1983 yılında, İspanya’nın Carranque kentindeki bir çiftlikte gerçekleştirilen kazılar sırasında birçok arkeolojik eser keşfedildi. Sürdürülen çalışmalar, bölgenin eşsiz tarihini ortaya koyarken, aynı zamanda Romalıların tanrıları nasıl tasvir ettiklerine dair benzersiz bilgiler sunuyor.
1983 yılının sıcak bir Temmuz gününde, 18 yaşındaki çoban Samuel López, hayatını değiştirecek bir keşif yaparak İspanya’nın orta kesimindeki Carranque kasabasının dünya arkeoloji haritasında önemli bir yere oturtmasını sağladı. Önce bir döşeme parçası bulan Lopez heyecanlanmış ve samanları karıştırmaya başlamıştı. Böylelikle birkaç döşeme parçası daha bulmuş, ardından inekleri gütmek için kullandığı değnekle yeri kazımış ve nihayetinde bir mozaik bulduğunu fark etmişti.
López’in ailesi yüzyıllardır Carranque çevresindeki arazide çalışıyordu. Bu arazi parselinde antik kökenli olduğu söylenen uzunca bir taş kalıntı bulunuyordu. Çocukluğunda babasına yardım eden López, çiftlik arazisinde uzun zaman öncesine ait nesneleri bulmaya yabancı değildi. Taşların yanı sıra seramik parçalar ve metal eşyalardan oluşan bir koleksiyon bile toplamıştı ama genç adamın 1983’teki keşfi diğer tüm buluntuları aşmıştı. Kardeşlerinden birkaçını yardıma çağıran López, ayrıntılı mozaiklerin ortaya çıktığını görünce şaşkına dönmüştü.
(İlgili: Antik Çağın En Büyük Kadın Filozofu Hypatia Neden Öldürüldü?)
López, mozaiği bulduktan sonra yakındaki Toledo şehrinde bulunan Santa Cruz Müzesi’ne haber verdi. İlk incelemelerin ardından arkeologlar, ailenin tarım arazisinin altında zengin bir Roma malikanesinin kalıntılarının bulunduğunu doğruladılar. Taş kalıntılar dördüncü yüzyıldan kalma bir Roma saray yapısına ait bir duvarın parçasıydı. Güneyinde, arkeologların eşikte yazılı olan isimden yola çıkarak adlandırdığı “Villa Maternus” vardı. Kazılar sırasında mitolojik sahneleri tasvir eden çok daha fazla eser ortaya çıkarıldı. Uzun, dalgalı sakallı Okeanos’un etkileyici mozaiği de dahil olmak üzere büyük bir kısmı sağlam kalmıştı.
Beşinci yüzyılda Roma İspanya’sı istila edilmeden önce son bir ihtişam patlaması yaşayan Villa Maternus, açıkça büyük bir gücün ve zenginliğin ürünüydü. Mozaikler bu zamana ve mekana dair zengin bir fikir veriyor ancak villanın sahibinin kimliği hâlâ bir sır.
Gümüş ve petrol
MÖ 2. yüzyılda Kartacalıları mağlup eden Romalılar, İber Yarımadası’nı kayda değer bir zaferle ele geçirdiler. Artık Batı Akdeniz’i ve zenginlikleri Roma Cumhuriyeti’nin büyük bir bölgesel güce ve daha sonra bir imparatorluğa dönüşmesini finanse eden güney İspanya’nın gümüş madenlerini kontrol ediyorlardı. Diğer önemli tarım ürünleri arasında, İberya’nın değerli zeytinyağı, Roma’nın temel gıdası haline gelecek ve daha sonra Roma dünyasının her köşesine dağıtılacaktı.
1985 yılında Carranque’ta başlayan arkeolojik kazılar, López’in keşfettiği villanın karmaşık bir tarihe sahip olduğunu doğruladı. Seramik kalıntılar ve diğer yapılar, arkeologların, yerleşim yerini MS 1. ila 2. yüzyıllara tarihlendirmesini sağladı. Daha sonra, MS 4. yüzyılın son onyıllarında kompleks, villaya bugün görülen etkileyici yapıları ve kat planını kazandıran bir dizi büyük tadilatten geçti. Bu son aşama, İspanyol kökenleri Hispanik-Roma elitlerinin önemini arttıran imparator I. Theodosius’un dördüncü yüzyıldaki hükümdarlığı sırasında gerçekleştri.
Arkeolojik çalışmalar, villanın ana yapısının sütunlu bir peristil (veranda) ile çevrili merkezi bir bahçeden oluştuğunu ortaya çıkardı. Bahçenin etrafında, çoğunun dış duvarlarında yuvarlak apsis bulunan yemek ve misafir odaları yer alıyordu.
Duvarları somaki ve mermer gibi pahalı, ithal taş işçiliği süslüyordu. En etkileyici olan ise taban mozaikleriydi. Tüm Hispanik Roma mozaik sanatının en karmaşık ve en iyi korunmuş örneklerinden olan bu mozaikler, her biri kendi tarzına sahip üç atölye tarafından, görünüşe göre büyük masraflar karşılığında üretilmişti. Yarattıkları bu başyapıtlarda, mitolojiden sahnelerin tasvir edildiği anlatıların yanı sıra keklik, yaban domuzu, köpek, çiçek ve meyve sepetleri dahil olmak üzere hayvan ve bitki detayları dayer alıyor.
