39,000 yıl boyunca donmuş toprak içinde kalmış yavru tüylü mamut Yuka’nın beynini inceleyen bilim insanları, Yuka’nın beyninin günümüz Afrika fillerinin beyniyle neredeyse tamamen aynı olduğunu söylüyor.
Rusya ve Güney Afrika’dan araştırmacılar, 5 yıl önce bulunan genç dişi tüylü mamut Yuka’nın beyni ile, aynı yaştaki bir Afrika filinin beyni arasında karşılaştırmalar yaptı. Yakutistan Bilimler Akademisi Mamut Faunası Departmanı bakanı Albert Protopopov “Yuka’nın beyni çok iyi korunmuştu, böyle onu bir Afrika filinin beyniyle karşılaştırabildik. Böyle bir karşılaştırma dünyada ilk kez yapıldı. Güney Afrika bize bu karşılaştırma için 3 Afrika fili beyni verdi. Biz de bu denekler üzerinde tomografi taramaları yaptık ve neredeyse aynı olduklarını keşfettik” diyor.
Journal of Comparative Neurology (Karşılaştırmalı Nöroloji Dergisi)’nde yayınlanan makaleye göre araştırmacılar, beyinlerin morfolojik benzerliğinin çok fazla olmasından yola çıkarak, tüylü mamutların davranışlarının da fillere benzer olacağına karar vermiş. Protopopov’a göre, 4,000 yıl önce nesilleri tamamen tükenen tüylü mamutların sosyal olduğu ve anaerkil düzene sahip olduğu varsayabilir.
Fillerin bilinçli bir düşünme becerisi gerektiren alet kullanma, sakatlığa reaksiyon gösterme, öğrenme, taklit etme, üzüntü ve şefkat gösterme, birlikte çalışma, hafıza ve iletişim gibi davranışlar gösterdiği biliniyor. Uzmanlar tüylü mamutların da benzer becerilere sahip olabileceğini düşünüyor.
Protopopov “Yuka mamutu, modern fillerde bulunan tipik beyin şekline ve boyutuna sahip. Yuka’nın beyni kafatası boşluğunun %54.83’ünü dolduruyordu, fakat bu küçülme tamamen, donmuş toprak altında dokuların mumyalaşması sırasında gerçekleşen dehidrasyon (sıvı kaybı) yüzünden meydana geldi” diyor. Ayrıca Yuka’nın en fazla 9 yaşında olduğu ve hala gelişme sürecinde olduğu da araştırmada göz önünde bulunduruldu.
Makaleye göre, filler gibi mamut beyninin de öne çıkan özelliklerinden biri beyinciğinin (cerebellum) boyutu. “Tüylü mamut hortumunun kontrolü büyük ihtimalle, Afrika fillerinin beyinciğinde görülenle aynı boyuta, aynı nöron (sinir hücresi) sayısına, aynı ve nöronal kompleksiteye dayanıyordu. Yani sadece niteliksel bir bakış açısından bakılırsa, fil beyni ve mamut beyni aynı korunma şartlarında olsaydı, ayırt edilmeleri oldukça zor olurdu” diyor araştırmacılar.
Fakat yazarlar yine de bu tip karşılaştırmalar yapılırken dikkatli olunması gerektiğinin altını çiziyor. “Dokularun tamamen korunmuş olmaması mamutu daha ayrıntılı incelememizi engelledi. Bu yüzden günümüzde yaşayan fillerle ilgili bulguların tüyü mamutlara da aktarılması konusunda dikkatli olunmalı. Tüylü mamutların sadece birer kıllı fil olması ve başka farklılık göstermemesi pek mümkün değil. Hatta aslan ve kaplan gibi ikisi de yaşayan ve beyinlerinin organizasyonu birbirine çok benzeyen hayvanlar bile, sosyal davranış gibi özelliklerinde farklılıklar gösteriyor.”
“Tüm bu sorunlara ve ihtiyata rağmen, bu araştırma yaklaşık 39,000 yıl boyunca korunmuş olan tüylü mamut beynine eşsiz ve bilgi verici bir bakış sağladı. Tüm bu araştırmalar tüylü mamutun hayatına ve davranışlarına ışık tutacak” diyor yazarlar makalede.
Siberian Times
İskandinavya’nın İlk Çiftçileri Ekmekle Değil Lapayla Beslenmiş
Avrupa’daki Dil Ayrımları Son 5.200 Yıldaki Göçlerle Bağlantılı
Dalgıçlar Sicilya Açıklarında 2.500 Yıllık Batık Gemi Keşfetti
Irak’ta Kraliyet Ailesinin 4.500 Yıllık Boğa Başlı Telli Müzik Aleti
Göbeklitepe Aslında Ne Anlatıyor? Kimler, Neden, Nasıl Yaptı?
Afyon’da Homo erectus ve Neandertal İzleri: Yavuz Aydın Röportajı
You must be logged in to post a comment Login