Bilek Fosili En Eski Atalarımızın Akrobat gibi Sıçradığını Gösteriyor

İlk primat, bir sıçrayıcı olabilir ama bir tırmanıcı değildi. Yıllar boyunca birçok biyolog, tüm primatların ortak atasının, ince ağaç dalları boyunca koşuşturan küçük bir hayvan olduğunu iddia etmişti. Şimdilerde, Fransa’da keşfedilen bir fosil, ilk primatın aslında akrobatik sıçramaya sahip tuhaf maymun benzeri bir hayvan olabileceğini ileri sürüyor. Bu bilgiler, primat evriminin gelişimi anlayabilmeyi zorlaştırıyor.

Kemiğin şekli ve boyutu, erken primatların havya doğru sıçraması için ayak bileklerinin esnediği ve keskin bir biçimde genişlediğini gösteriyor. C: Doug Boyer

Primatlar fosil kayıtlarında ilk olarak yaklaşık 57 milyon yıl önce görülüyor. Hızlıca iki gruba ayrıldılar. İlki ıslak burunlu primatlar; lamurlar bu gruba dâhil. İkincisi ise kuru burunlu primatlar; cadı makigiller (tarsier), maymunlar, şempanzeler, goriller ve insanlar.

Bölmenin her iki tarafındaki primatların ortak özellikleri var. El ve ayakların kavrama şekli ve tırnaklar gibi. Bu özellikler ortak atada evrilmeyi işaret ediyor.

(13 Milyon Yıllık Kafatası Ortak Atamızın Kuzenine Ait)

Kuzey Carolina’daki Durham’daki Duke Üniversitesi’nden Doug Boyer diyor ki: ‘’Erken primatlar, genellikle ellerini ve ayaklarını ince dallara dolayarak bir uçtan bir uca dolanan küçük hayvanlar olarak yapılandırılırlar. Bugünkü bir fare lemuruna benzeyen bir görünüme sahip oldukları ve dalların sonlarındaki çiçek, meyve ve böceklere rahatlıkla ulaşabilme konusunda uzaman oldukları düşünülmektedir.’’

Hikâyeler anlatan kemik

Ancak Fransa’nın Marsilya şehrinin yakınlarında bulunan 52 milyon yıllık kemik bu fikri sorgulatıyor. Boyer ve fosili beraber inceleyen meslektaşları, fosilin daha önce sadece bazı diş fosilleri sayesinde bilinen Donrussellia provincialis adlı erken bir primat ait olduğunu söylüyor.

Boyer, D. Provincialis’in şimdiye kadar keşfedilen en ilkel ıslak burunlu primat olduğuna inanıyor. Dahası, ayak bileği kemiğinin şekli ve boyutu, D. provincialis’in uzman bir sıçrayıcı olduğunu gösteriyor.

Bu çok önemli çünkü son çalışmalar ilkel kuru burunlu primatların iyi bir sıçrayıcı olduğunu gösteriyor. Archicebus achilles adlı ayrı bir tür ise 2013 yılında uzun arka bacaklı ve kısa ön bacaklı olarak tanımlandı. Bu tanımlama, zıplayıcı hayvanın karakteristik özelliklerini gösteriyor.

(Antik DNA Yokluğunda Antik Şeker Molekülü İnsan Evrimini Aydınlatabilir)

Boyer, Donrussellia ve Archicebus türlerinin kesinlikle ağaç üzerinde birbirlerine komşuluk yaptıklarını düşünüyor. Ayrıca kendisi: ‘’Her ikisinin de sıçramayla ilgili özelliklerin olması, akrobatik sırçama davranışlarının primat evriminin erken dönemlerinde önemli olduğu görülüyor.’’ diyor.

Boyer, ıslak ve kuru burunlu primatların evrimsel olarak ayrımından hemen sonra, ağaç dallarına tutunma konusunda benzer adaptasyonlar elde ettiklerini belirtiyor. Ama tüm primatologlar aynı fikirde değil.

Ann Arbor’daki Michigan Üniversitesi’nden Philip Gingerich, “Donrussellia’nın bir zıplayıcı olarak yorumlanması konusunda hiçbir süphem yok.” diyor. Ancak Donrussellia ve yakın akrabalarının gerçekten ıslak burunlu primatlar olduğuna daha az inanıyor.

Mevcut kanıtlara göre, Boyer’im Donrussellia’yı ıslak burunlu primatlar sınıfına koymasının doğru olduğunu dile getiriyor, Maryland’de Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Kenneth Rose. Rose ayrıca Donrussellia’nın zıplayıcı olduğu yönündeki elde edilen güncel sonuçları da kabul ediyor. Ancak kendisi, bu sıçrama özelliğinin primat atalarının ortak özelliği olduğu konusunda emin değil çünkü fosil kalıntılarının oldukça gelişigüzel olduğunu düşünüyor.

Belçika Kraliyet Kraliyet Bilimler Enstitüsü’nden Thierry Smith, erken primat evriminin hikâyesinin halen bir bilmece olduğunu söylüyor. Son 20 yıldır elde edilen fosiller karışıklığa da katkıda bulundular.

Uzun parmaklar

Eğer primatlar birer atlayıcı olarak başladılarsa, evrimsel olarak başlarda onları neyin yönlendirdiğini çözümlemek daha zor olacak. Özellikle ağaçlardaki meyveleri toplamak için gelişen dallar arası gezinme uzmanlığının nasıl yararlı olacağını anlamak kolay. Fakat bu durumda akrobatik sıçramayı işaret edecek bir senaryoyu düşünmek zor.

Diğer fosiller ise ilk primatların olağan üstü uzun parmaklara sahip olduğunu gösteriyor. Yani, muhtemelen büyük çaplı desteklerden (ağaç gövdelerinden) sıçrayan, çok akrobatik olan primatlardan söz ediyoruz. Fakat aynı zamanda kavramak için gerekli olanın ötesinde canavarca uzun parmaklara sahiplerdi.

Bu gerçekten tuhaf bir özellik kombinasyonu. Ama delice olan şey, araştırmacılar ilk primatlardan sadece birkaç milyon yıl önce ortaya çıkan apatemyidler olarak adlandırılan fosilleri keşfettiler ve aynı anatomik yapıya sahip oldukları tespit edilmişti.

Apatemyidler, primatlarla doğrudan ilişkili olmasa da, ilkel primatlara olan benzerlikleri, uzak atalarımızın nasıl yaşadığı hakkında önemli ipuçları sağlayabilir.


New Scientist. 9 Eylül 2017.

Makale: Boyer, D. M., Toussaint, S., & Godinot, M. (2017). Postcrania of the most primitive euprimate and implications for primate origins. Journal of human evolution111, 202-215.

Çukurova Üniversitesi Arkeoloji Bölümü mezunu. Birçok platformda çoğunlukla uzmanlık alanıyla ilgili yazılar hazırlıyor. Arkeolojinin herkes tarafından ilgi duyulması için çalışmalarda bulunuyor.

You must be logged in to post a comment Login