2024 Ağustos Ayında Öne Çıkan 10 Arkeoloji Haberi

Kaçırmış olanlar için Ağustos ayında Türkiye’de ve dünyada dikkat çeken arkeolojik keşifleri bu listede derledik.

10- Gölde Bulunan 3.000 Yıllık Figürde Yapan Kişinin Parmak İzleri Var

İtalya’daki volkanik bir gölde, bir tanrıçayı tasvir ettiği düşünülen kilden yapılmış yaklaşık 3.000 yıllık bir heykelcik keşfedildi.

Arkeologlar, heykelciği İtalya’nın Bolsena Gölü’nde su altında buldular.

Arkeologlar, Roma’nın yaklaşık 80 kilometre kuzeybatısındaki Bolsena Gölü’nde bulunan objenin muhtemelen duaların yönlendirilebileceği bir adak heykelciği olarak yapıldığını düşünüyor. Özellikleri yalnızca kabaca tamamlanmış olsa da, heykelcik hâlâ onu yapan kişinin el izlerini ve üzerinin başlangıçta bir çeşit giysiyle örtüldüğünü gösteren bir kumaş deseninin izlerini taşıyor. Yaklaşık 15 santimetre uzunluğundaki kil heykelcik, batık alandaki bir konutun kalıntıları arasında bulundu ve arkeologlar bunun ev içi bir ritüelle ilgili olduğunu düşünüyor. 

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

9- Resimler, İnsanların Amazon Hayvanlarıyla Temasını Gösteriyor

Amazonlarda keşfedilen kaya resimleri, kıtaya yerleşen ilk insanlar ile karşılaştıkları hayvanlar arasındaki karmaşık ilişkiye ışık tutuyor.

Proje kapsamında incelenen Serrania de la Lindosa’daki kaya sanatı panellerinden biri. C: Essex Üniversitesi

Arkeologlar tarafından Kolombiya Amazon’unda keşfedilen kaya resimleri, kıtaya yerleşen ilk insanlar ile karşılaştıkları hayvanlar arasındaki karmaşık ilişkiye ışık tutuyor. Hayvanların ve insanların birbirine dönüştüğü tasvirler de dahil olmak üzere çok çeşitli hayvan türlerinin etkileyici aşı boyası resimleri, nesiller boyu yerli Amazonlulara rehberlik eden zengin mitolojiyi gözler önüne seriyor. Serranía de la Lindosa’daki Cerro Azul kayalıklarını süsleyen resimlerin henüz kesin bir tarihi olmasa da, insan faaliyetine dair kanıtlar bunların MÖ 10.500’e kadar uzanan binlerce yıl boyunca galeri olarak hizmet vermiş olabileceğini düşündürüyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

8- ‘Hobbitlerin’ Boyu Düşündüğümüzden Bile Daha Kısaymış

Endonezya’daki bir adada bulunan diş ve kemikler, “hobbitlerin” düşündüğümüzden 6 santimetreden daha kısa olduğunu ortaya koydu.

Sitede bulunan kısmi üst kol kemiği (humerus). C: Yosuke Kaifu

700.000 yıllık fosilleşmiş kalıntılar, bir zamanlar Flores adasında yaşayan, aşırı derecede küçük insanlar olan Homo floresiensis türüne aitti. Yeni bir çalışmaya göre bu bulgu, Homo floresiensis’in ilk olarak ne zaman bu kadar kısa boylu evrimleştiğine dair ipuçları sağlayabilir. Yakın zamana kadar Homo floresiensis’in ortalama 1 metre boyunda olduğu düşünülüyordu. Ancak bu yeni araştırma, Homo erectus’un bir kolu olan türün, ortalama 6 santimetre daha kısa olduğunu gösteriyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

7- 3.500 Yıllık ‘Çığlık Atan Kadın’ Mumyası Acı İçinde Ölmüş Olabilir

Luksor’da bulunan ve ifadesinden dolayı ‘Çığlık Atan Kadın’ adı verilen Mısır mumyası, gerçekten acı içinde ölmüş olabilir. 

