Sardinya Adası Sakinleri 8000 Yıl Önce Adaya Yerleşenlerden Geliyor

Günümüzde yaşayan bazı modern Sardinyalılar, Akdeniz adasını Mezolitik dönemde kolonileştiren insanlardan gelmiş olabilir.

Sardinya adasında sıradışı bir şekilde nüfusun büyük bir kısmı, 8,000 ila 2,000 yıl önce, Neolitik Dönem ve Tunç Çağı esnasında, orada yaşamış insanların soyundan gelen insanlar yaşıyor. Bu insanların bu dönemden sonraki yüzlerce yıl boyunca ise Avrupa anakarasıyla küçük etkileşimleri oldu.

Huddersfield Üniversitesi’nden araştırmacı Dr. Maria Pala, Akdeniz’in genetik sırlarının ortaya çıkmasına yardım ettiği bir projede yer alıyor. Sonuçlardan biri, modern Sardinyalıların Mezolitik dönemde adayı kolonileştiren insanlardan gelmiş olabileceklerini gösteriyor.

Lisansını yerlisi olduğu Sardinya’daki Sassari Üniversitesi’nde bitirmiş olan Dr. Pala, şu an Huddersfield Üniversitesi’nde okutmanlık yapıyor ve üniversitenin Arkeogenetik Araştırma Grubu’nun bir üyesi. Araştırma grubunun başında Profesör Martin Richards var ve Dr. Francesca Gardini de araştırmacılardan biri. Hepsi, Moleküler Biyoloji ve Evrim dergisinde yayımlanan “Sardinyalıların mitogenom çeşitliliği: Adanın geçmişine açılan bir Genetik Pencere” adlı makalenin eş yazarı.

Makale, modern Sardinyalıların kendilerine ait genetik izleri taşıyan eşsiz bir havuz olduğunu belirtiyor ve araştırma grubunun Birleşik Krallık, Avrupa ve Amerikan üniversite ve enstitülerinden alınan sayıya göre günümüz popülasyonundan 3,491 DNA örneğini, kaya mezarlarda bulunan ve Neolitik dönemden Tunç Çağına kadar zaman dilimini kapsayan iskelet kalıntılarının oluşturduğu 21 eski örnekle karşılaştırdılar.

Dr. Pala, bu yeni çalışmanın mitokondriyal genoma (mitokondride bulunan ve anneden çocuklara aktarılan gen havuzu) odaklandığını belirtiyor. Bunun nedeni ise mitokondriyal genomun kesintisiz soy ağacı sağlayabilmesi ve nükleer genomu da içeren bütün genomdan daha az karmaşık olması. Aslında modern mitogenomların yüzde 78.4’si Sardinya’ya özgü haplogruplarda toplanmış olduğu ortaya çıktı.”

Dr. Pala, “Bu yüzdelik değer aşırı derecede yüksek. Avrupalılara bir bütün olarak baktığınızda bir İngiliz’i bir İtalyan veya Fransız’dan ayırt edemezsiniz çünkü Avrupalılar uzun zaman önce birbirine karıştılar.” diyor.

Sardinya her zaman bir adaydı ama deniz seviyesinin daha düşük olduğu bir zamanın da var olduğuna inanılıyor ve bu da anakarayla bağlarını sürdürdüğü anlamına geliyor. Bu bağ sayesinde ilk yerliler Avrupa kıtasından adaya ulaştılar. Sonra, deniz seviyesi yükseldi ama buna rağmen Neolitik dönem ve Tunç Çağı boyunca anakarayla ilişkileri hep aktif kaldı. Bunun sebebi ise büyük ihtimalle adada bulunan obsidiyen ve metaller gibi doğal kaynakların bol olmasıydı.

Daha sonra, birden veya yavaşça bu ilişkiler kesildi veya seyrek bir hal aldı. Böylece binlerce yıl içinde Sardinyalılar izole oldular ve kendi dilini, kültürünü, toplumunu ve kimlik algısını oluşturdular.

Bugün bile Sardinyalılar kendi dillerini konuşuyorlar ve Dr. Pala’nın da eş yazarlığını yaptığı makalede belirtildiği gibi genetik olarak ayırt edilebiliyorlar.

Sonuç olarak modern Sardinyalılar, kendilerine özgü tarihlerinin ve Avrupa kıtasının demografik çalkantısından izole oluşlarının bir sonucu olarak eşsiz bir kalıtımsal mirasa ev sahipliği yapıyorlar. Asıl işaret, adadaki ilk çiftçilerin mirasıymış gibi görünse de, sonuçlar durumun hem Sardinyalılar için hem de dolaylı olarak Avrupalılar için daha da karışık olabileceği ihtimalini gösteriyor. Son Buzul Çağından itibaren Akdeniz çevresindeki insan hareketliliğinin, iletişimin ve gen akışının günümüze kadar dayanan izlerini bırakmış olabileceği makul gözüküyor.

Rusya’da Bulunan İskeletler 8000 Yıllık Genetik Devamlılığı Gösteriyor

Neandertallerin Genetik Yapımıza Etkileri


Science Daily. 6 Nisan 2017.

Makale: Olivieri, A., Sidore, C., Achilli, A., Angius, A., Posth, C., Furtwängler, A., … & Pitzalis, M. (2017). Mitogenome diversity in Sardinians: a genetic window onto an island’s past. Molecular biology and evolution.

 

Koç Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü mezunu ve Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümü ile yandalı var. Paris Diderot Üniversitesi'nde Genetik yüksek lisansını tamamladı ve Jacques Monod Enstitüsü'nde Paleogenomik laboratuvarında doktorasına devam ediyor. Araştırma alanları: Fransa'daki Neolitik Dönemden itibaren antik insan popülasyonlarının demografisi ve dinamiği, nadir görülen genetik hastalıkların evrimi ve Orta Çağ Fransızlarının genetik yapısı.

You must be logged in to post a comment Login