Sezar’ın Okul Hayatı Nasıldı?

Romalı aileler neden çocuklarını okula köleyle gönderiyordu? Yunanlar ve Romalılar birbirlerinin dillerini nasıl öğrendiler? Romalılar hamama gittikten sonra neden tekrar duş almaya ve keselenmeye ihtiyaç duyuyorlardı? Bu soruların cevabı ve Roma İmparatorluğu’nun günlük yaşantısına ilişkin paha biçilmez diğer bilgiler, Avrupa’nın en eski çocuk kitabında yer alıyor.

Trier yakınlarındaki Neumagen’de bulunan bir rölyefte bir öğretmen ve üç öğrencisi görülüyor. M.S. 180-185.

 

Reading Üniversitesi’nden Prof. Eleanor Dickey’in “The Colloquia of the Hermeneumata Pseudodositheana” adıyla çıkan kitabında Romalıların ve Yunanların birbirlerinin dillerini anlayabilmek için yaptıklarına ilişkin bilgilerin yanı sıra bir öğrencinin hayatından sıradan bir kesit ve Roma İmparatorluğu’nda günlük yaşantı sırasında kullanılan diyaloglar yer alıyor. Bu içerikler, Prof. Dickey’in dört yıl boyunca yaptığı araştırmalar sırasında MS. 3. ila 6. yüzyıllar arasında yazılmış antik çağ el yazmalarından ve kitaplardaki Latince ve Yunanca metinlerden elde edildi.

Elbette Roma dönemiyle kıyaslandığında hayat tarzımızda çok fazla değişiklik yaşanmıştır. Ancak kitaptaki bazı anlatılar alışveriş telaşı, banka işleri, hatta kocanın eve geç gelmesi veya kötü giyinmesi yüzünden azar yemesi gibi günümüz ailelerinde de görülen bazı durumların Roma dönemiyle ortak bir yanı olduğunu gösteriyor.

Kitaptaki bir bölüm Batı medeniyetinin günümüze ulaşan en eski çocuk kitabını ele alıyor ve okulda ne tür derslerin işlendiğini ve ne gibi alıştırmaların yapıldığını gösteriyor. Roma dönemindeki okul çağının günümüzdekilerden farklı özellikler taşıdığını belirten Prof. Dickey, “Ders sırasında el kaldırmak gibi bir adet yoktu. Öğretmenler de tüm sınıfa hitaben konuşmaz, öğrencilerle teker teker konuşurdu. Dersin belirli bir başlama saati olmadığı için öğrenciler geldikçe ders sürekli bölünürdü, çünkü gelenler sessizce bir kenara oturmaz ve herkesle selamlaştıktan sonra yerlerine geçerlerdi.” diyor.

“Ebeveynler çocuklarının belirli derslere kayıt ettirmek için para vermezdi. Aynı şekilde düzenli dersler olmadığı gibi derse katılımın saati de belli değildi. Ama çocukların dersleri sürekli asma imkânı da yoktu, çünkü aileler çocuklarını okula bir köleyle gönderirler ve o köle de hem çocuğa göz kulak olur, hem de uygunsuz davranışlarını aileye bildirirdi.” Prof. Dickey araştırmış olduğu metinlerin MS. 2. yüzyıla kadar gittiğini ve okullardaki bu durumun muhtemelen Jül Sezar zamanında da bu şekilde olduğunu ekliyor.

Kitapta tarihçilerin kafasını karıştıran durumlardan biri de açıklığa kavuşturuluyor: Romalılar hamamlardaki suyun pis olması sorununu nasıl çözerdi? Prof. Dickey bu durumu şöyle açıklıyor: “Romalıların hamama gittikten sonra daha fazla temizliğe ihtiyaç duymadıkları düşünülür. Aslına bakılırsa birkaç küvette yıkandıktan sonra son bir kez keselenip duş alırlardı. Çünkü hamamlardaki su nadiren, belki ayda bir değiştiriliyordu ve bu durumda hamamdan kalan pisliği çıkarmak için son bir temizlik gerekiyordu.”

Söz konusu kitabın ilk cildi 2012’de yayımlandı.

reading.ac.uk

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login