2016 Nisan Ayının En İlginç 10 Arkeoloji Haberi

Yaklaşık bir haftadır Türkiye’deki arkeoloji gündemi tamamen Hatay’da bulunan “Neşeli İskelet” olsa da, dünyada birçok önemli keşif yapılmaya devam ediyor. Nisan ayı listemizde dünya çapında yapılan birbirinden ilginç arkeolojik keşiflere, deneysel çalışmalara ve rekonstrüksiyonlara yer verdik.

1- Erkek Neandertal ve Kadın Homo sapiens Çocuk Yapmakta Zorlanıyordu

Erkek Neandertal ve Kadın Homo sapiens Çocuk Yapmakta Zorlanıyordu

El Sidron’daki Neandertal erkeğin Y kromozomunun incelemesi, günümüz erkeklerinin Y kromozomlarına hiç benzemediğini gösterdi.

Yıllardır dişi Neandertallerin genom dizilerinin çıkarılmasından sonra, araştırmacılar sonunda erkek bir Neandertal’in Y kromozunu da yakından inceleme şansını buldu. Araştırmacılar, Neandertallerin Y kromozomunun günümüzde yaşayan hiçbir modern insanın Y kromozomuna benzemediğini keşfetti. Bu da Neandertal erkeklerin ve modern insan kadınların, sağlıklı bir erkek çocuğa sahip olmakta zorlanmış olabileceği anlamına geliyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

2- Yunanistan’da Elleri Zincirli Antik İsyancılar Bulundu

Atina yakınlarındaki bir toplu mezarda ortaya çıkarılan zincirli iskeletler, Atina’daki bir tiranı devirmek isteyen bir soylu olan Kylon’un öldürülen destekçileri olabilir.

Toplu mezar, Atina’dan 4 km uzaklıktaki bir liman olan Phaleron’da büyük bir mezarlığın kazısında keşfedildi. Son birkaç yılda Phaleron’da MÖ 8. ile 5. yüzyıl arasına tarihlenen büyük bir mezarlık ortaya çıkarılmıştı. Zincirlenmiş bireyler de dahil olmak üzere Phaleron’da son 4 yıldaki yeni kazılar mezarlıkta sanılandan çok daha fazla iskelet olduğunu ortaya koydu. Yaklaşık 4,000 metrekare alan kaplayan mezarlıkta en az 1,500 adet iskelet bulunuyor. Mezarlıkta, yaklaşık 80 kişilik bir grubun yanyana gömüldüğü bir toplu mezardaki iskeletlerden 36 tanesinin elleri demir prangalarla bağlı.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

3- Peru’daki Antik Spiral Şekillerin Sırrı Uydu Fotoğraflarıyla Çözüldü

Peru'daki Antik Spiral Şekillerin Sırrı Uydu Fotoğraflarıyla Çözüldü

Peru’nun güneyindeki kurak vadilerde bulunan su kanalları üzerindeki spiral şekillerin sırrı uzaydan çekilen fotoğraflarla çözüldü. Bu spiral huni şeklindeki kanalların sırrı, uzun bir süre boyunca çözülememişti. Buradaki su kanallarının tarihi, radyokarbon yöntemi ile ölçülemiyordu. Burada yaşayan medeniyet, yazı kullanmadığı için yapıların ne amaçla kullanıldığı da bilinemiyordu.

Uzmanlar, spiral şeklindeki bu yapıların yeraltı sularını çıkarmak için yapılmış gelişkin bir hidrolik sistem olduğunu söylüyor. Yeraltında birikmiş sular bir dizi kanalla ihtiyaç duyulan yerlere taşınıyor, artan kısmı ise rezervuarlarda saklanıyordu. Su akışını sağlamak için kanalların üzerinde spiral huni şeklinde bacalar inşa edilmişti. Bu huniler sayesinde kanala rüzgar giriyor ve böylece su akışı sağlanıyordu. Bu sular, tarım amaçlı kullanıldığı gibi insanların günlük ihtiyaçları için de kullanılıyordu.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

4- Bin Yıllık Şarkının Kayıp Dizeleri Bulundu ve Seslendirildi

Kayıp sayfa. (Görsel: Cambridge Üniversitesi kütüphanesi)

Kayıp sayfa. (Görsel: Cambridge Üniversitesi kütüphanesi)

11. yüzyıldan beri bazı dizeleri kayıp olan antik şarkının eksik parçaları bulunarak araştırmacılar tarafından enstrümanlarla çalındı.

