Antik Dönemden 16 Farklı Zar ve Masa Oyunu

Masa ve zar oyunları binlerce yıldır neredeyse tüm toplumlarda popüler bir etkinlik oldu. Bu oyunlar, o kadar eski ki, hangi oyunun en eski olduğu ve hatta orijinal oyunun hangisi olduğu bilinmiyor.

C: Jakob Bådagård/Public domain

Şu an Roma’daki Vatikan Müzesinde sergilenen MÖ 6. yüzyıla ait iki kulplu bu amforada, Yunan kahramanlar Aşil ve Ajax’ın Truva kuşatması sırasında zar oyunu oynadıkları görülüyor.

1- Viking satrancı

C: Vyborg Castle Museum

İskoçya’da yürütülen Book of Deer Projesi’nde çalışan arkeologlar, bir Ortaçağ manastırı olduğunu düşündükleri bir kazı alanından bir masa oyununu 2018’de gün yüzüne çıkardı.

Araştırmacılar, bu yapının Book of Deer’ı yazan keşişler tarafından kullanıldığına dair işaretler arıyor. Book of Deer, 10. yüzyılda Latince olarak yazılmış, Hristiyan öğretileri ve İskoç Galce yazıtlar bulunan en eski örneklerini içeriyor.

Bu tarih öncesi masa oyunu, gömülü katmanların üzerinde bulunan yuvarlak bir taşa oyulmuştu. Taşın 7. ile 8. yüzyıla ait olduğu anlaşıldı.

Tarihçiler bunun antik bir strateji oyunu olan ve Norveçlilere atfedilmiş hnefatafl olduğunu düşünüyorlar. Antik bir Norveç strateji oyunu olan bu oyuna bazı yerlerde Viking satrancı da deniyor.

(Antik Dönemlerde Zarlar Adil Değildi)

2- Orta Çağ Değirmen Oyunu

C: Michael Sharpe/Book of Deer Project

2018’de arkeologlar, Rusya’nın Finlandiya sınırına yakın Vyborg Kalesi’nin spiral merdivenlerinden birinin altında 13. yüzyıla ait gizlenmiş bir oda buldu.

Gizli odada bulunanlar arasında fotoğrafta görülen masa oyunu da vardı. Araştırmacılar, killi bir tuğlanın üzerinde oyulmuş bu oyunun “değirmen” veya “nine-man morris” olarak da bilinen oyunun Ortaçağ versiyonu olduğunu düşünüyor.

Bu oyun en az Roma İmparatorluğu’na kadar dayanıyor, hatta Ortaçağ Avrupa’sında da epey popüler olduğu biliniyor. İki oyuncu, oyundaki çizgilerin kesişim noktasına taşları koyarak sırayla oynuyor. Eğer oyunculardan biri üç parçayla oluşacak şekilde bir hatta “değirmen” kurmayı başarırsa diğer oyuncunun taşlarından biri ile ödüllendiriliyordu.

3- Lewis Satranç Taşları

C: The British Museum

Satranç oyunu Avrupa’da birkaç yüzyıldır oynanıyor – fakat arkeolojide en ünlü olan satranç seti belki de 1831’de Lewis adasında kumsala gömülü olarak bulunan Lewis Satranç Taşları.

Bu parçaların adaya nasıl ulaştığı hala bilinmiyor. Fakat arkeologlar, taşların 12 veya 13. yüzyıllarda yapıldığını düşünüyor. Bu dönemde Lewis adası Norveç Krallığı’nın bir parçasıydı –taşlar belki de seyahat eden bir tüccar tarafından sahile saklamak amacıyla gömülmüştü.

Lewis Satranç taşları, dört tam satranç setine ait olduğu düşünülen, deniz aygırı ve balina dişlerinden oyulmuş 93 parça içeriyor. En büyük parçalar Ortaçağ kralları, kraliçe, dini figür (fil), şövalye ve muhafızlardan (kale)  oluşurken, piyonlar sadece oyulmuş düz taşlardan oluşuyor.

4- Norveç Şövalyesi

C: Thomas Wrigglesworth/NIKU

Satranç oyununun Avrupa’ya 10. yüzyılda Orta Doğu tarafından tanıtıldığı düşünülüyor.

Hala birçok arkeolojik buluntu oyunun Ortaçağ Avrupa’sındaki popülerliğini kanıtlıyor. Bu buluntulardan bir tanesi, geçtiğimiz yıl Norveç Tønsberg’de 13. yüzyıldan kalma bir evde bulunan 800 yıllık bir satranç taşı.

