Moche Uygarlığı, 2000 yıl önce Peru’nun kuzey kıyılarına hükmetmiş gizemli bir uygarlık. Milyonlarca kil tuğla ile inşa ettikleri piramitler ve kurdukları geniş su yolu şebekeleri ile, Moche Uygarlığı’nın gücünü fark etmemek mümkün değil. Aynı zamanda, mücevherleri ve eserleri özenle işlemelerine olanak veren yaldızlama ve lehim gibi tekniklerde de öncü bir uygarlık Moche.
Yazılı kaynakların eksikliği sebebiyle, 1980’lerin başına kadar Moche Uygarlığı hakkında çok şey bilinemese de, arkeologların uygarlığa ait, avcılık, savaş, kurban ayini ve cinsellik hikayelerini tasvir eden duvar resimlerini ve seramikleri incelemeleri ile, Moche Uygarlığı’na ait birçok sır perdesi aralanmaya başladı.
Günlük hayattan sahnelerin ve kurban ayinlerinin tasvir edildiği duvar resimleri çoğu araştırmacının ilgisini çekmiş olsa da, nispeten az sayıda bilimsel çalışma, hayvanlar, insanlar ve tanrıların arasındaki cinsel eylemlerin tasvir edildiği Moche seramiklerini inceleme gereği duyuyordu. Ancak şüphesiz bu seramikler, eski insanların cinsel tutumlarını en detaylı şekilde aktaran özellikler taşıyorlar.
Moche Seramikleri
Moche sanat tarzı, And Dağları’ndaki antik dönem sanatının en temsili ve somut sanat tarzlarından biri. Sosyal aktiviteleri, savaşları, metal işlemeciliğini, dokumacılığı ve cinselliği anlatmak için, ince çizgilerle çizilmiş resimlerin, tamamen modellenmiş kilin, natüralist figürlerin ve üzengi biçimli ağızların kullanıldığı muhteşem seramiklerde bu sanat tarzı çok açık şekilde gözlemlenebilir.
100.000 yıl öncesine tarihlendirilen bu seramikler keşfedildikten sonra, dünyadaki çeşitli müzelere ve özel koleksiyonlara gönderilmek üzere dağıtıldılar. Bu eserlerin neredeyse tamamı, Huaca de la Luna (Ay Tapınağı), Huaca del Sol (Güneş Tapınağı) ve Sipán gibi çok önemli arkeolojik kazı alanlarından kurtarıldı.
Moche Cinselliği
Kurtarılan binlerce seramiğin en az 500 tanesinin üstünde, bir parçasında ya da tamamen bütününde, müstehcen imgelerin yer aldığı 3 boyutlu figürler görülüyor. Sanat eseri niteliğindeki bu seramiklerin, aynı zamanda sıvıyı tutmak için delikli hazneleri ve sıvıyı dökmek için penis şeklinde ibrikleri olan işlevli çömlekler oldukları söylenebilir.
Paul Mathieu, ‘Seks Çömlekleri: Seramiklerdeki Erotizm” (Sex Pots: Eroticism in Ceramics) isimli kitabında, bu seramiklerin çeşitli cinsel aktiviteleri temsil ettiğini belirtiyor. Bu eserlerde yoğun bir şekilde, öpüşme ve okşama; erkek mastürbasyonu (kadın mastürbasyonu kesinlikle görülmüyor); heteroseksüel çiftler arasında çeşitli pozisyonlarda cinsel ilişki; kadının erkeğe oral seks yapması, doğurma, hayvanlar arasındaki çiftleşmeler (kurbağa, fare, köpek, lama ve maymun gibi hayvanlar) ve kadın cinsi ile mitolojik hayvanlar arasında yaşanan cinsel ilişkiler (yarasa ve jaguarın Moche kültüründe kutsal anlamları mevcut) gibi sahneler yer alıyor.
Ancak Moche Uygarlığı’nın cinsel temalı seramiklerinin, arkeologların ve antropologların meraklarını cezbeden birkaç özelliği daha var. Öncelikle bu eserlerde, kadının bebeğini emzirdiği esnada çiftin cinsel ilişkiye girdiği tasvirler çok yaygın bir şekilde görülüyor. Diğer merak konusu ise, vajinal ilişki neredeyse hiç görülmezken anal ilişki tasvirinin çok yoğun şekilde görülmesi. Seramiklerde, kadın ve erkek genital organlarının anatomik olarak detaylıca işlendiği örneklerden görüldüğü üzere, anal ilişki en çok kullanılan tasvirlerden biri.
Yorumlama
Bu müstehcen sanat eserlerini açıklamaya çalışan teorilerin sayısı hiç de az değil. David Turner’ın ‘Moche Çömleklerinde Seks, Mit ve Metafor’ (Sex, Myth and Metaphor in Moche Pottery) isimli tezine göre (2013), daha önceki bilimsel çalışmalar, Moche’nin erotik seramiklerini, Moche halkının cinsel pratiklerini temsil eden, doğum kontrol yöntemlerini anlatan, ahlaki değerlerini aktaran, Moche mizahını yansıtan ve ayinsel ya da törensel eylemlerini tasvir eden nesneler olarak ele almışlardı.
Bugüne kadar en çok desteklenen teorilerden birine göre, cinsel içerikli çömlekler çoğunlukla yüksek statülü mezarlar içerisinde bulunuyor ve defnedilen kişinin yaşı veya cinsiyetinden bağımsız olarak, mezarda bu çömleklerle beraber, tapınaklarda üretilmiş ve kutsal önemi olan hayvanların ya da tanrıların çiftleşmelerini imgeleyen başka dini eşyalar da yer alıyor.
Turner’a göre, cinsel içerikli sahneler, dağlar ile kıyı ve kadın ile erkek arasındaki temel kozmolojik ilişkilere bir göndermede bulunuyor; bu sahneler, zengin bir metaforik dil aracılığıyla gübreleyen sıvı ve hidrolik döngüyü, atalara ibadete ilişkin inançları ve ölmüş kişinin tarımsal verimlilik ve doğurganlık ile ilişkisini anlatıyor.
Yine de, seramiklerde görülen cinsel ilişki esnasında emzirme ve vajinal ilişkinin neredeyse hiç görülmemesi gibi özellikler, araştırmacıların aklını karıştırmaya devam ediyor. Arkeologlar, Moche arkeolojik kalıntılarının buzdağının yalnızca görünen kısmı olduğunu düşünüyor ve daha fazla kazı alanı ve eser bulunması durumunda, bütün sırların aydınlatılacağına inanıyorlar.
You must be logged in to post a comment Login