2017 yılının Mart ayında, Türkiye’de ve dünyada yapılmış en ilginç arkeoloji haberlerini kaçıranlar için bu listede derledik.
Elazığ’ın Harput Mahallesi’nde yapılan ağaçlandırma sırasında tesadüfen bulunan gizemli kabartmanın 4,000 yıllık olduğu tespit edildi.
2016’da tarihi Harput Mahallesi Nevruz Ormanları mevkisinde yürütülen çalışma sırasında fidan dikimi sırasında tesadüfen bulunan ve hangi döneme ait olduğu konusunda tartışmalara neden olan kabartmanın tarihinin günümüzden 4,000 yıl öncesine dayandığı belirlendi. Böylelikle daha önce milattan önce birinci bin yıl olarak bilinen Harput yöresinin tarihi çok daha eskiye gitti.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Beşinci yüzyıla ait mezarlıkta bulunan kemik ve dişlere yapılan izotop analizleri, Roma İmparatorluğu sınırında Hunların yerel halkla birbirine karışmış olabileceğini gösteriyor.
Yeni bir araştırma, Hun İmparatoru Attila’nın Roma İmparatorluğu’nu işgali sırasında yerel halka büyük şiddet ve baskı uyguladığı yönündeki tarih bilgisinin yanlış olabileceğini ortaya koydu. Arkeolojik bulgular, Hunlar ve yerel halk arasında “karışım” düzeyinin yüksek olduğunu gösteriyor ve göçebe ve yerleşimciler arasında daha karmaşık ilişkilerin oluşmuş olabileceğine işaret ediyor.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Fransa’nın kuzeybatısındaki Finistere kentinde, 14.000 yıldan daha öncesine tarihlenen yaklaşık 40 muhteşem çizim keşfedildi.
Birçok farklı hayvanın betimlendiği bu sanatsal çizimler, Üst Paleolitik döneme tarihleniyor ve Avrupa’da oldukça nadir bulunuyor. Profesör Naudinot ayrıca çeşitli çizimlerin yapıldığı 45 parça şist (kilden oluşan yumuşak, ince katmanlı tortul) buldu. Bunların boyutları 15 cm ila 30 cm arasında değişiyordu ve üzerlerinde atlar ve parıldayan yaban öküzleri gibi hayvanlar betimlenmişti.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Altay Dağları’nda yerel bir yönetici ve karısı mumyalanarak, dokuz at, Pazırık Halısı, at arabası ve diğer birçok şeyle birlikte büyük bir kurgana gömülmüştü.
Gömme işlemleri sırasında kenevir yakıldığı belirlenen mezardaki çift, Pazırık Kültürü’nden yerel bir yönetici ile onun eşi ya da sevgilisi olarak değerlendiriliyor. Mezarın içindeki ölü hediyelerinin çoğu, binlerce yıl önce soyuldu, ancak şu anda dünyanın bilinen en eski halıları olarak nitelendirilen iki halı günümüze kadar ulaştı. Bu halılar, Sibirya’daki Pazırık döneminde yaşama dair dikkate değer bilgiler içeriyor.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Belize’de, bir zamanlar eski bir Maya kralına ait olan ve Mayalar hakkında bildiklerimizi değiştirebilecek yazıtlı bir yeşimtaşı kolye bulundu.
Belize’de bulunan kolyenin ikinci en büyük Maya yeşimtaşı olduğu için öneminin çok büyük olduğunu belirtiliyor. 18,7 cm genişliğinde, 10,4 cm uzunluğunda ve sadece 0,7 cm kalınlığında olan kolyenin ip, yağ ve yeşimtaşı tozuyla olduğu hale getirilmesi büyük bir teknik başarı örneği olduğunu gösteriyor. Fakat kolyeyi bu kadar dikkate değer hale getiren şey, üstünde bulunan tarihi yazılar. Kolyenin arka kısmında ilk sahibiyle ilgili oyulmuş tam 30 hiyeroglif bulunuyor.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Yeni bir araştırmaya göre, Neandertaller hastalıkları tedavi etmek için penisilin ve ağrı kesici kullanıyordu. Ayrıca bazı Neandertal grupları vejetaryendi.