Mitler ve kadınlar
Villanın doğu köşesinde, cubiculum olarak bilinen özel bir oda bulunuyor. Eşik mozaiğinde Maternus adı yer aldığı için genel olarak bunun evin sahibinin adı olduğuna inanılıyor.
Odaya hakim olan merkezi mozaikte, daire içine alınmış bir kadının tasviri yer alıyor. Zengin giyimli kadının başı, büyüklüğü ve erdemi ifade eden bir hale ile çevrili. Carranque’taki diğer mozaik figürleri ve temaları yansıtan bu kadın tasviri, dört ana erdemden birinin alegorisi, evin hanımı, ya da her ikisi de olabilir. Kadın tasvirini çevreleyen paneller, şüphe götürmez şekilde klasik referanslardan oluşuyor: Athena ve Herakles gibi mitolojik figürler, birinci yüzyıl şairi Ovidius’un Dönüşümler eserinde anlatılan sahneler.
Sahnelerden birinde Yunan mitolojisindeki Artemis’in Roma karşılığı olan tanrıça Diana banyo yaparken bir su perisi (nymph) onun saçlarını tarıyor. Bu özel anı izleyen sinsi erkek figürü ise Akteon. Mitolojik hikayeye göre Diana kendisini izlediği için Akteon’u cezalandırır ve onu avlanıp öldürülecek bir geyiğe dönüştürür.
Avcılık ve erotizmin birleşimi, konukları etkilemek ve memnun etmek için tasarlanmış daha kamusal bir alan olan triclinium (yemek odası) mozaiğinde devam ediyor. Bu mozaik muhtemelen Venüs’ün sevdiği güzel genç Adonis’i tasvir ediyor. Onu öldürmek üzere olan bir yaban domuzuyla, izleyen tanrıçayı dehşete düşürerek savaşıyor. Aşağıda domuz tarafından yaralanmış olması muhtemel iki yaralı köpek figürü görünüyor. Bunlar mülkün gerçek av köpeklerinin portreleri olabilir.
Troya Savaşı sırasında köle kız Briseis’in Akhilleus’a hediye edilmesini tasvir eden bir başka etkileyici mozaik, ana resepsiyon alanını (oecus) süslüyor. Homeros’un İlyada’sının olay örgüsünün merkezinde yer alan Briseis’in mutsuz hikayesi, mozaiklerde erotizm ve şiddetin kaynaşmasını yansıtıyor.
Oecus’un girişinin karşısında, bir zamanlar çeşmenin bulunduğu bir niş bulunuyor. Üstündeki oyukta tanrı Okeanos’un muhteşem bir portresi yer alıyor. Dalgalanma etkisi yaratan minik parçalardan oluşan akıcı sakalı ve kasvetli ifadesi, Carranque’ın mozaik repertuarının simgesi haline geldi.
Maternus’un gizemi
Artık 50’li yaşlarının sonlarında olan ve hala Carranque’ta yaşayan López, hayatını ortaya çıkardığı alandaki kazıları inceleyerek geçirdi. Kalıntıların şimdiye kadar bulunan en önemli Hispanik-Roma villalarından biri olduğu biliniyor. Önemli bir Roma yolunun üzerinde yer aldığından, gösterişli zenginliğiyle muhtemelen etrafındaki kırsal bölgeye hakim konumdaydı. Tarihçiler uzun yıllar boyunca villanın güçlü sahibinin kim olduğunu tespit etmeye çalıştılar.
Bazıları yazıtlı mozaikte adı geçen Maternus’un Maternus Cynegius olduğunu iddia ediyor. İmparator Theodosius’un İberya doğumlu danışmanı Maternus Cynegius, kesinlikle böylesine gösterişli bir villa inşa edecek zenginliğe ve güvene sahipti. Ancak bir sorun var: Dindar bir Hıristiyan olan Maternus Cynegius, Theodosius’un imparatorluk genelindeki paganlara yönelik saldırılarına yardım etmişti. Bu kadar gayretli bir Hıristiyan’ın, antik Roma’nın tanrılarını, tanrıçalarını ve mitlerini tasvir eden bu kadar çok mozaiği sipariş etmesi pek olası değil.
Roma’nın İberya’daki uzun süreli hakimiyeti, Maternus’un (her kim olursa olsun) villasını yenilemesinden ve mozaiklerini yaptırmasından kısa bir süre sonra sona erdi. Vandallar ve Vizigotlar MÖ 5. yüzyılda yarımadayı istila etti.
Villanın kuzeyindeki saray yapısı ayakta kaldı ve terk edilinceye kadar Hıristiyan yapısı olarak uyarlandı. Duvarın yalnızca bir kısmı kalana kadar taşların çoğu yerel binaların yapımında kullanıldı. Mozaikler, tarihle ilgilenen genç bir çobanın gözüne takıldığı 1983 yılına kadar Kastilya’nın tarım arazilerinde gömülü bir şekilde saklı kaldı.
National Geographic. 4 Nisan 2024.
You must be logged in to post a comment Login