Çığlık atan kadın mumyası. C: Sahar Saleem

1935’te New York Metropolitan Müzesi Mısır’a bir arkeolojik keşif gezisi düzenledi. Luksor yakınlarındaki Deir Elbahari’de, antik Teb’in bulunduğu yerde, kraliyet eserlerinin mimarı ve gözetmeni ve ünlü kraliçe Hatşepsut’un (MÖ 1.479-1.458) sevgilisi olduğu söylenen Senmut’un mezarını kazdılar. Senmut’un mezarının altında annesi Hat-Nufer ve kimliği belirsiz diğer akrabaları için ayrı bir mezar odası buldular. Burada ilginç bir keşif yaptılar: siyah bir peruk ve gümüş ve altından iki bok böceği halkası takan yaşlı bir kadının mumyasını taşıyan ahşap bir tabut. Ancak arkeologları etkileyen şey mumyanın ifadesiydi: ağzı kocaman açıktı, sanki bir çığlık atıyormuş gibi. Ona “Çığlık Atan Kadın” adını verdiler.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

6- Sınır Kalesinde, Moğol Öncesi Elit Kadın Mezarı Bulundu

Moğolistan’da terk edilmiş bir kalenin duvarına gömülmüş ve 12. yüzyılda yaşamış elit bir kadının zengin mezarı bulundu.

Elit kadının mezarında ipek kumaş üzerine dikilmiş boncuklar. C: Chunag, A. et al. 2024.

2022 yılında uluslararası bir ekip, terk edilmiş bir sınır kalesinde kazı yaptı. Araştırmacılar burada beklenmedik bir keşifte bulundu: Kitan sonrası ve Moğol öncesi dönemlere tarihlenen terk edilmiş bir kalenin duvarlarına gömülü seçkin bir mezar. Kitan-Liao İmparatorluğu MS 916 ila 1.125 yılları arasında orta ve doğu Moğolistan’ın büyük bir kısmı da dahil olmak üzere geniş toprakları kontrol ediyordu. Çöküşünden sonra Moğol İmparatorluğu ve Cengiz Han 1206 yılında öne çıktı.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

5- Piramitlerin İnşasında Hidrolik Asansör Kullanılmış Olabilir

Nil Nehri yakınlarındaki devasa bir su arıtma tesisi, Mısır’daki 4.700 yıllık Djoser Piramidi’ni inşa etmek için kullanılmış olabilir.

Djoser Piramidi, yaklaşık 4.700 yıl önce inşa edilmiş, altı katlı, dört kenarlı, basamaklı bir piramit. C: Wikimedia Commons

Piramidin, Nil Nehri’nin artık var olmayan bir kolu yakınında bulunması nedeniyle, araştırmacılar eski Mısırlıların, 62 metre yüksekliğindeki piramidi inşa etmek için nehirden güç alan bir “modern hidrolik sistem” tasarladıklarını hipotez ediyorlar. Bu sistem bir baraj, bir su arıtma tesisi ve bir hidrolik yük asansöründen oluşuyordu. Araştırmacılar, piramit yakınındaki gizemli Gisr el-Mudir yapısının, tortu ve suyu yakalayan bir yapı olarak çalıştığını öne sürüyorlar.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

4- Ünlü Taung Çocuğu Fosili 2.58 Milyon Yıl Yaşında Çıktı

Yeni bir çalışma, Güney Afrika’da bulunan Taung Çocuğu’nun fosil dişlerini inceleyerek yaşını ortaya çıkarmaya çalışıyor.

Taung çocuğu kafatasının bir reprodüksiyonu. C: Alamy

Bundan yüz yıl önce Güney Afrika’nın Kuzey Batı eyaletinde keşfedilen bir kafatası insan evrimine ilişkin anlayışımızı değiştirdi. Çocuk kafatası, onu ilk kez tanımlayan Witwatersrand Üniversitesi’nde anatomist olan Raymond Dart tarafından Taung Çocuğu olarak adlandırıldı. Dart, 1924 yılında kafatasının tam olarak kaç yaşında olduğunu söyleyemese de onun Australopithecus africanus adını verdiği yeni bir türe ait olduğunu açıkladı. Şimdi ise fosil dişlere uygulanan farklı bir yaklaşım, Taung Çocuğu’nun 2,58 milyon yıl öncesine tarihlenmesini sağladı.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

3- İzmir’deki Antik Kentte Çömlek İçine Saklanmış Sikkeler Keşfedildi

Sikkeler, İzmir’deki Notion Antik Kentinde bir evin altına gömülü halde bulundu ve muhtemelen paralı askerler tarafından saklanmıştı.

