Sahra-Altı Afrika’daki İlk Çobanların Kökenleri Aydınlatılıyor

Bu disiplinlerarası çalışma, antik DNA verileri ile erken dönem Afrikalı gıda üreticilerinin kökenlerine ve göçlerine dair bilinmeyen bilgileri ortaya çıkarıyor.

Afrika’da bir çoban ve keçi sürüsü C: kubikactive/ Adobe Stock

Afrika’nın büyük bir kısmına yayılan ilk gıda üretimi yöntemi sığır, koyun ve keçi sürülerini gütmekten ibaretti. Bu yaşam tarzı Sahra-altı Afrika’daki genellikle kurak olan çayırlarda milyonlarca insanı desteklemeye devam etti.

Stony-Brook Üniversitesi’nde bir biyoarkeolog ve bu çalışmanın eş başyazarlarından Elizabeth Sawchuck “Günümüzde Doğu Afrika genetik, dilbilimsel ve kültürel olarak en çeşitli yerlerden birisi” diyor. “Bulgularımız bu mozaik yapının kökenini binlerce yıllık izini sürüyor.  Farklı insan grupları Rift Vadisinde çok uzun zamandan beri beraber yaşamışlar.”

(Atalarımız Afrika’dan Beklenmedik Yollardan Çıkmış)

Daha önceki arkeolojik araştırma gösteriyor ki Kenya ve Tanzanya’daki Büyük Rift Vadisi avcılıktan çobanlığa geçiş için kilit bir bölge. Çobanlar ilk olarak gösterişle anıtsal mezarlarıyla birlikte Kenya’nın kuzeyinde 5000 yıl önce ortaya çıktılar ve daha sonra güneye Rift Vadisine doğru ilerlediler, yani Pastoral Neolitik kültürlerin geliştiği yere.

Bu disiplinlerarası çalışmada çeşitli Kuzey Amerika, Avrupa ve Afrika kurumlarından arkeologlar, genetikçiler ve müze küratörler Kenya ve Tanzanya’daki Doğal Tarih Müzelerinde ve Zambiya Livingstone Müzesinde sergilenen 41 insan iskeletini analiz ettiler. Elde ettikleri antik DNA verileri ile Sahra-altı Afrika’daki çobanlık ve avcılığın yayılmasının sonuçlarını açığa çıkardılar.

Elde edilen genetik veriler, sürü gütme faaliyetlerinin Afrika’nın kuzeydoğusuna ait atasal soya sahip gruplar ile Kenya ve Tanzanya’ya yayıldığını açığa çıkarıyor. Bu gruplar Doğu Afrika’da ortaya çıktılar ve 4500-3500 yıl öncesinde yerel avcılarla karıştılar. Daha önceden, bu popülasyon kaymalarının kökeni ve zamanı net değildi ve bazı arkeologlar evcilleştirilmiş hayvanların insanların hareketiyle değil değiş-tokuş yolları sayesinde yayıldığını öne sürmüşlerdi.

Tanzanya’daki Manyara Gölü yakınlarındaki sığır sürüleri yaklaşık 3000 yıldır ekonominin çok önemli bir parçası C: Mary Prendergast

Yaklaşık 3500 yıl önce çobanlar ve avcılar her ne kadar yanyana yaşamaya devam etselerde Doğu Afrika’da genetik açıdan izole hale geldiler. Arkeologlar avcı ve çoban gruplarının arasında azımsanmayacak miktarda etkileşim yaşandığını öne sürmüştü, fakat yeni sonuçlar ilk karşılaşmalarından itibaren aralarındaki güçlü ve kalıcı sosyal bariyerlerin korunduğunu gösteriyor.

(Afrika Popülasyonları Eski İnsan Türleriyle Çiftleşmiş)

Diğer bir büyük genetik kayma ise Afrika’nın hem kuzeydoğusu hem de batısından bu bölgeye ek olarak gelen göçler ile yaklaşık 1200 yıl önce Demir Çağı esnasında yaşandı. Bu gruplar günümüzdeki Doğu Afrikalılardakine benzeyen atasal soy profillerine katkıda bulundular. Bu genetik kayma iki ana kültürel değişime paralel konumda: çiftçilik ve demir işçiliği.

Bu çalışma, yetişkinlerde sütü sindirmeyi sağlayan laktaz sürekliliği (persistansı) evriminden bağımsız bir şekilde Doğu Afrika’nın tarihine dair bilgiler sunmuş oldu. Bu genetik adaptasyon günümüz Kenyalı ve Tanzanyalı çobanlarında yüksek oranlarda görülüyor.


Science Daily. 30 Mayıs 2019.

Makale: Mary E. Prendergast, Mark Lipson, Elizabeth A. Sawchuk, Iñigo Olalde, Christine A. Ogola, Nadin Rohland, Kendra A. Sirak, Nicole Adamski, Rebecca Bernardos, Nasreen Broomandkhoshbacht, Kimberly Callan, Brendan J. Culleton, Laurie Eccles, Thomas K. Harper, Ann Marie Lawson, Matthew Mah, Jonas Oppenheimer, Kristin Stewardson, Fatma Zalzala, Stanley H. Ambrose, George Ayodo, Henry Louis Gates Jr., Agness O. Gidna, Maggie Katongo, Amandus Kwekason, Audax Z. P. Mabulla, George S. Mudenda, Emmanuel K. Ndiema, Charles Nelson, Peter Robertshaw, Douglas J. Kennett, Fredrick K. Manthi, David Reich. 2019. Ancient DNA reveals a multistep spread of the first herders into sub-Saharan Africa. Science.

Koç Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü mezunu ve Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümü ile yandalı var. Paris Diderot Üniversitesi'nde Genetik yüksek lisansını tamamladı ve Jacques Monod Enstitüsü'nde Paleogenomik laboratuvarında doktorasına devam ediyor. Araştırma alanları: Fransa'daki Neolitik Dönemden itibaren antik insan popülasyonlarının demografisi ve dinamiği, nadir görülen genetik hastalıkların evrimi ve Orta Çağ Fransızlarının genetik yapısı.

You must be logged in to post a comment Login