İngiltere’de 11. yüzyıla ait, Antik Roma dönemi felsefe kitabı dinletisine eşlik etmek için yazılan Teselli Şarkısı adlı melodinin eksik notaları 1000 yıl sonra tamamlandı. “Teselli Şarkısı” adlı eser, Antik Romalı filozof Boethius’un Felsefenin Tesellisi (The Consolation of Philosophy) adlı kitabına eşlik etmek için yazılmıştı.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

5- İngiltere’de 1300 Yıllık El Yazması Kuran’ın Tamamı İnternette Yayımlandı

İngiltere'de Bulunan 1370 Yıllık Kuran'ın Tamamı İnternette Yayımlandı

İngiliz Kütüphanesi, 1300 yıllık en eski örneklerden biri olan Kuran’ı tamamen dijital ortama aktardı ve herkese açtı.

Kuran’ın en eski kopyalarından olan ve 8. yüzyıla tarihlenen bu örnek, tüm Kuran’ın üçte ikisinden daha fazlasına sahip ve 121 yapraktan oluşuyor. Aynı zamanda bu Kuran, bugüne kadar bilinen el yazması erken Kuranlar arasında en fazla bölüme sahip olanı.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

6- Moğolistan’da 1500 Yıllık Türk Mumyası Bulundu

Moğolistan'da 1500 Yıllık Türk Mumyası Bulundu

Moğolistan’daki Altay Dağları’nda Türk kökenli olduğu düşünülen 1,500 yıllık bir mumya bulundu. Yanında bir yay olmadığı için bir kadına ait olduğu düşünülen mezarda, kurban edilmiş bir at ile at takımlarının yanı sıra, çok iyi korunmuş durumda olan renkli işlemeli çantalar, 4 farklı kıyafet ve yastıklar da bulundu.

Araştırmacılar bulunan mezarın, Orta Asya’da bulunan ilk eksiksiz Türk mezarı olduğunu söylüyor. Mumyanın bulunduğu mezarda bir at, eyer, dizgin, kilden bir kap, ahşap bir kase, bir demir kazan, ve “Dööl” adı verilen dört farklı geleneksel Moğol kıyafeti bulundu. Mezarda ayrıca yastıklar, bir koyun kafası, içine bir koyunun sırtı konulmuş keçeden bir seyahat çantası, keçi kemikleri, ve çanağı taşımak için kullanılan bir çanta da vardı.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

7- İtalya’da 900 Yıllık Kilise Tel Örgülerle Canlandırıldı

Fotoğraf: The Blind Eye Factory,

Fotoğraf: The Blind Eye Factory,

Sanatçı Edoardo Tresoldi, İtalya’daki Siponto Arkeoloji Parkı’nda, 900 yıllık kiliseyi tel örgülerle birebir ölçülerde yeniden hayata döndürdü.

Siponto bazilikası, erken 13. yüzyılda depremler ve büyük ihtimalle tsunamiler tarafından yok edilen bir Antik Yunan kolonisinden geriye kalan halen ayakta duran tek bina. Yeni restore edilen bazilikanın yanında, kalıntıların üstünde demir tel örgülerden yapılmış bir katedral bulunuyor. Yapı, sütunları, kemerleri ve mimari özellikleriyle gerçek bir katedralin özelliklerini taşıyor. Tel örgüler ise bir hologram, ya da 3 boyutlu bir karakalem çizim görüntüsü veriyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

8- Chauvet Mağarası Sanılandan 10.000 Yıl Daha Eski Çıktı

Chauvet Mağarası Sanılandan 10.000 Yıl Daha Eski Çıktı

Fransa’da bulunan tarihöncesi Paleolitik mağara sanatının en iyi temsil edildiği mağaralardan biri olan Chauvet mağarasının sanılandan 10.000 sene önceye tarihlendiği ve mağarada iki ayrı yerleşim evresi yaşandığı düşünülüyor.

