İtalya’da bir asırdır korunan bir mumya üzerinde yapılan analizler, özel bir siyah mürekkeple yapılmış nadir yüz dövmelerini ortaya çıkardı.
Yaklaşık 800 yıllık olan ve yüz yıl önce İtalya’daki bir müzeye bağışlanmış olan bir mumya, antik yüz dövmelerine dair yeni ipuçları sundu. Ancak bu mumyanın kökeni hâlâ gizemini koruyor.
Yetişkin bir kadına ait mumya, 1930’dan önce Torino Üniversitesi’ne bağlı Antropoloji ve Etnografya Müzesi’ne (MAET) arkeolojik bağlamına dair hiçbir kayıt olmadan bağışlandı. Yakın zaman önce araştırmacılar bu mumyaya, yüzündeki dövmelerin beklenmedik varlığı nedeniyle yeniden ilgi göstermeye başladı.
Journal of Cultural Heritage’da yayımlanan bir çalışmada uluslararası bir araştırma ekibi, mumya ve dövmeleri üzerine yaptıkları analizleri detaylandırdı. Dövmelerin hem yerleşim yerleri hem de yapımında kullanılan mürekkebin bileşimi açısından son derece sıradışı olduğu belirtildi.
(İlgili: Peru’daki Mumyalarda Karmaşık Dövmeler Ortaya Çıktı)
Mumyanın düz siyah saçları kısa kesilmişti ve vücudu, And Dağları’nda görülen mumyalama geleneklerine uygun şekilde dizlerine çekilmiş oturur pozisyondaydı. Araştırmacılar, vücuda yapışık tekstil parçalarını karbon 14 yöntemiyle tarihlendirerek kadının MS 1.215 ile 1.382 yılları arasında öldüğünü belirledi.
Çalışmanın başyazarı, Torino Üniversitesi’nden antropolog Gianluigi Mangiapane, “Elde edilen mevcut kanıtlar — özellikle korunma durumu, vücut pozisyonu, ilişkili materyaller ve belgeler — Güney Amerika kökenini güçlü biçimde destekliyor” diyor.
Ancak araştırma ekibi, kızılötesi reflektografi (IRR) adı verilen ve genellikle sanat eserlerinde boya katmanlarının altını görmek için kullanılan bir teknikle mumyayı incelediklerinde, alışılmadık bir dizi dövmeyi fark etti: sağ yanakta üç çizgi, sol yanakta bir çizgi ve sağ bilekte S şeklinde bir işaret.
Araştırmacılar çalışmada, “And bölgesindeki eski gruplar arasında yüz dövmeleri nadirdir, yanaklardaki dövmeler ise daha da nadirdir” diyor ve bu S şeklindeki dövmenin And bölgesi için şimdiye kadar benzersiz olduğunu belirtiyor.
Dövmede kullanılan mürekkebin kimliğini belirlemek için zarar vermeyen bir dizi analiz tekniği uygulandı. Araştırmacılar, mürekkepte kömür kalıntısı bulmayı beklese de bunun yerine manyetit (bir demir oksit minerali) ve az miktarda augit minerali tespit ettiler. Güney Amerika’da manyetit ve augit genellikle Güney Peru’da birlikte bulunur; bu da mumyalanmış kadının olası vatanı hakkında ipuçları verebilir.
Tennessee Arkeoloji Dairesi’nden, çalışmada yer almayan antik dövme uzmanı Aaron Deter-Wolf, “Amerika kıtasından az sayıda etnografik kayıt, dövme için hematit ya da manyetit gibi mineral veya toprak pigmentlerinin kullanıldığını anlatıyor ve bu yeni çalışma bu bilgilerle gayet uyumlu” diyor.
Ancak Deter-Wolf, mumyanın Andlar’dan gelmiş olabileceği konusunda ikna olmuş değil.
“Bu yüz işaretleri tarz olarak, And geleneklerinden çok Arktik veya Amazon gelenekleriyle daha fazla benzerlik gösteriyor” diyen Deter-Wolf, “Bu bireyin kökeni hakkında oksijen izotopları gibi analizlerin bize neler söyleyebileceğini görmek çok ilginç olurdu” diye ekliyor.
Ancak şu aşamada izotop analizleri yapılmadı. Mangiapane, “Bu tür analizler zarar verici olduğundan, şu anda kalıntıların bütünlüğünü korumak adına bu işlemleri sınırlı tutmaya karar verdik” diyor.
Buna rağmen, mumyayı barındıran MAET’in daha fazla araştırmaya açık olduğunu belirten Mangiapane, bunun gelecekte bu gizemli mumyanın yüz dövmelerinin kültürel karşılaştırmalarla daha iyi anlaşılmasını sağlayabileceğini söylüyor.
Live Science. 22 Mayıs 2025.
Makale: Mangiapane, G., Di Francia, E., Gerst, R., Radelet, T., Aceto, M., Agostino, A., & Boano, R. (2025). Rare tattoos shape and composition on a South American mummy. Journal of Cultural Heritage, 73, 561-570.
You must be logged in to post a comment Login