir kadın iskeleti bulduk” diyor. Mezarın bulunduğu, Baykal Gölü’ne bakan alan, Neolitik dönemden beri kutsal bir mezarlık alanı olarak kullanılmış.

Erkek iskeleti tüm olarak bulunmuş olmasına rağmen, kemirgen hayvanlar kadın iskeletinin üst kısmını yok etmiş. Kadının yanında ise yeşim taşından yapılmış, 13 cm uzunluğunda ve 7 cm genişliğinde devasa bir hançer bulundu.

bay1

Erkek iskeletinin göz boşluğunda da halka bulundu. F: Dmitry Kichigin

Erkek iskeletinin başıunın ve ayaklarının çevresinde alageyik ve misk geyiği dişlerinden yapılan pendantlar da bulundu. Bu diş pendantlar büyük ihtimalle bir başlığın ve ayakkabıları süslüyordu.

Kichigin “Bu iskeletler akraba mıydı, yoksa bir sahip ve cariyesi miydi” diye soruyor. Fakat DNA testi yapılana kadar bu konuda kesin bir cevaba ulaşılamayacak.

Bu yaz ortaya çıkarılan mezar, Irkutsk şehrinin 260 km kuzeydoğusunda, Olkhon adasını kıtadan ayıran Maloe More boğazındaki bir burunda yapıldı.

bay4

F: Dmitry Kichigin

Keşfin tam yeri, büyük ihtimalle daha fazla mezar bulunan bölgeyi definecilerden korumak için gizli tutuluyor.

Arkeolog Kichigin”Süslemeleri ve tüm donanımıyla mükemmel durumda olan en azından bir iskelet bulduğumuz için şanslıydık. Bu her arkeologun rüyasıdır” diyor.

bay5

F: Dmitry Kichigin

Kichigin yapılan keşiflerle ilgili olarak “Kadının yanında bulunan yeşimden yapılmış devasa hançerin hangi amaçlarla kullanıldığını bulmak çok ilginç olurdu” diyor.

Kichigin ayrıca, erkek iskeletinin diz kapakları arasındaki bir kesede, metal bir obje bulunduğunu söyledi. Eser üzerindeki analizler sonbaharda başlayacak.

Kichigin “Kazı yaptığımız bölge besbelli ki eski insanlar için kutsal bir bölgeydi. Bir yerleşim alanı değildi ama ritüeller için ve mezarlar için kullanılmıştı” diyor.


Siberian Times, Anna Liesowska, 13 Temmuz 2016

Robert Kolej’de okuduktan sonra, Kanada-McGill Üniversitesi’nde Antropoloji ve Klasik Tarih bölümlerini bitirdi. Koç Üniversitesi’nde Tarihöncesi Arkeoloji alanında yüksek lisans yaptı. 2015-2017 yılları arasında İstanbul’daki Pera Müzesi’nde koleksiyon sorumlusu olarak görev yaptı. Şu anda A.B.D.’deki Notre Dame Üniversitesi’nde doktora yapıyor.

You must be logged in to post a comment Login