Taşın satrançta, zamanında Persli ismi shatrani olan bir şövalyeyi temsil ettiği düşünülüyor. Arkeologlar geyik boynuzunun her ne kadar Avrupa’da bir yerde oyulduğunu düşünseler de Arap bir stile ait olduğunu söylüyorlar.

5- Go Oyunu

C: Wikipedia

Günümüzde tüm dünyada oynanan Go oyunu, aslında Çin’e ait. Belki de orijinal formunda oynanan en eski oyunlardan biri olan Go, 2.500 ila 4.000 yıl önce Çin’de geliştirildi.

Oyunun kökeniyle ilgili birçok hikaye bulunuyor. Bunlardan bir tanesi, oyunun MÖ 2356’dan 2255’e kadar hükümdarlık yapan efsanevi İmparator Yao tarafından oğluna disiplin öğretmek için icat edildiğini söylerken, bir diğeri oyunun bir tür büyülü kehanet tarafından ortaya çıktığını, siyah ve beyaz parçaların ise manevi kavramlar olan Yin ve Yang’ı temsil ettiğini iddia ediyor.

Go, MS 8. yüzyılda Japonya’da görülüyor, hatta aristokratların favori oyunlarından biri haline geliyor. Japonya’da profesyonel Go oyuncuları günümüzde ödülleri binlerce dolara varan turnuvalarda yarışıyor.

6- Yunan ve Roma Zarları

C: PHAS/UIG via Getty Images

Romalılar zar oyunlarını Yunanlılardan esinlenerek geliştirdi. Britanya Müzesinde Roma İmparatorluğu’nun kapsadığı bölgelere ait birçok antik zar oyunu koleksiyonu bulunuyor. Ayrıca, 1985’te Almanya’da da Roma dönemine ait zar atmaya yarayan “zar kulesi” adı verilen objelerden bir örnek bulundu. Antik döneme ait zarlar taş, kristal, kemik, geyik boynuzu veya diş gibi birçok materyalden yapılıyor, aynı zamanda günümüzde yaygın olan kübik zar eskiden bu kadar kullanılmıyordu. Ptolemaios Krallığı’na ait ve üzerine Yunan karakterlerin işlenmiş olduğu 20 kenarlı zar da dahil olmak üzere birçok polihedral zar arkeologlar tarafından bulundu.

Arkeologlara göre bu çeşit zarlar oyun için kullanılmaktan çok kehanetlerde kullanılmıştı. Zarın her bir yüzündeki yüzler veya kelimeler, zarı atan kişiye yön verdiği düşünülen antik tanrıya ait bir simge olabilir.

7- Çin Zar Oyunu

C: Courtesy Chinese Cultural Relics

2015’te Çin’de, Qingzhou şehrine yakın bir arazide bulunan 2.300 yıllık mezarda, çok alışılmış olarak kullanılmayan 14 kenarlı bir zar bulundu.

Hayvan dişinden yapılma bu zar ile birlikte, bir masa oyununa ait birçok parça da bulundu. Bu parçalara, üzerlerine numaralar çizilmiş 21 tane üçgen oyun parçası ve üzerinde “bulut ve şimşek görüntüleri içinde kaybolmuş iki göz” dekorasyonu olan ve bir zamanlar oyuna ait bir parça olan kırık bir kiremit de dahil. Arkeologlar bu parçaların günümüzde kurallarını kimsenin bilmediği ve Çin’de en son 1.500 yıl önce popüler olan antik bir masa oyunu “bo” / “liubo” olarak bilinen bir oyuna ait olduğunu düşünüyor.

8- İsrail Mancala Oyunu

C: Menahem Kahana/AFP/Getty Images

İsrail’in merkezinde Gedera kasabasına yakın bir yerde gerçekleştirilen, MS 2. yüzyıl Roma dönemine ait bir çömlek atölyesine ait kazıda çalışan arkeologlar, 2018’de bir “oyun odası” bulduklarını açıkladı.

Buluntular arasında, mancala adlı antik bir oyuna ait birçok parça ortaya çıktı. Sıra halinde taş banklara oyulmuş çukurların yanı sıra başka taşlara da oyulmuş daha büyük bir mancala oyununa ait parçalar bulundu.

Oda muhtemelen atölye çalışanları için bir dinlenme alanı görevi görüyordu. Odada ayrıca 20 banyo, yemek ve içmek için cam bardak ve kase seti de bulundu.

