Gelişmiş DNA dizilemesini kullanan yeni bir çalışma, yaklaşık 4.000 yıldır yan yana duran iki Antik Mısır mumyasının tam kardeş değil, yarı kardeş olduklarını ortaya çıkardı.
Bulgular, 1907’de Kahire’nin 400 kilometre güneyindeki Deir Rifeh köyündeki iki mumyanın araştırmacılar tarafından ortaya çıkarılmasıyla başlayan 111 yıllık gizemi çözüyor.
Hem lüks mezar hediyelerine, hem de mezarlarının özenle yerleştirilmelerine dayanarak asil soyundan olduğu düşünülen her iki mumyanın da tabutlarında “Khnum-Aa” adlı kadın adı yazıyordu.
Khnum-Aa adlı kadın, her iki erkek mumyanın da annesi olarak değerlendirilmişti, ancak sonraki yıllarda yapılan çalışmalar bunu doğrulayamadı.
(Mısır Mumyalarının Genleri Anadolu ve Doğu Akdeniz İnsanlarına Yakın Çıktı)
Araştırmacılar, mumyalardan elde edilen DNA’yı analiz ederek, bu iki Mısırlı mumyanın aynı anneye sahip olduklarını, ancak farklı babaları olduğunu ortaya çıkardılar.
Araştırmanın eş yazarı Campbell Price, “Bu, söz konusu kişilerin bedenleri yanında, hiyeroglif metinlerle yazılmış bir anne ilişkisi ile ilgili eski bir iddiayı test edebildiğimiz son derece nadir, belki de benzersiz bir durum.” diyor.
Nakht-Ankh ve Khnum-Nakht adındaki iki kişinin mumyası, MÖ 1985 – 1773 yılları arasına denk gelen 12. Hanedanlık döneminde yaşamıştı. Sargı bezlerinde yazan ölüm tarihlerine göre, Nakht-Ankh en az 20 yıl daha yaşlı olmasına rağmen, Khnum-Nakht yaklaşık 40 yaşlarında ve abisinden yaklaşık 6 ay daha önce ölmüştü.
Yapılan analizler, kardeşlerin babalarının yazıtlarda geçmediğini, bunun yerine yerel bir yönetici adıyla geçtiğini ortaya koydu. Araştırmacılar, bu mumyaların gerçekten erkek kardeş olup olmadığını belirlemek için çeşitli teknikler denedi.
(Mumyalanmış Bacaklar Kraliçe Nefertari’ye Ait Çıktı)
Örneğin, mumyalar 1908 yılında Manchester Üniversitesi’ne getirildiğinde onlar üzerinde çalışan Margaret Murray ve meslektaşları, bu iki mumyanın anatomik ve kafatası özelliklerine bakarak kardeş olmadıkları sonucuna varmıştı. 1970’lerde mumyaların cilt pigmentasyonunun incelenmesini yapan araştırmacılar da aynı sonuca ulaşmıştı.
Price, “Önceki analizler yetersiz ve çelişkiliydi. Ancak şu anda bu tür bir çalışmaya olanak sağlayacak kadar teknolojiye sahibiz.” diyor.
Araştırmacılar gizemi çözebilmek için her mumyanın ikişer azı dişinden DNA çıkardı. Bununla birlikte, Khnum-Nakht’daki DNA kalitesi çok zayıftı, araştırmacılar onun üçüncü bir azı dişinden de DNA çıkarmak zorunda kaldılar.
Khnum-Nakht muhtemelen beklenmedik bir şekilde ölmüştü, zira mumyasının içi temizlenmemişti, yani iç organları çıkarılmamıştı. Ayrıca mumyasının durumu, Nakht-Ankh’ınkine göre daha kötü durumdaydı.
Daha sonra araştırmacılar mitikondriyal DNA’larını (anneden geçen genetik materyal) ve babadan geçen Y kromozomlarını incelediler.
(Mısır’da 3500 Yıllık Mumyalanmış Çocuk Kalıntıları Bulundu)
Araştırmanın baş yazarı Konstantina Drosou, “İki mumyada da aynı mitokondriyal sonuçlar çıktı, bu nedenle ikisinin de anne soyu olarak ilişkili olduğundan emin olabiliriz.” diyor.
“Y kromozomu için sonuçlar, Y kromozomunun hücre başına yalnızca bir kopyada bulunması gerçeğinden daha az bulundu, oysa mitokondriyal DNA hücre başına birden fazla kopya halinde bulundu.”
Yine de, Y kromozomu sonuçları, iki erkeğin muhtemelen farklı babalara sahip olduğunu gösterdi.
Live Science. 17 Ocak 2018.
Makale: Drosou, K., Price, C., & Brown, T. A. (2018). The kinship of two 12th Dynasty mummies revealed by ancient DNA sequencing. Journal of Archaeological Science: Reports, 17, 793-797.
You must be logged in to post a comment Login