Futbolun Kültürel Tarihi: Ortaçağ Avrupa’sında Futbol

Futbol, Ortaçağ Avrupasında bütün köy ve kasabaların oynadığı, sıklıkla ölümlere yol açan oldukça sert bir spordu.

Günümüzde futbol sahalarında yaşananların oldukça sert olduğunu düşünenlerin, belki de futbolun Orta Çağ’da nasıl oynandığına hiç bakmamaları gerekiyor. Futbol, taş fırlatma  ve sokak dövüşleri gibi dönemin diğer popüler sporlarıyla fiziksel barbarlık/vahşilik açısından aynı seviyedeydi. Sahaya gerek olmadan, şehir kapıları kale olarak kullanılırdı.

EPRODUCED FROM: 'KULTURGESCHICHTE DES SPORTS', C.H.BECK, P.181: FRESCO BY JAN VAN DER STRAET: CALCIO BEING PLAYED IN FRONT OF SANTA MARIA NOVELLA, 1558 (PALAZZO VECCHIO, FLORENCE)

‘KULTURGESCHICHTE DES SPORTS’, C.H.BECK, sayfa.181: FRESCO BY JAN VAN DER STRAET: CALCIO BEING PLAYED IN FRONT OF SANTA MARIA NOVELLA, 1558 (PALAZZO VECCHIO, FLORENCE)’den alıntı.

Tarihi kaynaklar, aslında futbolun yüzlerce yıldır oynandığını göstermekte. Futbol 12. yüzyıla gelindiğinde hem İngiltere’de hem de İtalya’da yaygındı. Rönesans Dönemi’nde Medici ailesinin büyük dükleri, futbolu milli bir spor haline getirdi.

Almanya’nın Saarland Üniversitesi’nden Kültürel Tarihçi Wolfgang Behringer, futbolun tarihi kaynaklarda ilk görüldüğü zamandan itibaren günümüze olan tarihsel gelişimini araştırdı.

Neden Eski İngiltere ve İtalya kentlerindeki bazı duvarların üst katlarında parmaklıklı pencereler vardı? Neden bu kadar yüksekte bu kadar pahalı önlemler alınmıştı? Wolfgang Behringer’e göre bu soruların cevabı: “Futbol! Rönesans Dönemi’ndeki insanlar futbolun nasıl bir oyun olduğunun ve nelere yol açacağının çok iyi farkındaydı ve pencerelerindeki pahalı camları sert toplardan korumak istemişlerdi.”

Futbol hiçbir zaman Antik Olimpiyatlar’da yer almadı ancak, Profesör Behringer’in tarih kitapları, yazışmalar, günlükler ve hatıratlar gibi tarihi kaynaklar üzerindeki çalışmaları, oyunun tarihinin Orta Çağ’a kadar dayandığını göstermekte.

Peki futbola ile ilgili bildiğimiz en eski kayıt nedir? Behringer “Ortaçağ kaynakları sadece toplu oyunlardan bahsediyor, onları birbirinden ayırmıyor. Toplu oyunlar bu dönemde genel olarak oldukça ünlüydü. Voleybola benzer bir oyun olan Pallone, Almanya ve İtalya’da en popüler spordu. Futbol ilk kez tarihsel kayıtlara geçmeden önce zaten var olan bir oyundu, yani ilk çıkışına dair sadece tahmin yürütülebilir. Muhtemel en eski yazılı kayıt 1137 yılına ait ve bu da İngiltere’de futbol oynarken ölen bir çocuğun ölümü üzerine hazırlanmış bir belge.” diyor.

Behringer “Geç Orta Çağ Dönemi’nden sonra, İtalya ve İngiltere futbolun kalesi konumundaydı.” diyor. Bir oyun sabahtan akşam karanlığına kadar yeterince ışık olduğu sürece oynanmaya devam ederdi. Saha veya oyun alanı birkaç kilometre uzunluğunda olabiliyordu. Belirli günlerde şehir kapıları kale olarak kullanılırdı. Özellikle ‘Tövbe Salısı’ (Büyük perhiz arifesi)  ve ‘Kül Çarşambası’ (büyük perhizin ilk çarşambası) günleri futbol turnuvaları için popüler tarihlerdi.

Bir takımda oynayan oyuncular için bir sayı sınırı ve oyun tarzı neredeyse hiç yoktu. Behringer “Adam öldürmeler yasaklanmış olmasına rağmen, neredeyse her fiziksel temasa izin vardı. Büyük kavgalar, kazalar, hatta ölümler pek nadir değildi, bu tarz olaylar gerçekleştikten sonra kan davalarının olduğuna dair belgeler var.” diyor. Tahmin edildiği üzere futbol sıklıkla yasaklanan bir oyundu. Sadece İngiltere’de 1314 ve 1667 yılları arasında 30 defa tamamen yasaklanmıştı. Ayrıca Behringer “Futbol oynayanları korumak amacıyla cezalar getirilmişti.” diyor.