Mancala, özellikle Afrika ve Asya’nın bazı kesimlerinde hala popüler olan bir oyun. Oyun tahtasının çukurları arasında sayaçları, mermerleri veya tohumları hareket ettirerek, rakibin parçalarını yakalayarak ve oyunu kazanmak için tahtadan parçaları hareket ettirerek oynanıyor.

9- Hindistan Chaturanga’sı

C: Public domain

Pers oyunu shatrani’nin Hintli atası olan Chaturanga, Batı’ya satranç olarak aktarıldı. Kuzey ve Doğu Hindistan’a o dönem (MS 6. yüzyıl) hükmeden Gupta İmparatorluğu sırasında icat edilen oyuna ait “pro-satranç” tahtaları Indus Vadisi taraflarında bulundu ve 3.000 yıl öncesine ait olduğu tespit edildi. Modern satranç parçaları olan şah ve kale yerine Chaturanga’da general ve at arabası kullanılıyordu.

Chaturanga ismi antik bir dil olan Sanskritçede “dört ordulu” anlamına geliyor – eskiden ordunun geleneksel parçalarına verilen bir isim. Yukarıda verilen görsel, Gupta dönemine ait bir el yazmasından. Sahnede Hindu tanrıları Krishna ve Radha’nın sekize sekiz karelerde oluşan bir tahtada Chaturanga oynadığı resmedilmiş. Tahta, günümüzdeki satranç tahtaları gibi damalı değil, fakat köşe ve merkez karelerde işaretlenmiş olarak görülüyor. Kimse bunun nedenini bilmiyor.

10- Pachisi ve Chaupar

C: Public domain

Hint oyunu pachisi günümüzde hala oynanırken, oyunun bir versiyonu da Batı’da ludo oyunu olarak oynanıyor. Hindistan’ın ulusal oyunu olarak kabul edilen ludo’nun, daha

Görselde verilen 18. Mughal resminin illüstrasyonu Lucknow hükümdarının eşlerinin chaupar oynadığını gösteriyor, chaupar ise pachisi’ye çok yakın, aynı tahtayı kullanan başka bir oyun.

Pachisi ve chauparda oyuncular geleneksel olarak, altı veya yedi deniz kabuğu attıkları zaman parçaları oynatır. Oyunda kullanılan zarlar günümüzde hala aslını koruyor.

11- Gyan Chaupar

C: Shyamal/Wikipedia/CC BY 3.0

Orijinalinde “yılanlar ve merdivenler” olan Hindistan oyunu gyan chauparın versiyonları MS 10. yüzyıla dayanıyor.

Oyunun asıl amacı oyunculara ahlaki değerler kazandırmak; oyuncular daha alt manevi bağlardan daha üst, kutsal seviyelerdeki aydınlanmaya ulaşarak kazanıyor.

Hindistan’ın İngiliz hükmü altında olduğu dönemde gyan chaupar gibi birçok ahlaki değer öğretme gayesi olan başka oyun da batıya aktarıldı. Fakat en nihayetinde, oyunların ahlaki mesaj verme kaygısı gütmeyen birçok versiyonları türetildi.

Hindistan Ulusal Müzesi’nde 18. yüzyıla ait bir gyan chaupar tahtası ve parçaları 2018’de sergilenmeye başlandı (yukarıda).

12- Orta Amerika Patole

C: Public domain

Colombus öncesi Amerika’sında var olmuş Toltekler ve Mayalılar gibi birçok toplulukta patole veya patolli olarak bilinen masa oyunlarının başka versiyonları oynanıyordu.

16. yüzyıl Aztek klasik metinlerinde bulunan bu illüstrasyon Macuilxōchitl’i– sanat, güzellik, dans, çiçek ve oyunların tanrısı – patole oyununun oynanışını izlerken temsil ediyor. İspanyol istilacılar açık bir şekilde Azteklerin son kralı Montezuma’nın sarayında oynanan bu oyunu izlemekten keyif aldığını rapor ediyor.

Patole oyuncuları, büyük bahisler karşılığında oynarlardı – kazanmak için taşlarını haç şeklindeki tahtada zar veya fasulye taneleri atarak oynatır ve ortadaki özel olarak işaretlenmiş karelere götürmeye çalışırlardı.

Bazı antropologlar, tahtanın şeklinden Orta Amerika masa oyununun Hintlilere ait pachisiye benzediğini, yani Colombus öncesi iki bölgenin bir şekilde bağlantıya geçtiğini iddia ettiler. Fakat diğer araştırmacılar tarafından bu durumun olasılığı elendi.

