2016 Haziran Ayının En İlginç 10 Arkeoloji Haberi

Haziran ayında daha önceki aylarda da olduğu gibi Türkiye’de siyasi ve terör olayları gündemdeydi. Bu sırada dünyada ise birbirinden önemli arkeolojik ve antropolojik keşifler yapılmaya devam etti. Bu keşiflerin birçoğu dünyanın gündeminde yer ederken, Türkiye ise yaşam şartları ve çeşitli sorunlar yüzünden başka konularla meşguldü. Arkeofili olarak her gün Türkiye ve dünyadaki arkeolojik gelişmeleri sizlere aktarırken, gündemin yoğunluğundan haberleri kaçırmış olabilecekler için en ilginç ve en önemli keşifleri her ay sizin için derliyoruz.

1- Tayland’ta Maymunlar 50 Yıldır Taş Devrini Yaşıyor!

F: bbc

F: bbc

Afrika’da şempanzelerin 4300 yıldır taş alet kullandıkları keşfedildikten sonra Tayland’ta da makakların taş devrine girdiği kesinleşti.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

Tayland adalarından birinde, bir grup vahşi makak kabuklu deniz canlılarını ve kabuklu yemişleri yiyebilmek için taş alet kullanmayı öğrendi. Böylece maymunlar tam anlamıyla Taş Devri’ne girdi.

2- 8.000 Yıl Önce Avrupa’ya İlk Tarımı Egeliler Getirdi

Avrupa'nın ilk tarımcıları Ege'den göç etti

Paleogenetik araştırmalar, Avrupa’daki ilk tarımcıların DNA kökenlerinin neredeyse kesintisiz olarak Ege’ye dayandığını gösterdi.

Araştırmacılar, Türkiye ve Yunanistan’daki ilk tarımcıların iskeletlerinden DNA’larını analiz etti. Araştırmaya göre, Kuzey Yunanistan ve Batı Anadolu’daki Neolitik dönem tarımcıları, Balkan güzergahından Orta Avrupa’ya ve Akdeniz rotasından İber Yarımadası’na ulaştı. Bu kolonistler, tarımı, yerleşik yaşamı, evcilleştirilmiş hayvan ve bitkileri Avrupa’ya getirdi.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

3- İspanya’daki Kilisede Van Gogh’un Otoportresine Benzeyen Mumya Bulundu

2016 Haziran Ayının En İlginç 10 Arkeoloji Haberi

İspanya’daki eski bir kilisede Van Gogh’un ünlü otoportresine inanılmaz derecede benzeyen bir mumya bulundu.

Gerçek adı bilinmeyen bu mumya, İspanya’nın Zaragoza kenti yakınlarındaki Quinto köyünde yer alan bir kilisenin restorasyonu sırasında bulunan 30 mumyadan biri.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

4- Tutankamon’un Hançeri Meteoritten Yapılmış

© onlinelibrary.wiley.com

© onlinelibrary.wiley.com

Yeni yapılan araştırmalar, Antik Mısır Firavunu Tutankamon’un mezarında bulunan hançerin meteoritten yapıldığını doğruladı.

Hançer, Arkeolog Howard Carter tarafından Tutankamon’un mezarının keşfinden üç yıl sonra, 1925 yılında bulunmuştu. Hançer, çocuk firavunun sağ kalçasını saran sargıların içindeydi. Süslü bir altın sapı ve neceftaşından bir topuzu bulunuyordu. Demir bıçak, bir tarafı zambak desenleriyle, diğer tarafı ise kuştüyleri ve bir çakalın kafasıyla süslenmiş altın bir kın ile korunuyordu.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

5- Tarım Orta Doğu’da Birbirinden Bağımsız İki Kere Keşfedilmiş

genom analizlerine göre tarım ortadoğuda iki kere keşfedildi

Günümüz Türkiye, İran, Ürdün, Ermenistan ve İsrail topraklarında 14,000 ila 3,500 yıl önce yaşamış insanların genomlarına göre, iki farklı Orta Doğu popülasyonu birbirinden bağımsız olarak tarımı geliştirdi ve daha sonra bu teknolojiyi Avrupa, Afrika ve Asya’ya yaydı.

İran’da Orta Zagros Arkeoloji Projesi’ni yöneten, Roger Matthews, Güney Levant’taki ve İran’daki avcı toplayıcıların birbirinden bağımsız olarak tarımı geliştirdiğine dair kanıtlara bir yenisini eklediğini söylüyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

6- 2600 Yıllık Yunan Şiirini Tarihlemek İçin Dönemin Gökyüzü Canlandırıldı

2600 Yıllık Yunan Şiirini Tarihlemek İçin Dönemin Gökyüzü Canlandırıldı

Gökbilimciler Antik Yunan şairi Sappho’nun 2600 yıllık şiirini tam olarak tarihlendirmek için antik zamandaki gökyüzünü yeniden canlandırdı.