Pers Dareikos’ları, Pers İmparatorluğu tarafından basılan altın paralardı ve çömelmiş bir okçunun resmini içerir. C: Notion Arkeoloji Projesi, Michigan Üniversitesi

Yeni keşfedilen altın sikkeler, Notion’da bir evin altında bulunan bir odada ortaya çıkarıldı. Bu sikkeler, Pers İmparatorluğu tarafından basılan bir altın sikke olan Pers Dareikos’unun tasarım unsuru olan diz çökmüş bir okçu figürünü taşıyor. Sikkelerin Notion’un 97 kilometre kuzeydoğusunda bulunan Sardes Antik Kenti’nde basıldığı tahmin ediliyor. Araştırmacılar, paralı askerlerin bu paraları ödeme olarak kullandığını düşünüyor, ancak neden gömdükleri belirsiz.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

2- 4.000 Yıllık Kehanet Tabletleri Çözüldü: ‘Bir Kral Ölecek’

Bilim insanları, 100 yılı aşkın bir süre önce Irak’ta keşfedilen 4.000 yıllık çiviyazılı kehanet tabletlerini nihayet çözdü: “Bir kral ölecek”

Bu fotoğraf, araştırmacıların deşifre ettiği çivi yazısı tabletlerinden birini gösteriyor. C: The Trustees of the British Museum

Tabletler, bazı Ay tutulmalarının ölüm, yıkım ve salgın gibi felaketlerin habercisi olduğunu anlatıyor. Tabletleri yazan kişiler gece saati, gölgelerin hareketi ve tutulmaların tarih ve süresini kullanarak kehanetler tahmin ediyorlardı. Örneğin, bir kehanet, “bir tutulma birden merkezden başlayarak tamamen kararıp tekrar açıldığında: bir kral ölecek, Elam yıkılacak” diyor. Elam, günümüzde İran’da yer alan Mezopotamya’da bir bölgeydi. Başka bir kehanet, “bir tutulma güneyden başlayıp sonra açıldığında: Subartu ve Akkad’ın çöküşü” diyor, ki bu bölgeler de o dönemde Mezopotamya’nın parçasıydı. Bir başka kehanet ise, “Akşam nöbetinde bir tutulma: bu bir salgını işaret eder” diyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

1- Bulgaristan’da Trakyalı Atlının Çok Zengin Mezarı Ortaya Çıkarıldı

Bulgaristan’da Trakyalı bir aristokrata ait olduğu düşünülen, Roma dönemine ait çok zengin bir mezar keşfedildi.

C: Topolovgrad Municipality

Yeni bulunan mezardaki adamın, hem kıdemli bir Trakyalı aristokrat hem de bir Roma savaşçısı olduğu ve küllerinin çok sayıda altın eser ve süs eşyasıyla birlikte gömüldüğü anlaşılıyor. Araştırmacıların yaptığı açıklamada, mezarın kesin tarihi açıklanmadı, fakat görünüşe göre Trakya’nın Roma dönemine -MS 1. ila 4. yüzyıl- tarihleniyor. O zamanlar bu bölge Roma İmparatorluğu’nun Trakya eyaletinin bir parçasıydı. Mezardan altın bir kolye, altın bir taç, altın bir yüzük ve altın ve yarı değerli taşlarla süslenmiş bir bıçak çıkarıldı. Mezarda ayrıca bir atın ve göğüs zırhı, kılıç, kın ve diğer bıçaklar ve mızraklar da dahil olmak üzere tam bir savaş teçhizatının kalıntıları ortaya çıkarıldı.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

BONUS

‘Arkeofili: Arkeoloji Meraklısının Elkitabı’ Çıktı!

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login