New York Üniversitesi Dişçilik Koleji (NYUCD) araştırmacıları tarafından yürütülen yeni bir çalışma, Neandertaller ile insanların yüz iskeletinin birbirinden farklı olmasına neden olan gelişimsel süreci ilk kez ortaya çıkardı.
Araştırma ekibi, 200.000 yıl önce ortaya çıkan Neandertaller’in, yüz gelişim süreci anlamında Homo Sapiens’den farklı olduklarını ortaya çıkarak, iki grubun birbirinden farklı olduğuna işaret eden kanıtlara bir yenisini daha eklemiş oldu.
Araştırma ekibinin lideri paleantropolog Dr. Rodrigo Lacruz, “Ortaya çıkarılan bu bulgu, evrim bilmecesini aydınlatan çok önemli bir parça. Bazı bilim insanları, Neandertaller ve insanların soy ağacının ayrı dalları olarak görülemeyeceğini düşünüyorlardı, ancak yüz gelişim biçimlerine dayalı bu bulgular, bu iki grubun birbirlerinden yeterince farklı olduklarını ortaya koyuyor.
Araştırma doğrultusunda, ilkel insandan modern insana evrimi anlamak için büyük önem taşıyan ve Neandertaller ile insanların yüzünü birbirinden farklılaştıran morfolojik süreçler incelendi.
Kemik, kemiklerin oluşumunda rol oynayan osteoblast hücrelerinin yaptığı depozisyon (kemik birikimi) ve kemik dokusunu ortadan kaldıran osteoklast hücrelerinin yaptığı bir rezorpsiyon (kemikten madde azalması) ile şekillenir. İnsanlarda yüzdeki kemiğin en dış katmanı geniş rezorptif alanlardan oluşurken, Neandertaller’de bu durum tam tersidir; kemiğin en dış katmanında, geniş bir kemik birikmesi söz konusudur.
Ekip, araştırmayı gerçekleştirmek için, araştırmanın yazarlarından Dr. Timothy Bromage tarafından geliştirilen bir elektron mikroskopu ve taşınabilir bir eşodaklı mikroskop kullandı. Böylece, ilk kez genç Neandertaller’in yüz iskeletlerinin en dış katmanında gerçekleşen kemik-hücresi gelişim süreçlerinin (rezorpsiyon ve depozisyon) bir haritası çıkarılabildi.
Çalışma, Neandertaller’in yüz kemiği gelişim sürecinde, osteoblastların dengeleyici bir rezorpsiyon yapmadan, büyük ölçüde depozisyon yapmasından kaynaklı olarak maksilla ismiyle bilinen üst çene kemiklerinin sürekli büyümeye devam ettiğini ve böylece Neandertaller’in daha çıkıntılı bir çene yapısına sahip olduklarını ortaya çıkardı. İnsanların yüz gelişimi ise daha dengeli bir şekilde gerçekleşiyor; özellikle yüzün aşağı kısmında gerçekleşen kemik azalması sonucunda, insanlar Neandertaller’e göre daha düz bir çeneye sahip hale geliyor.
Ekip, 1926’da Cebelitarık topraklarından, ayrıca 1900’lerin başlarında güneybatı Fransa’daki La Quina kazı alanından çıkarılmış ve günümüze kadar çok iyi şekilde korunmuş Neandertal çocuk kafatasları üzerinde çalışmalarını gerçekleştirdi. Aynı zamanda, İspanya’da Sima de los Huesos kazı alanında keşfedilen, Orta Buzul Çağı (yaklaşık 400.000 yıl önce) homininlerine ait fosil koleksiyonunda bulunan 4 genç homininin yüz gelişimi ile Neadertaller’in yüz gelişimi de karşılaştırıldı. Buna göre, Sima fosilleri, anatomik özelliklere ve genomik DNA analizine dayanarak, Neandertal atalarına oldukça benziyordu.
Lacruz, “Biz, Neandertalleri her zaman farklı bir hominin kategorisi olarak değerlendirmiştik, ancak eski Afrika homininleri ile oldukça benzer bir yüz gelişim modeli izledikleri görülüyor. Gelişimden türeyen aslında insandır (homo sapiens) ve bu da insanın atadan kalma modelden saptığı anlamına geliyor. Bu doğrultuda, eşsiz olan yüz, modern insanın yüzü denilebilir; araştırmanın bir sonraki aşaması da, modern insanın bu yüz gelişim modelini nasıl ve ne zaman geliştirdiğini keşfetmek olacak.” dedi.
eurekalert.org
You must be logged in to post a comment Login