Tarım Orta Doğu’da Birbirinden Bağımsız İki Kere Keşfedilmiş

Günümüz Türkiye, İran, Ürdün, Ermenistan ve İsrail topraklarında 14,000 ila 3,500 yıl önce yaşamış insanların genomlarına göre, iki farklı Orta Doğu popülasyonu birbirinden bağımsız olarak tarımı geliştirdi ve daha sonra bu teknolojiyi Avrupa, Afrika ve Asya’ya yaydı.

bioRxiv’de 17 Haziran’da online olarak yayınlanan araştırma, tarımın birden çok kökeni olduğu konusundaki arkeolojik kanıtları destekliyor. Araştırma ayrıca, insan tarihindeki en önemli dönemlerden biri olan Neolitik dönem insanlarının genom ve soyuna detaylı bir bakış sağlayan ilk araştırma oldu.

Yaklaşık 11,00 yıl önce Orta Doğu’nun Bereketli Hilal bölgesinde yaşayan insanlar, avcılık ve yabani bitkilerin toplanmasına dayalı göçebe bir hayattan, tamamen olmasa da daha yerleşik bir hayata geçtiler. Sonraki binlerce yıl boyunca bu erken çiftçiler tamamıyla yerleşik olan yerleşimler kurdu, ilk defa ekinleri evcilleştirdi, ve koyun, yaban domuzu ve başka hayvanları evcil hayvanlara dönüştürdü.

far1

Tarımı bağımsız olarak keşfedildiği iki yerden biri olan İran’daki Zagros dağlarında günümüz çiftçileri. (F: JTB Photo/UIG via Getty Images)

Daha önce birçok araştırma, yaklaşık 8,000 yıl öncesinden başlayarak Orta Doğu’dan göç eden, ilk Avrupalı çiftçilerin genetiğini inceledi. Fakat Bereketli Hilal’in daha sıcak olan iklimi, buradaki insan kalıntılarından antik DNA elde etmeyi zorlaştırmıştı.

Fakat son yıllarda geliştirilen, kulak içinde bulunan ve “petrous” adı verilen küçük bir kemikten DNA çıkarma teknolojisi sayesinde, Harvard Tıp Okulu’ndan Iosif Lazaridis ve David Reich önderliğindeki ekip, 44 Orta Doğulu insanın DNA’snı inceleyebildi.

Coğrafi Ayrım

Ekip, İsrail ve Ürdün’ün bulunduğu Güney Levant bölgesindeki Neolitik insanların genomlarıyla, Zagros Dağları ve ötesinde, Batı İran’da yaşayan Neolitik insanların genomları arasında büyük farklılıklar odluğunu gördü. Buna karşılık Zagros’taki erken tarımcılar, Neolitik dönemden önce bölgede yaşayan avcı toplayıcılarla daha büyük bir benzerlik gösteriyordu.

İran’da Orta Zagros Arkeoloji Projesi’ni yöneten, Reading Üniversitesi’nden Roger Matthews, bu sonucun, Güney Levant’taki ve İran’daki avcı toplayıcıların birbirinden bağımsız olarak tarımı geliştirdiğine dair kanıtlara bir yenisini eklediğini söylüyor.

Matthews “Herşeyin ilk başta Güney Levant’ta gerçekleştiğini ve diğer herkesin çiftçilik yapmayı buradan gelen insanlardan öğrendiğini savunan bir düşünce ekolü var. Fakat arkeolojik kanıtlar, birbiriyle hiçbir etkileşimde olmayan, binlerce değilse de yüzlerce yıl boyunca devam eden çok güçlü yerel gelenekler olduğunu gösteriyor” diyor.

far2

Bereketli Hilal’de 10.000 yıl önce evcilleştirilen Gemik buğdayı başakları (F: JTB Photo/UIG via Getty Images)

Zagros çiftçileri, gemik buğdayı gibi tahıllar  yanında keçileri de evcilleştirdi. Daha batıdaki komşularının ise arpa ve buğday dahil olmak üzere kendi ekinleri vardı. Rogers, yaklaşık 9,500 yıl önce bu geleneklerin Orta Doğu’da yayılmaya başladığını söylüyor, ve iki farklı tarımcı kültürün, obsidyen kaynakları aradıkları sırada Doğu Anadolu’da birbirine karışmaya başlamış olabileceğini belirtiyor.