Neandertallerin diş plakasında bulunan antik DNA, ağrı ve hastalıkları tedavi etmek için bitki temelli ilaçların kullanımı da dahil olmak üzere, davranışlarına, diyetlerine ve evrim tarihine dair yeni bilgiler veriyor. Nature dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, uluslararası bir ekip, Neandertal grupları arasındaki beslenme farklılıkları ve tedavi bilgisi de dahil olmak üzere, Neandertal davranışının karmaşıklığını ortaya koydu.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Yapılan araştırma, Sibirya’da donmuş olarak bulunan nesli tükenmiş iki mağara aslanı yavrusunun en az 30,000 yıllık olduğunu gösterdi.
Uyandina Nehri yakınlarında bulundukları için Uyan ve Dina isimleri verilen iki yavru aslan, öldüklerinde yaklaşık bir haftalıktı. Araştırmacıların makalenin özetinde belirttiklerine göre, bu yavrular muhtemelen mağarada gerçekleşen büyük bir çöküş yüzünden öldü. Aslanların ezilerek öldüğünü belirten araştırmanın eş yazarı Olga Potapova, bilinen son mağara aslanlarının, Alaska’da yaklaşık 14,000 yıl önce yaşadığını söylüyor.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Çin’deki bir inşaat alanında yapılan çalışmalarda, piramit şeklinde gizemli bir mezar bulundu. Araştırmacılar mezarın binlerce yıllık olabileceğini belirtiyor.
Çin’de yer alan bir inşaat alanında çalışan arkeologlar tarafından piramit biçiminde mezar bulundu. Mezar yapısı, Henan eyaletinde yer alan Zhengzhou’da, silindir şekline benzer bir mezarla birlikte bir mezar alanında keşfedildi. Araştırmacılar, mezar yapısının Han Hanedanlığı’nda (MÖ. 202 – MS. 220), yani Çin’in ‘Altın Çağ’ına tarihlenebileceğini düşünüyor.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Doğu Akdeniz’deki arkeolojik alanlarda bulunan ev faresi fosillerindeki dalgalanmaları inceleyen yeni bir araştırma, avcı toplayıcı insanların 15.000 yıl önce fareleri evcilleştirdiğini ortaya çıkardı.
Araştırmaya göre, tarımın doğuşundan çok önce Levantlı avcı toplayıcılar kalıcı evler inşa etmeye başladı ve ekolojik dengeyi “ev faresi” yaratacak kadar değiştirdi. Çalışmaların insanların günümüzden 15.000 yıl önce bir yerde yerel hayvan topluluklarını etkileyecek kadar uzun yaşadığını ve ev farelerinin varlığına dair ilk kanıtları sunduğu belirtiliyor. Araştırmacılar yerleşik hayata geçişin yerel ekoloji, hayvan toplulukları, insan toplumları için çok geniş kapsamlı sonuçlar doğurduğunu söylüyor.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Batı Avustralya’da dev otçulların 1,7 metrelik ayak izleri de dahil olmak üzere, birçok dinozora ait ayak izleri bulundu. Yeni keşfedilen ayak izlerinin, en az 21 farklı dinozor türüne ait olduğu düşünülüyor.
Bugüne kadar bilinen en büyük dinozor ayak izi, geçtiğimiz sene Moğolistan’ın bir çölünde keşfedilen 106 cm’lik bir ayak iziydi. Batı Avustralya’nın uzak bir bölgesindeki Kimberley kıyı şeridinde yer alan yeni sitede paleontologlar, kumtaşı kayaçlarda birçok dinozor ayak izi keşfetti. Yaklaşık 21 çeşit dinozora ait ayak izleri, dünyanın en çeşitli dinozor ayak izi koleksiyonlarından biri olarak düşünülüyor.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
2010 yılında İsviçre’de ele geçirilen ve Türkiye’den kaçırıldığı belirlenen Roma Dönemi’ne ait üzerinde Herakles’in 12 İşi’nin tasvir edildiği lahit Türkiye’ye teslim ediliyor.
Keçi-Balık Petroglifi, Oğlak Burcunun Mısır’daki Kökenini Gösteriyor
Gladyatör Hayranları, Antik Dünyanın Futbol Fanatikleri miydi?
Gladyatör II Filmindeki ‘Deniz Savaşı’ Gerçekten Yaşandı mı?
Afyon’daki Aslankaya Anıtı’nın 2.600 Yıllık Yazıtı Nihayet Çözüldü
Karabük’te Süleyman Peygamberi Tasvir Eden Kolye Ucu Bulundu
You must be logged in to post a comment Login