13- Tazı ve Çakallar

C: Public domain

Günümüzde “Tazı ve çakallar” olarak bilinen oyunun en erken MÖ 2000 yılından kalma tahta ve parçaları birçok Antik Mısır arkeolojik alanından gün yüzüne çıkarıldı.

Amerikalı arkeolog Walter Crist, Azerbaycan’da Bronz Çağı’na ait bir barınakta aynı oyunun başka bir versiyonuna ait parçalara benzeyen taşlar buldu. Yukarıdaki görselde görünen set, İngiliz arkeolog Howard Carter tarafından 1910 yılında Teb şehrinde firavun Amenemhat IV’ün MÖ 18. yüzyıla ait mezarında bulundu. Bu oyun seti, New York Metropolitan Sanat Müzesi’nde görülebilir.

Oyun, iki set 29 delikten ve her bir oyuncuya ait ve deliklere sığan 10 çubuktan oluşuyor. Bu çubuklar tazı veya çakal başları ile süslenmiş. Oyunun amacının, rakibin çubuklarını toplayarak tahtanın bir ucundan diğerine doğru oynatmak.

14- Mısır Senet

C: Public domain

Antik Mısır oyunu senet dünyanın en eski masa oyunlarından biri sayılıyor. Oyuna ait olduğu düşünülen parçalar Mısır’ın ilk krallarının MÖ 3000 yıllarına ait mezarlarında keşfedildi.

Mısır kraliçesi Nefertari’nin mezar duvarına işlenmiş MÖ 12. yüzyıldan kalma yukarıdaki resimde, masa üzerindeki taşlardan görüldüğü kadarıyla kraliçe senet oyununu oynuyor.

Senet oyununun Orta Doğu’da diğer antik bölgelerde de karşımıza çıkması da Mısır’la ticari ilişkilerine dayanıyor.

Her ne kadar orijinal oyunun kuralları bilinmese de, oyun hakkındaki antik dönem yazmalarından kuralların modern yapılandırılması oluşturulabiliyor. Oyunun tahtasında belirli sembollerle belirtilmiş şanssız karelere gelmeden, zara benzer bir işlevi olan çubuklar atılıyor ve çubuk tarafından belirlenen sayılara göre oyuncuların taşları hareket ettiriliyor.

15- Mısır Mehen

C: Anagoria/Wikipedia/CC BY 3.0

“Sarmal olan” anlamına gelen mehen kelimesi, hem antik bir Mısır yılan-tanrısının, hem de MÖ Eski Krallık zamanında Mısırlılar tarafından oynanan bir oyuna verilen ad.

Tanrı ve oyun arasındaki ilişki hala belirsiz olsa da, mehen oyunu popüler olduğu dönemden kalma mezarların üzerine çokça işlenmiş durumda.

Birçok yeniden yapılandırılmış kural olsa da, antik oyunun orijinal kuralları bilinmiyor. Sarmal görünümdeki oyun tahtasına aslan şeklinde altı oyuk oyulmuşken yine altı setten oluşan küçük toplar da aslanların “yemi” görevi görüyordu.

16- Kraliyet Oyunu Ur

C: The British Museum

Günümüzde Irak’ta bulunan Ur Kraliyet Mezarlığı’nda 20. yüzyılda yapılan kazılarda çıkarılan Sümer mezarı, şu anki ismiyle Kraliyet Oyunu Ur’un tek bir tahtasının bulunduğu yer idi. Bu, oyunun en azından MÖ 3100 yıllarına ait olduğunu gösteriyor. Bu oyunun çıkartılmasından sonra Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Asya’da birçok değişik masa oyunu ortaya çıkarıldı.

Çok sık rastlanılmayan bir biçimde, bu oyunun orijinal kuralları MS 2. yüzyıldan kalma Babil’e ait kil tabletlerde yazılı bulunduğu için günümüzde biliniyor.

Oyunun amacı, rakibinizden önce elinizde bulunan tüm taşları oyun tahtasının karşısına geçirmek. Taşlar piramit şeklindeki dört kenarlı zara göre hareket ettiriliyor.

Günümüzde, Irak’ın Kürdistan bölgesinde bulunan Raparin Üniversitesi’nde bu antik oyun, hoşça vakit geçirmek için hala oynanıyor.


Live Science. 10 Aralık 2018.

İTÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik '19 mezunu. Almanya, Bonn Üniversitesi'nde Organizmik, Evrimsel Biyoloji ve Paleobiyoloji Yüksek Lisansı yapıyor. Kariyer hedefi Koruma Genetiği, Evrimsel Genetik yönünde ilerliyor.

You must be logged in to post a comment Login