Bugün Türkiye toprakları içinde kalan bölgedeki insanlar Avrupa’ya göç etmeye başladığında da, her iki çiftçi kültürüne ait ekinler, hayvanlar ve aletlerin olduğu bir “Neolitik alet takımı”nı birlikte taşıdılar ve getirdiler.

Tarımın Yayılışı

Araştırma, Avrupa dışındaki yerlerde de tarımın farklı kökenlerine dair izler buluyor. İranlı çiftçilerin Kuzey’deki Avrasya steplerine ve doğuya günümüz Hindistan ve Pakistan topraklarına yayıldığı ortaya çıktı.

Güney Levant’lı çiftçiler de Afrika’ya bir yolculuk yaptı ve  belki de Doğu Afrika’ya yeni tarım geleneklerini getirdi. Araştırmada bu durumun, son zamanlarda yayınlanan ve Avrasya’daki insanların yaklaşık 3,000 yıl önce Afrika’ya geri göç ettiğini öne süren diğer çalışmalarla da bağdaştığı belirtiliyor.

Rogers araştırmanın, tarımın Asya’ya nasıl yayıldığı konusunda anlık bir bakış sağladığını, “fakat tarımın doğuya nasıl yayıldığını anlamak için çok daha fazla çalışma yapılması gerektiğini” söyledi.

Barselona’daki Evrimsel Biyoloji Enstitüsü’nden paleogenetikçi Carles LaLueza-Fox “Araştırma, tarımın ortaya çıkışının ve avcı-toplayıcılıktan gıda üretimine geçişin Avrupa, Doğu Afrika, Hindistan ve Orta Asya’nın evrimsel tarihinde ne kadar elzem bir etkisi olduğuna dair genel görünümü sunma ihtişamına sahip” diyor.

bioRxiv’de aynı ekipten bazı kişiler tarafından 19 Haziran’da yayınlanan ikinci bir çalışma ise, Zagros çiftçilerinden birinin, 10.000 yıl önce yaşamış bir kadının tüm genomunu açıklıyor. (Bunun aksine, ilk başta bahsedilen Reich ve Lazaridis’in araştırması 44 bireyin genomu boyunca, binlerce tek-harfli genetik varyantı örneklemişti)

Araştırmaya göre, bu Zagros’lu kadının genomu ile Türkiye’deki çiftçilerin genomu arasındaki farklar, tarımın bu bölgede bağımsız olarak ortaya çıktığı sonucunu destekliyor.

LaLueza-Fox bu çeşit araştırmaların, insan tarihinin çoğunun gerçekleştiği sıcak iklimlerden de güvenilir şekilde DNA örneği alınabileceğini gösterdiğini söylüyor ve “Orta Doğu’dan bu döneme ait genom verileri elde etmek, bir paleogenom rüyasının gerçekleşmesi olur” diyor.


Nature.com, Ewen Callaway, 20 Haziran 2016
Lazaridis, I. et al. Preprint at bioRxiv http://dx.doi.org/10.1101/059311 (2016).
Gallego Llorente, M. et al. Preprint at bioRxiv http://dx.doi.org/10.1101/059568 (2016).

 

Robert Kolej’de okuduktan sonra, Kanada-McGill Üniversitesi’nde Antropoloji ve Klasik Tarih bölümlerini bitirdi. Koç Üniversitesi’nde Tarihöncesi Arkeoloji alanında yüksek lisans yaptı. 2015-2017 yılları arasında İstanbul’daki Pera Müzesi’nde koleksiyon sorumlusu olarak görev yaptı. Şu anda A.B.D.’deki Notre Dame Üniversitesi’nde doktora yapıyor.

You must be logged in to post a comment Login