Çek Cumhuriyeti’nde, tarihöncesi bir madencilik topluluğunda yaşamış iki kız kardeşin iskeletlerine dayanarak yüzleri canlandırıldı.
Araştırmacılar, 6.000 yıldan daha uzun bir süre önce, günümüz Çek Cumhuriyeti topraklarında yer alan zorlu bir madencilik topluluğunda yaşamış ve çalışmış yetişkin iki kız kardeşin ‘hipergerçekçi’ rekonstrüksiyonlarını yarattı
Etkileyici üç boyutlu rekonstrüksiyonlar, Güney Moravya bölgesinde yer alan tarihöncesi bir çört madeninde 15 yıldan uzun süre önce ortaya çıkarılan kız kardeşlerin kalıntılarının yeni analizlerine dayanıyor. Yeni kanıtlar, bu kadınların madende çalışarak alet ve silah yapımında kullanılan ağır taşları çıkardıklarını gösteriyor.
Kız kardeşler, bir maden çukurunda üst üste gömülmüş olarak bulundu. Genç olan kardeşe ait iskelet yerin 6 metre altında bulunurken, diğer iskelet onun 1 metre daha altındaydı. Araştırmanın ortak yazarı ve Moravya Müzesi’nden arkeolog Martin Oliva’ya göre, kadınlar büyük olasılıkla çalıştıkları yerde gömülmüştü.
(İlgili: Mısır’da Altın Madencilerine Takılan Prangalar Bulundu)
Araştırmacılar, iskeletlerde şiddetli bir ölüme ya da hastalığa dair herhangi bir belirtiye rastlamadı. Ancak Oliva’nın söylediğine göre, kız kardeşlerin kurban edilmiş ya da sakatlıklar nedeniyle “artık çalışamaz hâle geldiklerinde ortadan kaldırılmış” olma ihtimali de mevcut.
Bu definlerle ilgili hâlâ gizemini koruyan birçok detay var. Örneğin, kız kardeşlerle birlikte gömülmüş küçük bir köpeğin kalıntılarına rastlandı. Köpeğin kafatası üstteki iskeletin yakınında, diğer kemikleri ise alttaki iskeletin yakınında bulundu. Daha da şaşırtıcı olan ise, daha yaşlı kız kardeşin göğsü üzerine yerleştirilmiş, ancak iki kadınla da genetik bağı olmayan yeni doğmuş bir bebeğin kalıntılarıydı.
Oliva, “Bebek bütün haldeydi ama onlara ait değildi, köpeğin de sadece birkaç kemiği vardı. Bu bireylerin neden birlikte gömüldüğünü yeni sonuçlara rağmen gerçekten bilemiyoruz” diyor.
Zor Bir Çocukluk ve Ağır İşçilik
Araştırmacıların aktardığına göre, önceki çalışmalar kadınların kardeş olduğunu doğrulamış ve radyokarbon tarihleme yöntemiyle MÖ 4.050 ila 4340 arasına tarihlendirmişti. Ancak tarihöncesi madencilik topluluğundaki yaşamı daha net anlamak için, yeni çalışmada genetik testler, dişlerin mikroskobik incelemeleri ve iskeletlerin patolojik analizi dahil olmak üzere kapsamlı analizler yapıldı.
Ayrıca, kız kardeşlerin ne yediklerini belirlemek için iskeletlerdeki karbon ve azot izotopları ölçüldü.
Yeni sonuçlar, kadınların yetişkinlikte iyi beslenmiş ve güçlü olduklarını, ancak çocukken yetersiz beslendiklerini, zayıf ve hasta olduklarını gösteriyor. İskeletlerde, zarar görmüş omurlar ve yarı iyileşmiş sakatlıklar dahil olmak üzere ağır yüke bağlı yıpranma izleri vardı. Daha yaşlı kız kardeşin ön kolundaki kırığın yalnızca kısmen iyileştiği ve muhtemelen sakatlığına rağmen çalıştırıldığı anlaşıldı.
İskeletlerin tarihlendirilmesi, toplumda yeni bir sosyal düzenin yükselişe geçtiği bir döneme işaret ediyor. Araştırmacılar, artık en ağır işlerin en güçlü bireylerce değil, en kolay zorlanabilenler tarafından yapıldığını yazıyor.
Diş incelemeleri, genç olan kadının 30-35 yaşlarında, daha yaşlı olanın ise yaklaşık 40 yaşına kadar yaşamış olduğunu ortaya koydu. Her ikisi de yaklaşık 1,5 metre boyunda, ince yapılı ve ağır yük kaldırabilecek kapasitedeydi. Araştırmacılara göre, kadınların beslenmesinde dönemin Avrupa ortalamasından daha fazla et bulunuyordu, ancak bunun ağır iş gücünü desteklemek için mi yoksa Güney Moravya’nın yaban hayatı açısından zengin ormanlık bir alan olmasından mı kaynaklandığı net değil.
Genetik analiz, genç kız kardeşin ela ya da yeşil gözlü ve koyu saçlı olduğunu, daha yaşlı olanın ise mavi gözlü ve sarı saçlı olduğunu gösterdi.
Rekonstrüksiyonlar, bu fiziksel özellikleri ve aynı zamanda dönemin Avrupa’sında bulunan tekstil kalıntılarına dayanarak kadınların giymiş olabileceği kıyafetleri yansıtıyor. Rekonstrüksiyonlar, alçı ve silikon kullanılarak oluşturulmuş 3B modellerden oluşuyor, göz protezleri ve saç ekimleri içeriyor. Kafataslarının çok iyi korunmuş olması sayesinde baş şekli doğrudan iskelet ölçülerine dayanarak belirlendi.
Araştırmacılar, “Neolitik Dönem’den günümüze ulaşan kumaş kalıntılarının tümü yalnızca bitki liflerinden üretildiklerini gösteriyor — keten, ağaç kabuğu lifi, ısırgan ve diğerleri” diyor. “Yaşlı kadın, aynı bitkisel malzemeden dokunmuş, sade bir bluz ve örtü giymişti. Saçları bir saç filesiyle toplanmıştı […]. Genç kadın ise daha kalın dokumalı keten bir bluz giymekteydi. Kalan kumaş şeritleri saçına örülmüştü.”
Live Science. 3 Ağustos 2025.
Makale: Vaníčková, E., Vymazalová, K., Vargová, L., Tvrdý, Z., Oliva, M., Brzobohatá, K., … & Drozdová, E. (2025). Ritual Burials in a Prehistoric Mining Shaft in the Krumlov Forest (Czechia). Archaeological and Anthropological Sciences, 17(7), 146.
You must be logged in to post a comment Login