İtalya’da futbol ‘Calcio’ olarak bilinirdi. Köyler ve kentler birbirleriyle yarış içindeydi. Behringer “Cosimo I di Medici spora çok düşkündü ve Medici ailesinden olan büyük düklerin çoğu gibi o da futbol oynadı. Rönesans Dönemi’nde Mediciler futbolu sahiplendiler ve Floransa’da futbolu milli spor statüsüne yükselttiler.” diyor. Mediciler oyunun nasıl oynanacağı konusunda daha nazik bir yaklaşım sergilediler ve oyunu bir nebze evcilleştirdiler ve medenileştirdiler. Hala sert bir oyun olmasına rağmen, rakibe gol atmak için her takımda 27 oyuncu olması kuralı getirildi.

1625 yılına ait bir kaynağa göre, top beyaz deriden yapılır ve içi hava ile dolduruldu. Behringer “Önemli oyunlar genellikle Piazza Santa Croce’de veya Santa Maria Novella Bazilikası’nın önündeki meydanda oynanırdı ve çok sayıda izleyiciyi kendine çekerdi. NE zaman uygun koşullar oluşsa, örneğin devlet ziyaretlerinde, düğünlerde ve bayramlarda Büyük ‘Calcio’lar organize edilirdi.” diyor. Kışın oyunlar, 1491 yılında Floransa boyunca akan Arno Nehri’nin donduğunda olduğu gibi bazen buz üzerinde oynanırdı. Ayrıca Behringer “Üzerine bir şey inşa edilmemiş veya ormanlarla kaplı olmayan düz alanlar seyrekti, bu yüzden bu geniş buz alanları hemen futbol sahası ilan edilirdi.” diyor.

Peki ya Almanya? “Almanya’nın futbol tarihi bu kadar eskiye dayanmıyor” diyor Behringer. Diğer toplu oyunlar ilk başlarda burada daha popülerdi, ama bazen de topu yere değdirmeden oynanan bir oyun olan ‘pallone’ gibi ayakların oyuna dahil olduğu oyunlar da oynanmış. Behringer’in günlükler üzerinde yaptığı araştırma, 16. yüzyılın sonlarında yaşayan Alman Kont Wolfgang Wilhelm’in Almanya’nın tarihte ilk onaylı futbolcusu olarak kabul edildiğini gösteriyor. Wilhelm iyi bir sporcuydu. Behringer “Neredeyse her güne ait “öğleden sonra: pallone” tarzında günlük yazıları bulunmakta.” diyor.

Modern şekliyle futbol 1863 yılında İngiltere’de kuruldu. Behringer “1863 yılında futbol her takımın 11 oyuncu ile sınırlandırılması gibi sistemleşmiş kurallarla oynanan bir spor haline geldi. Oyuncular eğer faul yaparsa veya elle oynarsa cezalandırılıyordu. Futbolun geleneksel ve daha agresif hali ‘rugby’ olarak adlandırıldı. Tek bir spor, ikiye bölündü.” diyor. Alman futbol kulüplerinin çoğu da 1890’lar itibariyle kuruldu.

Futbol Modern Olimpiyat Oyunları’na dahil edildi. 1900’da Paris’te gerçekleşen modern çağın 2. Olimpiyat Oyunları’nda Büyük Britanya futbolda, Fransa ise Rugby’de galip geldi. Behringer “1908 Londra Olimpiyat Oyunları, milli takımlar arasında gerçekleşen daha düzenli bir turnuva için bir ilkti. Çeyrek finalde İngiltere İsveç’i antrenörü bile olmadan 12-1 yendi. Yarı finalde Danimarka Fransa’yı 17-1 ile ezip geçti ve Sopus Niesen 10 gol kaydederek tarihe geçti. Finalde de Büyük Britanya Danimarka’ya üstünlük sağlayıp turnuvayı kazandı.” diyor.


Universität des Saarlandes, 16 Haziran 2016

Ege Üniversitesi Turist Rehberliği bölümünden mezun oldu. Şu an kokartlı bir turist rehberi. Arkeolojiye, sanat ve dinler tarihine ve psikolojiye çok meraklı. Farklı kültürleri keşfetmeyi, seyahat etmeyi çok seviyor. İletişim: muhsin.ulusoy@hotmail.com.tr

You must be logged in to post a comment Login