Araştırmacılar, antik şair Sappho’nun yazdığı “Midnight Poem” (Gece Yarısı Şiiri) adlı eserin ne zaman yazıldığı konusundaki zaman aralığını daralttılar. Sappho’nun meraklı şiirsel bakışı, onu ayrıca muhteşem bir gökyüzü gözlemleyicisi yapmıştı. Şiirlerindeki keskin astronomik detaylar, araştırmacılara her bir eserinin tarihini saptamada yardımcı oldu.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

7- Çatalhöyük’te Ölüler Akbabaların Yemesi için Çatılara Konmuş Olabilir

Çatalhöyük'teki akbaba duvar resminin orijinali Ankara'daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde bulunmaktadır. (F: Georges Jansoone, CC BY-SA 3.0 lisansı- wikimedia commons.)

Çatalhöyük’teki akbaba duvar resminin orijinali Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde bulunmaktadır. (F: Georges Jansoone, CC BY-SA 3.0 lisansı- wikimedia commons.)

Çatalhöyük’te çalışan araştırmacılar uzun süredir, kazılarda keşfedilen kızıl akbaba resimleri ile, bulunan başsız iskeletler arasında bir ilişki olup olamayacağını düşünüyordu. Yeni yayınlanan bir araştırma, insanlar gömülmeden önce, cesetlerindeki etlerin akbabalar tarafından iskeletten ayrılması için çatıda bırakılmış olabileceğini öne sürüyor.

Yaklaşık MÖ 7500-5700 arasında yerleşilen Çatalhöyük’te normal mezarların yanında, ayrıca 14 adet başsız iskelet bulundu.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

8- İrlanda’da Bir Bataklıkta 2,000 Yıllık Tereyağ Bulundu

İrlanda'da Bir Bataklıkta 2,000 Yıllık Tereyağ Bulundu

İrlanda’da bir bataklıkta, tanrılara bir adak olarak buraya atılmış olabileceği düşünülen 10 kg ağırlığında bir tereyağ topağı bulundu. İrlanda’da binlerce yıl önce bu bataklıklara cesetlerin atıldığı da biliniyor.

Kesif bir peynir kokusuna ve yumuşak bir kıvama sahip olan tereyağının 2,000 yıllık olduğu düşünülüyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

9- İstatistiki Tarihlemeye Göre Homo Naledi 912 Bin Yaşında Çıktı

Homo naledi canlandırması ve iskeleti (F: National Geographic)

Homo naledi canlandırması ve iskeleti (F: National Geographic)

Bayes filogenetik yöntemleriyle yapılan analizler, istatiksel tarihlemeye başvurarak, yakın zamanda Güney Afrika’da keşfedilen insan türü Homo naledi‘nin 912 bin yıllık olduğunu gösterdi. Yeni yayınlanan çalışmadaki araştırmacılar, Homo naledi‘nin hominin evrim ağacındaki yerini ve yaşını öğrenmeyi amaçlanıyor.

Geçtiğimiz aylarda Güney Afrika’da bir mağaranın derinliklerinde bulunan Homo naledi ismi verilen türe kemikler, sadece bilim dünyasında değil tüm dünyada ilgiyle karşılanmıştı. 15 farklı iskelete ait kemiklerin, insanın ataları hakkında bildiklerimizi değiştirebileceği söyleniyordu.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

10- Antik Roma Kadınları Sanılandan Daha Özgürdü

Antik Roma Kadınları Tahmin Edildiğinden Daha Özgürdü

Antik Roma’ya dair sadece erkeklerin yurttaş sayıldığı ve Roma kadınlarının eşlerinin ve babalarının bir uzantısı olduğu günümüzde çok yaygın bir görüş. Radboud Üniversitesi’nden tarihçi Coen van Galen, bu görüşün doğru olmayabileceğini savunuyor. Roma kadının toplumdaki sosyal rolünün araştırılması, kadınların ailenin reisi konumuna bile gelebileceğini gösterdi.

Antik Roma toplumu, oldukça maço ve genel olarak kadın düşmanı olmasına rağmen, Roma imparatorluğunda yaşayan birçok kadın, 20. yüzyılda batı toplumundaki kadınlardan daha fazla kişisel özgürlüğe sahipti. Tarihçi Coen van Galen da tezinde, Roma kadının toplumdaki sosyal rolünü araştırdı ve kadınları ailenin reisi konumuna bile gelebileceğini gösterdi.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

BONUS:

Zonguldak’ta 4112 Yaşında Porsuk Ağacı Bulundu

Zonguldak'ta Bronz Çağ'a tarihlenen Porsuk ağacının (Taxus baccata), Anadolu'nun bilinen en yaşlı ağacı olduğu ortaya çıktı. Ağaç aynı zamanda dünyanın en yaşlı beş ağacı arasına girdi.

Zonguldak’ta bulunan ve Bronz Çağ’a tarihlenen Porsuk ağacı (Taxus baccata).

Zonguldak’ta yeni tespit edilen bir Porsuk ağacı tam 4112 yaşında çıktı ve dünyanın bilinen en yaşlı Porsuk ağacı oldu. Ağaç ilk olarak Bronz Çağı’nda filizlenmiş.

Zonguldak’ta Bronz Çağ’a tarihlenen Porsuk ağacının (Taxus baccata), Anadolu’nun bilinen en yaşlı ağacı olduğu ortaya çıktı. Ağaç aynı zamanda dünyanın en yaşlı beş ağacı arasına girdi.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login