Suriye’nin 7 Büyüleyici Arkeolojik Alanı

Suriye, dünyanın en zengin arkeolojik mirasına sahip ülkelerinden biri. Afrika, Asya ve Avrupa kavşağındaki ülke, günümüzde hala dünyanın en büyük imparatorluklarının izlerini taşıyor.

Ebla şehri çivi yazılı tabletlerden, çarpıcı Roma kentlerine Suriye’nin yedi büyüleyici arkeolojik mirasını sizlerle paylaşıyoruz.

1. Ebla Antik Kenti

suriye'nin en önemli kültürel miras alanları

Elba Antik Kenti ya da Tell Mardikh, ilk olarak 1964 yılında İtalyan Arkeolog Paolo Matthiae tarafından Halep şehrinin 55 kilometre güneyinde keşfedildi. Kentin gelişimi günümüzden 2500 ila 3000 yıl öncesine tarihlense de, buluntular en az MÖ. 3000 yılından itibaren kentte yerleşim olduğunu gösteriyor. Burada arkeologlar tarafından, Sümer alfabesiyle yazılmış 20.000 çivi yazılı tablet hazinesi gün ışığına çıktı. Daha çok ekonomiyle ilgili olan bu tabletler, antik kent sakinlerinin günlük yaşamıyla ilgili bilgilere de sahip.

2. Apamea Antik Kenti

suriye'nin en önemli kültürel miras alanları

Apamea Antik Kenti MÖ. 300 yılında Seleukos Kralı Nikator tarafından kuruldu. Asi(Orontes) Nehri kenarında kurulan bu büyük şehrin, en parlak döneminde yarım milyon insana ev sahipliği yaptığı düşünülüyor. Kent, MÖ. 64 yılında Roma İmparatorluğunun bir parçası oldu.

Milattan sonra 115 yılında gerçekleşen büyük bir depremle yıkılan görkemli şehir, daha sonra 7. yüzyılda yabancı işgalciler tarafından için yağmalandı. Günümüze ulaşan büyüleyici sütunlar hala turistlerin ilgisini çekmekte.

3. Busra Antik Kenti

suriye'nin en önemli kültürel miras alanları

Busra Antik Kenti bir zamanlar Roma’nın Arabistan eyaleti başkenti olmuştu. Şehrin adı ilk olarak Tell el-Amarna’da bulunan yaklaşık 3400 yıllık Mısır tabletlerinde geçmekte. Daha sonraki yıllarda ise bölgeye Nebatiler egemen oldu. MS. 106 yılında Busra, Roma İmparatorluğunun bir parçası oldu. Busra altın çağını, çeşitli ticaretler için uzun yolculuklar yapan Arap kervanları tarafından ticaret merkezi konumuna gelmesiyle yaşadı.

Neredeyse hala ayakta olan Busra Antik Kenti, günümüze kadar birçok imparatorluğun izlerini taşıyarak ulaştı. Antik kentte günümüze kadar çok iyi korunarak gelmiş 2. yüzyıl Roma tiyatrosu, dünyanın bilinen en eski camilerinden biri ve Bizans dönemine ait katedral bulunmakta.

4. Aleppo Antik Kenti

suriye'nin en önemli kültürel miras alanları

Aleppo Antik Kenti (Halep), 5000 yıl boyunca kesintisiz olarak yerleşim gördü. Hititlerden Asurlulara, Moğollardan Osmanlılara kadar hemen hemen her büyük imparatorluk tarafından yönetildi. Şehir 12. yüzyıla tarihlenen camisi ve 13. yüzyıla tarihlenen sitadeli ile ünlü. Bu sitadel en az M.Ö. 3000’e tarihlenen bir arkeolojik höyük üzerine inşa edilmiş.

5. Şam

suriye'nin en önemli kültürel miras alanları

Suriye’nin başkenti Şam, MÖ. 4. bin yılda kuruldu fakat şehir dışındaki kazılardan (Tel Ramad) insanların bölgede en az 8000 ila 10000 yıldır yaşadığı biliniyor. Şehir, Ortaçağda zanaat ve sanayi alanında gelişti, özellikle kılıç ve dantel üretimi konusunda uzmanlaştı. Kentteki antik izler günümüzde, Roma Dönemi’nde Tanrı Jupiter için yapılmış tapınak, Roma Dönemi şehir duvarları ve 8. yüzyıla tarihlenen Emevi camisiyle görülmekte.

6. Palmira Antik Kenti

suriye'nin en önemli kültürel miras alanları

Palmira Antik Kenti, Hindistan’dan Roma’ya, Çin’den İran’a kadar uzanan ticaret yollarının kesişme merkeziydi. Suriye çölünün ticari kervanlarının geçiş noktasında olması sebebiyle “Çölün Gelini” olarak da bilinen şehrin ismi ilk olarak MÖ. 2. yüzyıla tarihlenen tabletlerde geçse de, Roma İmparatorluğunun kontrolü altına girdiğinde gelişerek önemli bir merkez konuma geldi.

MS. 272 yılında yağmalanmasına rağmen, Ba’al Tapınağı, Diocletianus’un kampı -büyük askeri kompleks- ve şehrin dışında kalan geniş nekropol gibi birçok kalıntı günümüze ulaşmayı başarabildi.

7. Haçlı Kalesi

suriye'nin en önemli kültürel miras alanları

Batı Suriye’de bulunan ve inanılmaz derecede iyi korunmuş olan Krak Des Chevaliers Kalesi, 1142 – 1170 yılları arasında Hospitalier Şövalyeleri tarafından inşa edildi. Şövalyeler 1. Haçlı seferleri sırasında kutsal toprakları korumakla yükümlüydü.

1271 de Memlüklüler tarafından alınana kadar haçlıların elinde kaldı ve Haçlı Seferleri’nin sembolü olarak nitelendirildi. Memlük Sultanı Baybars, kale içerisinde bazı düzenlemeler yaparak var olan kiliseyi camiye dönüştürdü. Kale günümüze şaşırtıcı derecede iyi korunarak 13. Yüzyıldaki haliyle ulaşmış.

Temmuz 2013’te yayımlanan raporlara göre kalenin, Suriye’deki iç savaş nedeniyle ciddi hasarlar aldığı tespit edildi.


Live Science

İstanbul Üniversitesi Klasik Arkeoloji bölümü Lisans ve Yüksek Lisans mezunu.

You must be logged in to post a comment Login