Yeni bir araştırmaya göre garip küçük bir fosil, gezegendeki tüm denizyıldızı benzeri hayvanların atalarını temsil ediyor olabilir.
480 milyon yıllık fosil, 17 yıldan daha uzun bir süre önce Fas çölünde ortaya çıkarıldı, ancak kimliği ve evrimsel tarihi şimdiye kadar gizem olarak kaldı. Bilim insanları şimdi resmi olarak örneği, Biology Letters dergisinde yayımladıkları yeni araştırmada tanımladılar.
Cantabrigiaster fezouataensis adı verilen yeni tür, bir yıldız şeklinde ancak bugün yaşayan iki denizyıldızı benzeri hayvanın (denizyıldızı ve yılanyıldızı) herhangi birinde görülen ayırt edici özelliklerden yoksun. Bu tür, yılanyıldızının uzun ince kolları ve denizyıldızının etrafındaki kalın zırh plakaları gibi özelliklerden yoksun olduğu için araştırmacılar, her ikisinin de atası olduğu sonucuna vardı.
(Almanya’da 150 Milyon Yıllık Dev Köpekbalığı Fosili Bulundu)
Çalışmanın baş yazarı paleontolog Aaron Hunter, “Denizyıldızına benzer ilk hayvanın tam olarak nasıl ortaya çıktığını ve sonra günümüzde gördüğümüz bu iki hayvana nasıl evrimleştiğini keşfettik. Onu özel yapan da bu.” diyor.
C. fezouataensis, günümüzün güney kıtalarının bazı kısımlarını içeren büyük bir kara parçası olan eski Gondwana süper kıtasında yaşıyordu. Hunter, “Bugün Antarktika olarak düşündüğümüz şeye belki daha da yakın bir yerde yaşamıştı.” diyor.
Bu ata, Ordovisyen döneminin başlarında (yaklaşık 485,4 milyon ile 460 milyon yıl önce), anomalokaridler adı verilen dev filtre besleyiciler (filtre feeders) gibi çoğunlukla yabancı görünümlü türlerle çevrili, eski bir soğuk su resifinde yaşamıştı. Denizyıldızı atası kıyaslandığında daha modern görünümü kıyaslandığında öne çıkacaktı.
Araştırmacılar, C. fezouataensis‘in ne yediğinden emin değil. Çenenin varlığı, muhtemelen aynı dönemin anomalokarididleri ve günümüzün yılanyıldızlarından bazıları gibi bir filtre besleyici olmadığını gösteriyor. Ekip, fosili yakından analiz ederek onun ataları hakkında ipuçları veren özelliklerini belirledi.
Hunter, “Bir odada oturuyoruz ve hayvanın her bir özelliğine bakıyoruz.” diyor. Daha sonra bu özellikleri canlı hayvanlarla ve fosil kayıtlarında tespit edilenlerle karşılaştırdılar. Ekip, sonrasında bu eski denizyıldızı atalarını bir soy ağacına yerleştirmek için hem biyoloji hem de matematiksel bir algoritma kullandı.
Denizyıldızı ve yılanyıldızları, birlikte ekinoderm adı verilen daha büyük bir grup veya taç grubu oluşturan beş canlı gruptan ikisidir. Diğer üçü deniz kestanesi, deniz hıyarı ve Crinoidea(deniz zambakları ve tüy yıldızları)’dır. C. fezouataensis, günümüz deniz zambaklarına benzer bir kol yapısına sahipti, bu da deniz zambaklarının soylarını bu eski ata türüne kadar izleyebileceği anlamına geliyor.
Yeni analiz, C. fezouataensis‘in ilk kez büyük Ordovisyen biyolojik çeşitlilik olayı olarak bilinen önemli bir dönemde ortaya çıktığını gösterdi. Hunter, “Hayatın çeşitlilik açısından gerçekten ilerlediği ve denizyıldızının bugün denizde tanıdığımız ilk hayvanlardan biri olduğu zaman.” diyor.
C. fezouataensis‘i başlangıç noktası olarak kullanarak, yaklaşık 480 milyon yıl önceki denizyıldızı benzeri hayvanları daha yeni fosillere ve oradan da günümüz hayvanlarına bağlamak artık mümkün.
Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi (CNRS) ve Lyon Üniversitesi’nde paleontolog olan Bertrand Lefebvre, “Bu büyüleyici bir çalışma.” diyor. Lefebvre, son derece iyi korunmuş fosiller ürettiği bilinen Fas’taki bölgeden materyal toplamaya yardım etti ve dergi makalesini de inceledi.
Lefebvre, “Fas’tan gelen bu yeni erken denizyıldızı, erken asterozoan evrimi ve ekinoderm taç grubunun kökeni hakkında ilginç bakış açıları sağlıyor.” diyor.
Ancak Lefebvre, en eski ekinodermler ile bugün gördüğümüz beş grubun tümü arasındaki boşluğu doldurmak için özellikle geç Kambriyen dönemine ait (497 milyon ile 485.4 milyon yıl önce) hayvanlar üzerinde daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu söylüyor.
Live Science. 21 Ocak 2021.
Makale: Hunter, A. W., & Ortega-Hernández, J. (2021). A new somasteroid from the Fezouata Lagerstätte in Morocco and the Early Ordovician origin of Asterozoa. Biology letters, 17(1), 20200809.
You must be logged in to post a comment Login