Yıllardır bu mağara resimlerinin günümüzden yaklaşık 24.000 – 20.000 yıl önce yapıldığı düşünülüyordu. Şimdi ise mağaranın daha eski ve karmaşık bir tarih olduğu ortaya çıktı. Mağara’daki kırmızı ve siyah boyalar üzerine yapılan radyokarbon çalışmalarına göre çizimlerin çoğu 30.000 yıl öncesine tarihleniyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

9- Altamura Neandertali’nin Yüzü Canlandırıldı

2016 Nisan Ayının En İlginç 10 Arkeoloji Haberi

İtalya’daki Altamura kasabası yakınında bulunan 150.000 yıl önce yaşamış olan bir Neandertalin kalsit tabakasına gömülü yüzü, hiper-gerçekçi bir yüz ve vücut modeli ile yeniden canlandırıldı.

Altamura adamı olarak bilinen fosilleşmiş iskelet, DNA’sı çıkarılabilen en eski Neandertal olmuştu. 1993’te Altamura’daki karstik Lamalunga mağarasında bulunan iskeletin saç, sakal ve bıyığıyla birlikte gerçek boyutlu bir modeli çıkarıldı.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

10- Atina’da Tavernacıları Lanetleyen 2400 Yıllık Tabletler Bulundu

Atina'da Tavernacıları Lanetleyen 2400 Yıllık Tabletler Bulundu

Atina’da bir genç kadının mezarında taverna işleten insanları lanetleyen 2,400 yıllık beş adet kurşun tablet bulundu.

Tabletlerin dört tanesinde, “kitonik” yani yeraltı dünyası tanrıları çağıran ve Atina’daki dört farklı karı-koca taverna işletmecisini hedef almalarını isteyen lanetler yazılıydı. Beşinci tablet boştu, ve büyük ihtimalle bu tablete büyüler sözlü olarak söylenmişti. Beş tablet de demir bir çiviyle delinmiş, katlanmış ve mezara konulmuştu. Antik inanışlara göre, mezar bu tabletlere, bahsedilen yeraltı tanrılarına ulaşma imkanı veriyordu. Böylece tanrılar lanetin buyurduğu şeyleri yapabilecekti.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

BONUS

Mimar Sinan’ın Camisindeki Çinilerin Üstüne Kalorifer Peteği Döşendi

Mimar Sinan'ın Camisindeki Çinilerin Üstüne Kalorifer Peteği Döşendi

İstanbul’un Kocamustafapaşa semtinde yer alan ve Mimar Sinan’ın yaptığı Ramazan Efendi Camii’ndeki benzersiz çinilerin üstüne kalorifer peteği yerleştirildi.

Bezirganbaşı Camii, Hüsrev Çelebi Camii ve Bazergân Mescidi gibi isimlerle de anılan Ramazan Efendi Camii’nde eşsiz çinilere yapılan muamele görenleri hayrete düşürdü. 1586 yılında yaptırılan camide 400 Yıllık çinilerin üstüne kalorifer peteği döşendi ve üstüne “Lütfen peteklere yaslanmayın, tarihi çiniler kırılarak zarar görmektedir” yazılı bir kağıt yapıştırıldı. Fakat camiinin en önemli süslerinden olan tarihi çinilerin üstüne neden kalorifer peteği yerleştirildiğine kimse anlam veremedi.

Ayrıca Nisan ayında hazırladığımız çok okunan özel dosyaları ve listeleri aşağıda görebilirsiniz.

İnfografik Anlatımla Yakın Akrabamız Neandertaller
Şamanizm ve Şamanizmin Ortaya Çıkışı
Antik Dünyanın En Güçlü 10 Kadını
Tarihte Çocuk Yaşta Tahta Çıkmış 7 Hükümdar
Antik Dünyadan Günümüze Ulaşmış 19 Oyuncak

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login